14

77 8 3
                                    

Eğer mutluluğun bir kokusu olsaydı, bu senin kokun olurdu.
____________________________________

Sabah gözümü açtığımda karşımda bir adet bana bakan üstü çıplak  jungkook vardı.

Ellerini başına yaslamış, beni izliyordu.

"Günaydın" deyip tavşan dişlerini göstermişti.

Bende aynı şekilde utanarak "günaydın" demiştim. Ardından battaniyeyle yüzümü kapatmıştım.

"Rosie yapma böyle. Utanma benden" deyip gülmüştü.

"Sonuçta daha birşey yapmadık ki" dediğinde yüzümü sakladığım yerden çıkarıp "birşey yapmadık mı? " demiştim.

"Evet yapmadık. Gecemiz çok güzeldi. Ama küçük jungkook daha fazlasını istiyor." dediğinde "küçük jungkook mu? Ne küçüğü? " dediğimde jungkook kahkaha atmaya başladı. "Neyse  boşver. Kalktığına göre öpücük alabilirim" deyip yaklaşmaya başladı.

Ben ise utangaç bir tavırla geri çekilerek "ya jungkook sende iyice abarttın. Sevgili miyiz biz?" dediğimde "tabikide öyleyiz. O kadar seviştik" dediğinde jungkook'un ağzına vurup "sus, sapık" demiştim.

"Hadi öpücük ver. Yoksa seni rahat bırakmam. Yoksa dışarda bile  öpücüğümü alırım" deyip sırıtmıştı. Bu basbayağı tehdit'di.
Ben ise bütün cesaretimi toplayıp yüzümü yüzüne yakınlaştırdım.

En sonunda dudaklarımız birbirine deydiğinde öpüşmeye başlamıştık. Kısa bir öpücük bırakacağımı sanıyordum ki yanlıyormuşum.

Geri çekileceğimi anlamış olmalı ki beni düz üstü yatırıp üstüme çıkmıştı ve tekrardan dudaklarıma yönelmişti. Hem deli gibi öpüşüp hem de bir elim ile jungkook'un kaslarıyla ilgileniyordum.

Dudaklarımdan ayrıldığında hala üstümdeydi. Nefes nefese kalmıştık.

Jungkook elini aşağıya indirdiğinde ne yaptığını anlamak içim battaniyenin altından baktığımda boxer'ni çıkarttığını gördüm. "Jungkook saçmalama" dediğimde bana bakıp "üzgünüm rose ama gerçekten rahatlamaya ihtiyacım var" dediğinde kendini kızlığıma sürtmüştü.

Derin bir şekilde ikimizde inliyorduk. Sesimiz dışarıya çıkacak diye çok korkuyordum. Ancak galiba jungkook benim tersime önemsiyor gibi durmuyordu.

Hala inlemeye devam ettiğimde elini tekrar battaniyenin altına soktuğunda elini iç çamaşırımda hissettim. Kendime geldiğimde battaniyenin altından elimi sokarak "jungkook hayır, buna izin veremem" dediğimde dudağıma öpücük bırakıp konuşmaya başladı "Lütfen rose. Zaten akşam'a doğru gideceğiz. Hadi izin ver" demişti. Onu kırmak istemiyordum. Ancak hayır demem lazımdı. "Seni kırmak istemiyorum. Ama olmaz jungkook. " dediğimde "ya neden. Sonuçta artık sevgilimsin. Ne? Hamile olacağından mı korkuyorsun? " dediğinde "Ne sevgilisi jungkook. Sen bana daha teklif bile sunmadın. Ve bende evet veya hayır dediğimi hatırlamıyorum" dediğimde gülümsemişti.

"Bana 2 gün izin ver. Sana hayatının en güzel gecesini yaşatacağım" dediğinde onunla birlikte bende gülümsemiştim. "İyide o zaman okul var" dediğimde jungkook'da cevap vermişti. "Okuldan döndük'den sonra" demişti.

Yavaş yavaş dışardan bizimkilerin sesi gelmeye başlıyordu. "İşimizi halletsek iyi olacak" dediğinde tekrardan kendini bana sürtmüştü.

İkimizde kısık sesle inlemeye çalışıyorduk ancak bu çok zordu. Arada bir büyük inlemeler kaçtığıda oluyordu. Umarım kimsenin dikkatini çekmemişizdir.

Kendini hala bana sürttüğünde hızınıda artırmıştı. Gözlerine baktığımda kararmış olduğunu görmüştüm. Ürkütücü görünüyordu.

Sadece sen ve ben [𝓡𝓸𝓼𝓮𝓴𝓸𝓸𝓴]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin