13. bölüm

5.6K 48 18
                                    

gözümü yine yorgunlukla ve açlıkla açtım hemen lavaboya gittim karnım çok ağrıyordu işimi bitirdikten sonra mutfağa gittim ayşe hemen gelip

"kahvaltı hazır efendim" bu söz beni o kadar mutlu etmişti ki bunu duymaya çok ihtiyacım vardı hemen masanın olduğu yere gittim masada kimse yoktu anlaşılan yine bora evde değildi afiyetle kahvaltımı yedim enerjim resmen yerine gelmişti şükür artık açlıktan kurtulmuştum:)

hemen duşa girmek için banyoya doğru gittim aniden bora odadan çıktı baştan aşağı beni süzdü ve bana bakıp gülümsedi karşılık vermedim sadece duşa girmek istiyordum bora yanıma gelerek

"odana gece giymen için elbise koydum makyaj malzemeleri düzleştiriciyle falan kendini hallet akşam parlamalısın"dedi kaşlarımı çatarak

"ne gecesi hiçbir yere gelmiyorum"dedim bora gözlerini benden ayırarak

"sana fikrini soran olmadı hemen duşa gir ve akşam için hazırlan ayşe seni çağırdığında aşağıya inersin sözümı ikiletme pişman ederim seni"

ağır şekilde gözlerimi devirdim ve hemen duşa girdim kıyafetlerimi çıkardıktan sonra kendimi sıcak suyun altına kattım kaç saat kaldığımı bilmiyorum ama sıcak su bana çok iyi gelmişti akşam için hazırlanmalıydım belki sözünü dinlesem bora da bana verdiği sözü tutup ailemi görmeme izin verecekti bu yüzden bu geceyi er ya da geç güzel geçirmem lazımdı

beni nereye götürecekti?

tüm bunları düşünürken küvetten çıkmak için ayıklandım ve bornozu giyip odama doğru yöneldim

yatağımın üstünde siyah kısa şık bir elbise makyaj malzemeleri,saç düzleştirici ve şekillendiricisi vardı tüm bunlar neden özel gün mü?bora beni kiminle tanıştıracak?nereye gidiyorduk?

elbiseyi aldım ve üstüme geçirdim bu baya kısa ve dekolteliydi ama bana yakışmıştı

elbiseyi gerçekten beğenmiştim hemen makyaja geçtim akşam oluyordu ve sanırsam bora hemen gelirdi fondöten sürüp göz altlarıma hemen kapatıcı sürdüm yanağıma pembe tonlarında allık sürüp koyu kırmızı bir ruj sürüp gloss geçtim üstünden abartılı bi...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

elbiseyi gerçekten beğenmiştim hemen makyaja geçtim akşam oluyordu ve sanırsam bora hemen gelirdi fondöten sürüp göz altlarıma hemen kapatıcı sürdüm yanağıma pembe tonlarında allık sürüp koyu kırmızı bir ruj sürüp gloss geçtim üstünden abartılı bir şekilde bolca maskara sürdüm gözlerimin rengi ortaya çıkmıştı siyah tonlarında simli bir far geçip eyeliner çektim ve higlighter yanağıma göz pınarıma sürüp hemen saçıma geçtim bu kadar makyaj malzemesini bora mı biliyordu yoksa başkası mı aldırıyordu tamamen saçmalık!

saçlarımı ısıya maruz bırakıp dümdüz yaptım ve uzun saçlarımı arkaya salıp açık bıraktım perçemlerimi hemen şekillendirdim nerde ve ne halde olursam olayım bana en iyi gelen şey kendime zaman ayırmak ve kendime güzel görünmek aynadan son kez kendime baktım ve parfüm sıktım kokusu aşırı güzeldi boranın parfüm kokusuna benziyordu ben onun parfüm kokusunu nerden biliyorum off

kapı tıklanma sesi geldi

"gir" gelen kişi ayşeydi

"bora bey aşağıda sizi bekliyor efendim bu arada çok ama çok güzel olmuşsunuz" geniş bir gülümseme ile

"çok teşekkür ederim söyle geliyor"
mutlu olmuştum gayet hemen yerde bulunan siyah topuklu ayakkabıyı giydim çanta neden yoktu neyse zaten olsa içine koyacak bir şeyim de yoktu

aşağı indim bora merdivenlerden indiğimi görünce telefondan başını ayırdı çok yavaş ve dikkatlice baştan aşağı beni süzdü

