1.9

668 41 12
                                    

Yemin ederim ki ne yaptığımı bilmiyordum. Son iki üç haftadır ne düşündüğümü ne hissettiğimi kesinlikle bilmiyor kendimi kestiremiyordum.

Kesik kesik nefesler aldığım sırada Ege'nin evinin kapısına varmıştım bile. O kadar mahçup hissediyordum ki kendimi daha aradan yirmi dört saat geçmeden önce çocuğa benden uzak ol dedim. Şimdi ne yapıyordum? Tıpış tıpış kürkçü dükkanıma geri dönüyordum.

Titreyen elimle zile basıp çalan zilin ardından beklemeye başladım. Saniyeler sonra açılan kapı ile Ege karşımdaydı. Şaşkınlıkla,

-Nil?

Yemin ederim ki o an mideme kramplar girmişti. Kendimi berbat hissediyordum.

-Ege.

Dudaklarımı birbirine bastırıp,

-Çok özür dilerim.

Dediğimde benden bağımsız sol gözümden bir damla yaş akmıştı bile. Ege hızla kolumdan tutup beni kendine çekip,

-O nefret ettiğim şeyi yapmayı kes.

Dedikleri gülmeme neden olmuştu. Ege sulu gözlü Nil'den hiç hoşlanmazdı çünkü.

Sarılmasına karşılık verip,

-Sen haklıydın.

Kapının önünde olduğumuzu hatırlayıp ardımızdan kapıyı kapattıktan sonra,

-Dur, odama geç geliyorum hemen.

Burnumu çekip dediklerini onayladıktan sonra Ege'nin odasına yönelmiştim. Eski yerime yani puflardan birine oturduktan sonra kendimden daha çok utanmıştım. Dün sabahki sahne bir bir gelmişti gözümün önüne.

Az sonra Ege elinde bir tepsiyle odaya gelince,

-Açlıktan bayılmak üzere olduğun bariz.

Cidden en son ne zaman yemek yemiştim ben? Hatırlamıyordum.

Kucağıma tepsiyi bırakıp dün sabah olduğu gibi karşımda oturmuştu. Başımı tepsiye çevirince ise benim için hazırladığı sandviç ve portakal suyunu görünce burukça gülümsedim. Sevdiğim gibi yapmıştı. Patates püreli.

Utançla Ege'ye dönüp burnumu çekerek,

-Çok özür dilerim Ege.

Ege yanımda olduğunu belli edercesine gülümsemişti. Bu çocukla aram istesemde bozulamazdı ki.

Derin bir nefes alıp konuya bodoslama girerek,

-Dün beni yanına çağırınca gittim bende.

Parmağımla oynamaya başladığım sırada,

-İçeceğime ilaç katıp bana şantaj yapmaya çalıştı Ege.

Ege yüksek sesle,

-Siktir! Ne!?

Sinirle devam edip,

-Ne dedi ne yaptı?

Ege'ye kısa bir bakış atıp portakal suyuna bakarak,

-Odasına kamera yerleştirip ben ilacın etkisindeyken sanki onunla bilinçli olarak beraber olduğumuzu gösteren bir video.

Ege ağzının içinde birkaç küfür sıraladıktan sonra,

-Amacı neymiş peki?

Ateş püskürüyordu resmen. Bakışlarımı Ege'ye çevirip,

-Bilmiyorum. Bende dayanamadım.

Gözlerini kısıp,

-Sen ne yaptın?

Omuz silkip cebimdeki telefonu çıkarıp fotoğrafları açtıktan sonra Ege'ye göstermiştim. Ege'nin yeşilleri şaşkınlıkla telefona baka kalmıştı. Yeşil gözlerinden bahsetmiş miydin?

KARMA gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin