(3) Kanatlanıp Uç

11 0 0
                                    

"Neyedeyiz anne" diye sordu küçük bahar. Gerçi berede olduğu umrunda değildi bir yatakta annesinin koynuna uzanmış huzurla yatıyordu. Annesinin söylediğine göre babası gelemezdi buraya o yüzden bu kadar rahattı. Bergen kıza gülümseyip kafasını okşadı
"Oteldeyiz bahar bahçem"
"Otey ne ki"
Bergen burnundan güldü artık biliyordu bu hissi... mutluluktu bu, huzurdu bu, hiçbir dert düşünmeden yaşamaktı bu...
"İnsanların geçici süreliğine kaldığı odalar"
"Ama yani şehiy olayak neyedeyiz"
"Hakkari"
"Anne biliyo musun ben buyayı çok sevdim hep buyada kalalım"
Bergen gülüp derin bir nefes aldı daha herşeyin başındaydı gelceğin ne getireceği bilinmezdi...
.............................................................................
Oturmuş alya'nın atışlarını izliyordum bir yandan da bisküvimi çaya batırmayı ihmal etmiyordum. O sırada önümde bir çiçek buketi belirdi şaşkınlıkla güllere bakakaldım o sırada tanıdık bir ses geldi kulağıma.
"Süprizz"
"Napıyorsun yamaç" dedim şaşkın sesimle
Yamaç perişan bir yüzle bakarak başını eydi
"Dün yaşananlar için özür dilerim kendimde değildim"
"Kendinde olmadığın kesindi zaten"
"Affetin mi beni?!" Dedi heyecanla başını kaldıran yamaç. Güldüm bu haline hemen yelkenleri suya indireceğini tahmin etmiyordum
"Güldüğüne göre affetin"
Hayır şeklinde başımı salladım
"Bahar çok üzgünüm gerçekten bir daha asla yaşanmayacak ASLA. Hem istediğin gibi davranırım artık"
Düşünceli bir şekilde yüzümü karşıya döndüm
"Düşünmem lazım hal ve hareketlerini değerlendireceğim"
Yamaç gülüp çiçeği verdi
"Ayrıca bu çiçek çok klişe"
Yamaç dişlerini sıkarak konuştu
"Ah alya ah ben senin vereceğin fikrin-"
Şaşkınlıkla yamaç'a baktım bu fikri alya mı vermişti
"Hayır çiçek fikri güzel ama gül klişe"
Ben değişik bir şekilde laf sokmasını beklerken
O gayet düzgün bir cevap verdi
"Ne seversin ki"
"Hmm papatya sanırım"
"Peki.." cebinden bir takı kutusu çıkardı
"Bunu alabilir misin zevkim pek iyi değilidr ama.."
kaşlarımı çatark baktım
"Bu ne"
"Kolye senin için.. yani yanlış anlama özür amacıyla"
"Takıcağımı zannetmiyorum"
"Olsun yinede sende kalsın belki fikrin değişir"
Homurdanarak kutuyu aldım o sırada alya atışlarını bitirmiş olmalı ki heyecanla bana döndü
"Nasıldı" tam ağzımı açıcaktım ki bir alkış sesi duyuldu
"Mükemmeldin kar tanem benim yaa"
"Berat kes !"
Şaşkınlıkla yamaç'a baktım
"Uzun süredir flörtleşiyorlar da"
Alya sinirle yamaça döndü
"Hayır flörtleşmiyoruz O BANA YANAŞIYOR!"
Çaktırmadan güldüm.
"Alya yazıktır ya iki yüz ver şuna ağlamasın"
"Ya yamaç komutanım sizde mi!"
"Kızma kız senin için diyorum yoksa bırakmaz peşini"
Alya sıkıntıyla ofladı
"Rahat bırakın lan alya'yı" dedi eren abi elini alya nın omzuna atarak
Eren abinin sert sesini duyan berat aniden ciddileşip saygıyla eyildi... olanlar o kadar komikti ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum
"Saygılar abim"
"Saygılar tabi!"
"Boşaltın burayı işim var" dedi eren abi
O anda hepimiz uzaklaşmaya başladık
"Kızlar siz kalın!"
Alya ile dönüp eren abiye doğru ilerledik
"Alın bakalım şunları görelim marifetlerinizi"
Uzattığı silahları aldık ve pozisyona geçtik
"At bakalım alya"
Alya kusursuz bir atış attı
"Rahatsız ediyo mu bu herifler sizi"
Alya silahtan başını kaldırmadan yanıtladı
"Yok abi boşver ya umursamıyorum artık ben"
"Bak abicim eğer rahatsız oluyorsan-"
"Sorun yok abi"
"Sen abicim" dedi baba bakarak
"Ne ben abi?"
"O yamaç seni rahatsız ediyor mu"
"Akıllanacak gibi gözüküyor abi"
"Yine de rahatsız ederse haber ver sıkıyım topuğuna" burnumdan gülüp olumlu şekilde kafamı salladım. Berat abi çok iyi birisiydi gerçek bir abi gibiydi ilk görüşte ses tonu insanı korkutuyor ama sonra samimileşince bambaşka bir adama dönüşüyor
"Sen vur bakıyim bahar"
Silahı sıkıca kavrayıp hedef aldım ve tekte tam ortasından vurdum
"Baya iyiydi bahar" dedi alya gülerek
.............................................................................
Zavallı yamaç anne ve babasının mezarının başında arkadaşı mehmet ile duruyordu babaannesi ise mezarların başında dua ediyordu
"Hiç üzülmüyon mu yamaç"
"Niye lan"
"Anan baban öldü ya ondan"
Yamaç sinirle parmaklarını çıtlattı
"Hayır intikam alana kadar üzülmek yasak bana"
"Ne intikamı oğlum kazadan nasıl intikam alacan"
Yamaç güneşten dolayı gözünü kısarak mehmet'e baktı
"Kaza olduğu ne malum"
"Başka ne olacak"
"Ya bilerek öldürdüyseler"
"Niye öyle bişey yapsınlar lan"
"Mal! Babam askerdi ya düşmanları işte"
Mehmet güldü yamaç'ı umursamayarak
"Kafanı böyle boş şeylerle yorma benden sana tavsiye"
Yamaç sinirle mehmet'e baktı
"Göreceksin oğlum"
"Asker olmadan nasıl yapacan o işi"
"Peki ya asker olursam"
O sırada derin sessizliği yamaçın babaannesi bozdu
"Yamaç oğlum gidiyoz hadi ananla babanla vedalaş"
Yamaç anne ve babasının mezarının başına gelip mezar taşlarını okşadı
"Söz anne söz baba size bunları yapanları bulup intikamınızı alacağım söz"
Yamaç derin bir nefes alıp babaannesinin peşine takıldı. Bu yol ona ne gösterecekti bunu gelecek gösterekti şimdilik çaba gerekiyordu ama bu yamaç için zor değildi...

Ateş TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin