(Bol bol bol boll yorumlarımız olsunn:)
Karnımın üstünde hissettiğim ağırlık ile ağırlaşan göz kapaklarımı zoraki açabilmiştim. Gözümü birkaç kez kırpıştırdıktan sonra gerçekleri idrak etmeye çalışmıştım. En son mutfakta Ezgi ile birşeyler içmiştik. Sonra... Sonrası yoktu.
Uzanmış olduğum yerden hafif kalkmaya çalıştığım sırada bacağımdan vücuduma doğru gelen soğukluk ile irkilmiştim. Bir dakika neler oluyor?
Hızla başımı sol tarafa çevirince birkaç saniye kendime zaman tanıdım. Ben yanlış mı görüyordum?
Ezgi ile aynı yataktaydık. Kocaman açılmış gözlerle sertçe yutkunup üstüme baktığım sırada ise üstümde çarşaf parçasından başka hiçbir şeyin olmadığını görünce öylece kalakalmıştım. Bunlar gerçek miydi?
Kalbim bu sefer korkuyla gümbür gümbürdü. Bunun böyle olmaması gerekiyordu.
Titreyen elimle üstüme çarşafı iyice çektikten sonra gözüme yatağın kenarında dağılmış olan kıyafetlerimiz ilişmişti. Siktir bu bir rüya değil!
Hızla yükselen göğüs kafesim bana hiç yardımcı olmuyordu.
Ben hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Ben hiçbir şeyi hatırlamıyordum!
Kuruyan boğazımı temizleyip hemen yanımda benden farkı olmayan Ezgi'ye dönmüştüm.
-Ezgi.
Sesimin yüksek çıkmasını isterken fısıltıyla çıkmıştı.
-Ezgi!
Bu sefer titremişti sesim ama istediğim gibi gür çıkmıştı.
Seslenmemle beraber uyku mahmurluğu ile yerinden kıpırdayıp gözlerini açınca
-Sevgilim.
Demiş ardından bana bakıp gülümsemişti. Kendine birkaç saniye tanıyıp yerinden doğrulduğu sırada bile hâlâ gülümsüyordu. Sırtını yatak başlığına dayayıp başını bana çevirmişti şimdide. Ardından,
-Günaydın.
Demişti sarhoş gibi çıkan sesiyle.
Yutkunup,
-Dün akşam ne oldu?... Hatırlamıyorum.
Gülüşü genişlemişti. Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra, yüzüme yaklaşıp ben daha ne olduğunu anlamadan çok kısa dudağımdan öpüp,
-Her şey çok açık değil mi sencede sevgilim?
Rahatsızca yerimden kıpırdamaya başlamıştım. Kaşlarımı çatıp,
-Hiçbir şeyi hatırlamıyorum.
Ezgi gözlerini açıp,
-Bana yaşattığın o müthiş geceyi nasıl hatırlamıyorsun?
Yutkunmuştum. Ona yaşattığım müthiş gece mi?
Bana yaklaşmaya yeltendiği sırada hızla araya girip,
-Ben giyineceğim, çıkar mısın?
Dediğimde bile çarşafı üstümde sımsıkı tutuyordum. Ezgi bir an duraksayıp,
-Çıkmama gerek var mı cidden? Bunları aştığımızı sanıyordum.
-Ben daha önce önünde soyunmadım!
Diye üstüne basa basa söylediklerime karşın,
-Dün akşam bu sınırı biraz aşmış olabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMA gxg (+18)
Teen FictionSizce bir insan bu dünyada en çok neye ihtiyaç duyar? Onu destekleyen bir aileye mi, hayallerini gerçekleştirebilmeye mi? ya da mutluluğa mı? Bence bir insan en çok yaşayan bir ruha ve atan bir kalbe ihtiyaç duyar. Kalbiniz atmasa bile başka bir evr...