4- Yakınlaşma

1.2K 98 22
                                    

Multi yağmur sahnesinden.

Hilmicem ile onun çok cici sevgilisi (!) Begüm, aşağıda dün Hilmicem için binbir türlü emekle yaptığım keki yiyorlardı.

Ben ise odam da ifadesizce oturmuş, boş gözlerle etrafa bakıyordum. Neden bunlar hep benim başıma geliyordu ?

Önce 13 yıldır aşık olduğum çocuk, aşkımdan bir haberken, ailesiyle beraber yurt dışına gitmişlerdi. 14 yaşımda, ergen kızın tekiyken, duygularımın hepsi ona aitken, birden onsuz kalmıştım. Önce geçecek sanıyordum. Unuturum diyordum. Geçici bir hevesti, çocukluktu işte diyordum. Her gün onu unutmaya daha çok yaklaştığımı sanıyordum. Fakat günler geçtikçe, ona olan hislerim daha da kuvvetleniyordu.

Ona olan aşkım dışında, harika bir dostluğumuz vardı. Ben Merve, Murat ve Hilmicem, çok yakın arkadaştık her şeyden önce. Her ne kadar Merve'yle sonradan tanışmış olsak da, o da bizden biri olmuştu.

Derken, lisenin son yılı yeni başlamışken, onunla telefondan, Skype'dan, iletişime geçmeyi hiç kesmemişken, bir gün ondan haber gelmişti. Geri dönecekti işte.

Yaşadığım şok, yerini hevese bırakırken, onun gelmesine dakikaları sayıyordum adeta. Öyle özlemiştim onu.

Günler çabucak geçmiş, o gelmişti işte. Mutlu olmam gerekmez miydi ? Olamıyordum işte. İşler hiç istediğim gibi gitmiyordu.

Zaten hayat olması gerektiği gibi değil, olduğu gibiydi.

Bencillik yapmamalıydım. Her şeyden önce, o mutluysa, ben de mutluydum. Zaten aşk böyle bir şey değil miydi ? Onun mutluluğu için kendi mutluluğundan vazgeçebilmek. Her zaman yaptığım gibi, kalbime gömmeye devam edecektim hislerimi.

Kalbim adeta mezarlığa dönmüştü. Hisler mezarlığına. Artık o kadar dolmuştu ki, gömecek yerim kalmamıştı.

Gözyaşlarım benden bağımsız yanaklarımı ıslatırken, kapım açılmıştı. Bakma gereği bile duymuyordum. Gelen kişi, her zaman benim yanımda olan insandı.

Bilmek için medyum olmaya gerek yoktu.

Murat yanıma oturduğunda, o da gözlerini karşıya dikti.

"İnsanlar şu durumda ne der bilmiyorum. Bilsem de yapabileceğimi sanmıyorum. Moral vermek pek bana göre bir şey değil çünkü. Fakat şunu bil ki, sen en güçlüsüsün. Her zaman ağlayabileceğin bir omuz var burada, tamam mı kıvırcığım ?"

Murat'ı gerçekten her şeyden çok seviyordum. Tabii ki espri yapmadığı zamanlarda. Kollarımı sıkıca ona doladığımda, o da bana sarılmıştı. Ardından tekrar kapım açıldı. Merve koşarak yanımıza geldi. Üzgünce baktı önce. Çok şey anlatıyordu bakışları. O da kollarını ikimizin üstüne doladı. Üçümüz sarılıyorduk işte. Sadece üçümüz.

***

Yağmur altında, sırılsıklam bir şekilde yürürken, yağmur sesi kulaklarımı dolduruyordu. Manyaktım işte. Bu yağmurda, herkes koşarak kaçarken, ben ıslanmak için dışarı çıkıyordum. Sanki yağmurla birlikte içimde ki yüklerde boşalıyordu. Mahallenin caddeye açılan yerine geldiğim de, bank da oturan birini fark ettim.

Aha, senin gibi çatlak biri.

Benim iç sesim bile konuşuyor, ne demek Serenay biraz az konuş ?

Sessizce banka yürüdüm. Zaten ıslaktım, ıslak bir yere oturmak sorun olmazdı değil mi ? Yüzümü çevirdiğimde, bu kişi bana çok tanıdık gelmişti.

Tabii ya. Doğukan.

"Naber ya"

Doğukan beni farkedince, gülümseyerek cevap verdi.

Her Nefeste Sen (SurvivorAllStar)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin