❦ Hata ❦

5.3K 251 471
                                    

2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2. Bölümden herkese selam. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Arkadaşlar bende öğrenciyim o yüzden yazıp atmam uzun sürüyor. Beni anlayışla karşıladığınız için hepinize teşekkür ederim. Eveet sizin için uzun süre de olsa benim için kısa sürede 4 bin okunmalı güzel ve minik bir aile oluduk. İyiki varsınız güzel okurlarım öpülüyorsunuz 🙈🙈 beni takip etmeyi unutmayın 😺

Tiktok atesparen
Instagram atesparen
Wattpad @atesparen

🌟

Güneş yine sabahın ilk saatlerinde doğmuştu, ama benim güneşim iki yıldır doğmuyordu. Sevdiğim adam beni hiçe sayıp evlenmişti. Abimden sonra yaşama sebebim olmuştu, beni hayatta tutan tek varlığım Mirza'ydı. Beni sevdiğini söyleyip başkasıyla evlenendi o adam.

O beni bıraktığından beri adını duymak, yüzünü görmek istemiyordum. Herkesi iyice tembihlemiştim, onun adını bu konakta duymak istemediğme dair. O evlenip buralardan gitmişti, iki yıldır da dönmemişti.

Annem sabahın daha erken olmasına aldırış etmeden kapımı çalmaya başlamıştı bile,

Avjin: Arin hadi kalk kızım öğlen oldu nerdeyse, baban kahvaltı bekliyor.

Babam ne diye sabahın köründe kalkıp kahvaltı yapıyordu anlamıyorum. Kendisi yetmiyormuş gibi birde abilerimi ve Eflil'i de erkenden kaldırıp kendisine eşlik etmelerini istiyordu.

- Tamam anne üzerimi değiştirip iniyorum, sen bekleme mutfağa geç gelirim ben

Avjin: Tamam acele et sakın geç kalma yoksa,

Lafını tamamlamamıştı, gerek de yoktu zaten. Ben sonunda ne olacağını gayet iyi biliyordum.

Anneme cevap vermeden banyoya geçip üzerimdekilerden kurtulunca daha önceden seçtiğim siyah kumaş pantolonu ve beyaz tişörtü bir çırpıda üzerime geçirdim. Dağılmış olan saçlarımı da sıkıca toplayıp topuz yaptıktan sonra hafif de makyaj yaptım.

Odamdan çıkarken beyaz ayakabılarımı da giymiştim. Merdivenlerin başına geçtiğimde sedir odasından öfkeli gözlerle bakan Ezman Adakan' ı gördüm. Babam geç kalanlardan ve kalmaktan nefret ederdi.

Taşlı merdivenleri koşar adımlarla inerken bir an tökezlemiştim, buna aldırmadan hemen mutfağa geçtim. Eğer kahvaltıyı bi beş dakika daha geç götürürsem babam her an öfke patlaması yaşayabilirdi.

Mutfağa girince daha önce karşılaştığım öfkeli gözler annemde de oluşmuştu, alt tarafı on dakika geç kalmıştım. Herkeste ki bu gereksiz öfke ve sinir de neyin nesiydi ?

Avjin: "Kız !" dedi bağırarak " Nerdesin sen kaç saattir, Ağa'yı sinirlendirip dayak mı yemek istiyorsun sen"

Cümlesi yarı Türkçe yarı da Kürtçe' ydi. Benim bu hayatta isteyeceğim en son şey babamı sinirlendirmek olurdu.

Hayat IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin