SunaHan'ın ışıldayan kapısı önünde dikilirken narin bedeni, kapının yansımasından hayranlıkla kendini izliyordu. Neden burada olduğunu bilmiyordu ama çok mutluydu. Beyaz kabarık elbisesi, küçükken çizdiği hayalindeki gelinliğe oldukça benziyordu. Topuz saçları gerdanını açmıştı ve çok güzel bir gerdanlık süslüyordu boynunu. Elini gerdanlıkta gezdirirken Ferit'in öpücüklerine duyduğu özlemle yandı teni. Yüzük parmağında bir tek taş ışıldıyordu. Seyran hiç olmadığı kadar güzel hissediyordu. Seyran kendini gelin gibi hissediyordu.
Heyecanla atan kalbi dudaklarına yansıdı ve gülümsedi kocaman. Gözlerinde mutluluk gözyaşları hissediyordu. Ağlamak hiç bu kadar güzel olmamıştı ömrü boyunca. Öyle ki, mutluluğu içine sığmıyor gözlerinden akıyordu adeta. Fakat bir eksiği vardı, gelin damatsız olmazdı. Sahi neredeydi Ferit? Niye yanında değildi? Etrafına bakındı ama her zaman işlek olan cadde ıssızdı bu gece. Tüm insanlar ve şehrin cıvıltısı çekilmiş gibiydi. O esnada piyano sesi doldurdu kulaklarını. Nerede duysa tanırdı bu tınıyı. Sevgilisi piyano çalıyordu ve Seyran'ı yanına davet ediyordu. Belki de Seyran Ferit'i bulabilsin diye tüm şehir derin bir sessizliğe gömülmüştü. Elbisesinin kabarık eteklerinden tutarak ilerledi restorana doğru. Tanıştıkları, aşık oldukları yerde evlenmek tam da onlara göre bir hareketti ve kesinlikle Ferit'in fikriydi bu. Adam ince düşünmeyi severdi.
İçeri girdiği gibi keskinleşti piyanonun sesi. Güçlü bir ışık huzmesi gözünü aldı ve kısıldı yeşil gözleri. İçeri girdikçe piyanonun huzur verici sesi bozuluyor ve gittikçe sertleşiyordu. Huzur değil gerginlik saçıyordu ortama. Piyano ilk kez SunaHan'a yakışmıyordu.
Yemek salonuna girdikçe ışık daha rahatsız edici bir hal almaya başlamıştı. Ortamı ısıtan sarı ışıklar gitmiş, yerini rahatsız edici beyaz spot ışıkları almıştı. Hepsi de doğrudan piyano köşesine bakıyordu, yani Ferit'e. Durmadan piyano çalan Ferit dışında kimse yoktu ortalıkta. SunaHan terk edilmiş gibiydi. Seyran'ın mutluluğu giderek soluyor, yerini tekinsiz bir endişeye bırakıyordu. Bir şeyler kesinlikle normal gitmiyordu. Hızla yaklaştı sevgilisine, nişanlısına, müstakbel eşine... Karışık hissediyordu. Ferit'le ne durumda olduklarını kestiremiyordu Seyran. Adam sırtı dönük bir şekilde piyano çalıyor ve kafasını çevirip Seyran'ına bakmıyordu.
"Ferit!" diye seslendi sevdiği adama. İçinde bir korku peyda olmuştu. Ferit ona bakmıyor, Ferit ona gülmüyor, Ferit durmuyordu. İleri geri sallanarak çaldığı piyanoya hız verdi ve daha öfkeli çalmaya şarkısını. Üzerinde her zamanki gibi smokini vardı.
"Ferit, bana bakar mısın? Neler oluyor burada?"
"Piyano çalıyorum." İstifini bozmadan yanıtladı Ferit. Ne gözlerini ne ellerini ayırıyordu piyanosundan.
"Niye çalıyorsun? Kimse yok ki."
"Çalmak zorundayım Seyran."
Titreyen ellerini Ferit'e uzattı ama ulaşamadı sevdiği adama. Piyanoya uzanan basamaklar gittikçe yükseliyor ve Ferit'e ulaşmayı imkansız kılıyordu. Yılmadan bir adım attı basamaklara. Ayağındaki topuklu ayakkabıya, adımlarına dolanan uzun eteğe rağmen çıktı basamakları. Gelinliğinde uçuş uçuş hissedemiyordu artık, ağırlaşmıştı. Titreyen ellerini piyanistin omuzuna yerleştirdi çekinerek. Hiçbir etkisi olmamıştı. Ferit onu duymuyor, hissetmiyordu resmen. Ferit Seyran'a karşı duyarsızlaşmıştı.
"Ferit, durur musun sevgilim? Hadi gidelim buradan."
"Duramam Seyran. Çalmak zorundayım."
"Niye ama?"
Sonunda piyano çalan eller durmuş, Ferit başını kaldırmıştı. Hala arkası dönük olsa da yorgun bakışlarını Seyran'a çevirdi. Gözlerinin altı çökmüş, sakalları uzamıştı. Saçı her piyano çaldığındaki gibi taralı değil dağınıktı. Dudakları gerildi ve çatıldı kalın kaşları. Bir yabancı, hatta Seyran'ın korktuğu kadarıyla bir düşman gibi görünüyordu adam. Kalın dudaklar aralandı "Senin yüzünden!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANİST (SeyFer)
Fanfiction"Ferit, seni bir daha görür müyüm?" Ferit'in karanlıkta parlayan gözlerine inci gibi dişleri eşlik etmişti. Bu akşamki en içten gülümsemesini bahşetti Seyran'a. Umarım beni bir daha görürsün diye geçirdi içinden. "İstediğin zaman görebilirsin. Piyan...