Şaşkınlığımı üstümden atınca acıyan gözlerle patrona bakmıştım. Yazık, oysaki daha çok gençti.
Patrona acıyarak baktığım sırada bizim hoca gözlerini pörtletip uyarı verince boğazımı temizleyip,
-Nişanlınız olduğunu bilmiyordum.
Hoca,
-Bizi tanıştırmayacak mısın?
Büyük ihtimalle hoca yaşımın küçük olmasına rağmen burada neden çalıştığımı sorgulayıp, bunun için ise bozmama taraftarıydı. Madem öyle bizde bozmayalım.
Patron,
-Nil bizimle yeni çalışmaya başladı. Genç olmasına rağmen oldukça başarılı.
Hocamız gülümseyerek,
-Öyle mi? Tanıştığımıza memnun oldum Nil. Bende Doğa.
Dedikten sonra elini uzatmıştı. Zoraki gülümseyerek uzattığı elini sıkmıştım. Benim ellerim buz kesmişken onun tam aksine sıcacıktı.
Patron,
-Odama geçelim sevgilim.
Dedikten sonra hoca son kez bana bakıp nişanlısı ile birlikte barın üst katına çıkmışlardı.
Yuh anasını!
Ama bu kadın şimdi bunun peşini bırakmazdı ki. Neden burada olduğumu sorgulayıp duracaktı. Lanet olsun!
-Bira alabilir miyim?
Gelen sesle işimin başına dönmek zorunda kalmıştım.
//
Gecenin ilerleyen saatlerinde bar dolmaya başlamıştı. İki kişi olmamıza rağmen gelen siparişleri ucu ucuna yetiştiriyorduk.
Siparişlerden birini hazırladığım sırada gelen kahkaha sesleri ile sesin geldiği yöne doğru bakındım. Bu bizim hoca ve nişanlısıydı. Hayır yani bu kadar komik olan ne tam olarak?
Siparişleri yetiştirdikten sonra sonunda kendim için ayırttığım tabureye oturabilmiştim. Bu gün fazlasıyla yorucuydu.
Kendime rastgele bir bardak içki doldurup ne olduğuna bakmadan dikmiştim.
Siktir!
Bula bula en ağır içkiyi bulurum zaten!
Yanan boğazıma inat bir bardak daha doldurup onu da teklemiştim. Şu an tadı daha güzel gelmeye başlamıştı.
Ve sonra bir bardak daha. Ve sanırım bir tane daha.
Elimden bardak alınınca kaşlarım çatılmıştı.
-Bardağım nereye uçtu?!
Kelimeler ağzımdan yayılarak çıkıyordu.
-Gerizekalı sarhoş olmuşsun!
Bu kızgın ses barmaid olan arkadaşım Emel'in sesiydi. Sesi neden çok uzaktan geliyordu?
Gözlerimi kısıp etrafa bakınarak,
-Göremiyorum seni.
Az önce Türkçe katliamı yaşandı. Kelimeler ağzımdan mutasyona uğrayarak çıkmıştı.
Emel,
-Lavaboya git çabuk. Kendine gelmen gerek çünkü patron buraya bakıyor.
Bunu dedikten sonra tekrar gözlerimi kısıp etrafa bakınınca,
-Dikkat çekmeyi kes artık. Kovulmak mı istiyorsun sen?!
Haklıydı. Yanında bir de o kadın varken kesin kovulurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA gxg (+18)
Teen FictionSizce bir insan bu dünyada en çok neye ihtiyaç duyar? Onu destekleyen bir aileye mi, hayallerini gerçekleştirebilmeye mi? ya da mutluluğa mı? Bence bir insan en çok yaşayan bir ruha ve atan bir kalbe ihtiyaç duyar. Kalbiniz atmasa bile başka bir evr...
