Herkes kaçışmaya başlayınca ne yapacağımı bilemez hâle gelmiştim. Korkuyla Ege'ye dönüp,
-Hoca içeride!
Ege soyunma odalarının olduğu yere bakınca küfürler savurmuştu. Cidden korku filmini anımsatan bir ortamdı burası.
O an kolumda hissettiğim ellerle irkilmiştim. Soluma dönünce Ezgi ile göz göze gelmiştik.
-Ne bekliyorsunuz çıkmamız gerek.
Endişeyle.
-Hoca orada!
Elimle yanan soyunma odasını gösterince içim gitmişti. Her geçen dakika daha kötü yanıyordu.
Birşey demelerini beklemeden oraya doğru koşmaya başladım. Ne yapıyordum bilmiyorum ama birinin canı söz konusu ve benim sadece kendimi kurtaracağımı düşünüyorlarsa yanılıyorlar.
Alevlere yaklaştıkça durmak zorunda kalmıştım. Ben durduğum gibi yanımda beliren Ege,
-Bu durumlarda aptalca davranmayı bırakmayacaksın değil mi?
Bunu söylerken sırıtıyordu. Gülerek
-Hayır. Ve evet aptalın ta kendisiyim.
Ege arkasına bakınca bende baktığı yöne bakmıştım. Ve aramızda biri zekasını kullanıp yangın söndürme tüpünü getirmeyi akıl etmişti. Getiren Ezgi'ydi.
Ege'ye dönüp,
-Sen müthişsin.
Dediğim gibi başını sallayıp,
-Bana bilmediğim bir şeyi şöyle artık!
Buna kıkırdamakla yetinmişim. Şu an gülmenin sırası değildi.
Ezgi tüpü getirdiği gibi Ege'ye vermişti. Ege vakit kaybetmeden tüpü eline alıp ateşe doğrultunca her yer bu seferde köpükle dolmuştu.
Ateşi kısa sürede dindirmişti. O dindirdiği sırada vakit kaybetmeden odaya yönelip kapıyı tekmelemiştim. Kapı büyük bir gürültü ile açılınca hızla içeriye girmiştik.
İlk gördüğümüz şey odanın en dibinde oturup dumandan etkilenmemek için ağzını dirseği ile kapatan hoca olmuştu.
Telaşla yanına gidip diz çökerek kalkmasını sağlamıştım. Önce bu duman altı yerden çıkmamız gerekiyordu.
Hocanın kolundan tutarak kendimizi dışarıya atabilmiştik.Ama tabiki yangın hâlâ sönmemişti. Hocanın kolundan tuttuğum gibi önce odadan oradan da dışarıya atmıştık kendimizi. O kadar hızlı gelişmişti ki herşey ne olduğunu anlayamamıştık bile. Dışarıya çıktığımızda hepimiz temiz havanın etkisiyle öksürmeye başlamıştık. Bu iğrenç bir durumdu.
Spor salonundan uzak çimlerin olduğu yere oturduğumuz sırada salondan dumanlar yükselmeye başlamıştı. Bize ilk müdahaleyi sınıftakiler yapmış, yardım edip su vermişlerdi. Kısa süre içerisinde müdür ve diğer hocalarda koşturarak gelebilmişlerdi.
-Aman Allah'ım neler oluyor?
Bunu söyleyen kimya hocasıydı. Müdür telefonuna sarılıp yardım için itfaiyeyi ve ambulansı arıyordu o ara.
Hocamız,
-Biri okulun spor salonunu kundaklamaya çalıştı!
Bunları söylerken zorlanıyor ara ara öksürüyordu. Bizimde ondan pek bir farkımız yoktu. Hocayı kurtarmaya çalışırken hepimiz nasibimizi almıştık.
-Hangi şeref yoksunu bunu yapar?!
Sinirle söylenen kişi müdürdü.
O ara çimlere sırt üstü uzanıp derin nefes almaya çalışıyordum. Şu an iyi olmamız gerekiyordu. En azından şu an.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA gxg (+18)
Teen FictionSizce bir insan bu dünyada en çok neye ihtiyaç duyar? Onu destekleyen bir aileye mi, hayallerini gerçekleştirebilmeye mi? ya da mutluluğa mı? Bence bir insan en çok yaşayan bir ruha ve atan bir kalbe ihtiyaç duyar. Kalbiniz atmasa bile başka bir evr...