Klasik bir giriş yapıyorum hazırsanız. Ben Nihle, Nihle Alin Acar. 17 yaşımın son demlerinde renk seçenekleri maalesef siyah ve gri tonlarını bana kaliteli gören sıradan hayatımı renklendirmeye yönelik o adımı atmış bulunarak 3 ay önce bir kolejin bursluluk sınavına girdim. Sınavı kazanmayı istedim çok istedim çünkü dediğim gibi hayatımı değiştirmeliydim artık. Çok çalıştım ve sınavını kazandım. Ben söz vermiştim anneme her zaman ona layık olmak için bu hayatın zorluklarına beraber göğüs germiştik ta ki onu kaybedene dek...
Neyse bunları şimdi konuşmayacağım duygusallık şimdi değil yeni hayatıma geçelim.
O gün gelmişti. Şu an aynanın karşısında hazırlanırken bir yandan bu denli düşüncelere dalmıştım. Okullar bugün açılıyordu ben burslu olarak kayıt olduğum için bir hafta öncesinde gidip kaydımı tamamlayıp kıyafetlerimi almıştım. Karşımda askıda asılı duran kıyafetlere bakıldığında mavi renk üstünde okul logosu olan bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Etekte var tabi ki ama ben etek giymeyi pek tercih eden kızlardan değilim. Saçlarımı düz at kuyruğu bir şekilde topladım ve kıyafetleri giydim. Mutfağa gidip sıcaklığını biraz yitirmiş olan kahvemi yudumladım ve annemin odasına girip derin bir nefes aldım odasından tam ayrılıyordum ki kolyeme dokunarak annemin söylediği sözler dolu dolu gözlerle boğazım düğüm bir şekilde tekrarlayıp hızla yola çıktım. Yaklaşık yarım saatlik mesafeydi okul o yüzden giderken toplu taşıma tercih ettim. Otobüs geldiğinde binip kulaklıklarımı taktım. Boş bulduğum bi cam kenarına oturarak playlistimi açtım ve çoğu zaman iyi gelen o şarkıya dokundum. Şunları diyordu şarkıda;
''Bu sözlerim sitem değil''
Ama yazık değil mi bana.
Çok yalnızdım kaybolmuştum''
Gerçekten bazen kendimi yalnızlıkta kaybolmuş gibi hissettiğim oluyordu aynı bu sözdeki gibi.
Yolculuğum bitmişti. Şu an onunla karşı karşıyaydım, ÖZSAY KOLEJİ'yle...