Kaç saattir buradaydım bilmiyorum ancak gözyaşlarım artık istesemde akmıyordu. Başımı göğe kaldırıp soğuk havanın yüzüme çarpmasına izin verip etrafa bakınmaya başladım.
Şu an Ege'ye öyle ihtiyacım vardı ki, ama istesemde arayamazdım. Sonuçta onunda bir ailesi vardı ve eğer gidersem açıklama yapma gereği duyardım. Ki belkide annem onları arayıp beni eve kabul etmemelerini istemiştir. Kim bilir?Burnumu çekip oturduğum yerden zoraki kalktığımda omzumun üstünden evin penceresine bakmıştım. Hâlâ aklım böyle bir şey yaşadığımı idrak edememişti. Etmek istemiyordur belki?
Karanlık yola baktığım sırada ise, sokak lambalarının yanan ışıklarından başka hiçbir şey, hiç kimse yoktu. Şu an saat kaçtı acaba?
Derin derin nefesler alıp adımlayarak okulun yolunu tutmuştum. Bu saatte gidebileceğim tek yer orasıydı.
Sadece adım seslerimin duyulduğu sokakta büyük adımlar atarak ilerlemeye çalışıyordum. Etraf o kadar ürkütücü görünüyordu ki keşke güneş hemen doğsaydı. Doğsaydı da bende bu kabustan uyansaydım.
Sokağın sonuna gelince ana caddeden karşıya geçip ilerlemeye devam ettim. Görünürde tek bir araç dahi yoktu. Ne o, şehri mi boşalttılar da benim haberim yok?
Okulun bulunduğu sokağa gelince biraz olsun rahatlamıştım. Şu âna dek başıma bir şey gelmediyse bundan sonra olacağını sanmıyorum.
Diye düşündüğüm an korktuğum şey başıma gelmişti. Gelen seslerle korkuyla arkama baktığımda bana doğru gelen üç sokak köpeği ile korkudan yutkunamamıştım bile. Zamanında köpek saldırısına uğradığım için bende büyük bir travma olarak kalmıştı. Ve şu an arkamda üç tane köpek son hızla bana doğru yaklaşıyorlardı!
Hızla önüme dönüp titreyen bacaklarıma inat son hızla koşmaya başladım. Kalp atışlarını kulaklarımda hissediyordum resmen. Hayatta kalmak için koş Nil!
Öyle de yaptım. Bacaklarımı hissetmiyordum artık ama okulun bahçesine epey yaklaşmıştım.
Fazla adrenalinden nefes nefese kaldığım sırada arkama bakacakken, o an yüz üstü yere kapaklanmam bir olmuştu. Sikicem bak!
Korkudan ve sinirden ağlamam şiddetlenince ettiğim küfürlerin haddi hesabı yoktu. Dizlerime, avucuma ve çeneme batan çakıl taşları canımı çok yakıyordu.
Ama korkum acımı unutturmuştu. Tekrar ayağa kalkmaya çalışınca, ki bunu yapmaya yeltendiğim sırada milim bile kıpırdayamamıştım.Köpeklerin olduğu yere bakınca ise bi hayli yaklaşmışlardı. Böyle öleceğimi asla tahmin etmezdim.
Ellerimle yüzümü kapatıp kaderime razı olmayı seçmiştim. Olsun artık. Ne olursa olsun, ama olup hemen bitsin.
O an yüzüm kapalıyken duyduğum ve bana yaklaşan araç sesi ile kaderime bir kez daha sövmüştüm. Yolun ortasında köpekler yüzünden düştüğüm yetmiyormuş gibi birde son sürat gelen bu araba çarpsın bana. Garantili ölüm, daha ne olsun!
Arkaya bakma gereği duymadan hâlâ ellerimle yüzümü kapatmış, korkudan istemsiz titremeye devam ediyordum. Sinirden ağlıyor üstüne de titreyince o an kendime acımıştım. O kadar aciz bir durumdaydım ki.
Aniden omzumda hissettiğim eller ile korkudan çığlığı basıp omzumun üstündeki ellerden kurtulmaya çalıştım.
-Lütfen bırak beni!
Sesim yalvarırcasına çıkmıştı. O an,
-Nil iyi misin?
Diye endişeyle bana yönlendirilen soruya karşın hâlâ açmadığım gözlerimi hızla açmıştım. Bana endişeyle bakan gözler Doğa hocaya aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA gxg (+18)
Teen FictionSizce bir insan bu dünyada en çok neye ihtiyaç duyar? Onu destekleyen bir aileye mi, hayallerini gerçekleştirebilmeye mi? ya da mutluluğa mı? Bence bir insan en çok yaşayan bir ruha ve atan bir kalbe ihtiyaç duyar. Kalbiniz atmasa bile başka bir evr...