"sen çok güzel olmuşsun"dedi

"teşekkür ederim" diyebildim kendisine iltifat edemezdim hala beni süzüyordu bora siyah bir takım elbise giymişti samimi olmak istemiyordum olmazdım da bu yüzden ne kadar merak etsemde sormadım arabaya binip yolu izledim uzun zaman sonra ilk defa dışarı çıkabilmiştim nedensizce mutlu olmuştum

bodrum gibi bir yerde durmuştuk kafamı kaldırıp boraya baktım ve kaşlarımı çattım

"burası neresi bura için mi ben bu kadar hazırlandım neden geldik buraya"dedim bora şoföre işaret ederek arabanın kapısını açtı kendisi de gelip benim kapımı açtı elini uzattı ama tutmadan hemen kendim indim arabadan etrafı inceledim ve boraya tekrar döndüm

"Bora neresi burası?" diye tekrar sordum

"göreceksin yavrum sakin ol" gözlerimi devirerek borayı takip ettim bodrumun kapısını açtı ve eliyle işaret etti içeriyi

içeriyi yavaşça ve korkarak ama cesurca girmeye çalıştım kafamı kaldırdığımda kalbime ve sırtıma aynı anda bir ok saplandı sanki gözyaşlarıma hakim olamamıştım bile ağlayarak ve şaşırarak

"y-yusuf" diyebildim sevgilimin burada ne işi vardı yüzü kan içindeydi ona ne yapmışlardı boraya döndüm alaycı bir şekilde ağlayışımı izleyip sırıtıyordu boranın üstüne doğru yürüdüm ve boynundan sıkmaya başladım

"lan ailem yetmedi şimdi de sevgilime mi karışıyorsun şimdi de ondan mı ayırıyorsun beni naptın ona bırak onu ne olur bora bırak" dedim bora elimi çekerek adamlara işaret etti iki adam kolumdan tutup beni yere doğru fırlattılar canım çok acımıştı bora yanıma gelip eğildi

"biricik sevgiline veda et"dedi

"ne ne diyorsun sen ne olur yapma bak ne olur bora Allah için yapma"diyebildim kendisi beni dinlemeyerek adamlarına işaret etti yerimden doğrularak

"lan bırak orusbu çocuğu bırak lann dokunma ya bırak"diyebildim fakat bora saçımdan tutup beni çekti arkada duran iki adam kolumdan tuttu öyle sıkı tutuyorlardı ki dayanamıyordum bora elinde bir ip ve sandalye ile geldi gözyaşlarım akarken ona bakıyordum yalvarmaya devam ediyordum yusufa baktım yüzü gözü kan içinde gözünü açacak hali bile yoktu

sandalyeye beni zorla oturttular ve iple elimi kolumu bağlamaya başladılar tekme atmaya başladım ama hiç fayda etmiyordu bile

tam yusufun karşısında durmuştum boraya bakıp yalvarırcasına bakış attım sesim çok kötü çıkıyordu sesimin çıkabildiği kadar konuşmaya başladım

"ne olur yapma lütfen" dedim bora arkama geçip elinle gözlerimi kapatmaya başladı

hareket edemiyordum ağlayabiliyordum sadece boranın eli gözyaşlarımla ıslanmıştı bile ama umursamadan sıkıyordu ben hala ağlarken bir sessizlik oluştu tetik çekilme sesi duydum

"hayır hayır ne olur hayır"

"ve silah sesi duyuldu bir iki üç...
tam üç tane mermi"

bora elini çekti karşımda kimse yoktu adamlar yanda durmuş bora arkamdaydı sadece yerde kanlar vardı yusuf yoktu belki bana bir şey diyecekti ama diyemeden gitti öldürdüler onu adamlardan biri ayağımda olan ipi açarken parmağımı oynatacak halim bile yoktu gözlerim çok ama çok acıyordu ve yanıyordu tek hatırladığım şey gözlerimi kapatmadan önce boraya dönüp

"Allah hepinizin belasını versin ve bora seni asla ama asla affetmeyeceğim"diyişimdi...

selam okul yüzünden pek aktif olamıyorum yorum yapıp beğenmeyi unutmayın kendinize iyi bakın🌸

KURTULUŞ+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin