O an ortalık silah sesiyle yankılandı.
Nihle vurulmuştu. O an acıyla bir adım geriledi. O adam vurmasıyla beraber kaçtı. Nihle yarasını tuttu. Ateş ve Bahadır şok içinde Nihle'yi tuttular ama Nihle'nin daha fazla dermanı kalmadığından yere yığıldı ama ayıktı hala. Etraf bağırış çağırışlarla doluydu. '' Ambulans çağırın.'' vb..
O süreçte Timur ve Lara'da Nihle'nin yanına gelmişlerdi Lara çok ağlıyordu korkuyordu. ''Çok kötü bir yere gelmiş dayanamaz böyle bekleyemez ambulansı acilen müdahale lazım hastaneye götürmemiz lazım.'' dedi Timur. O an Ateş Nihle'yi kucağına aldı ve arabaya doğru gittiler. Nihle hala uyanık olduğundan acı içinde kıvranıyordu. Ateş '' Sen geç arka koltuğa.'' dedi Bahadır'a. Bahadır arka koltuğa oturdu ve Ateş Nihle'yi onun yanına yatırdı kendisi de sürücü koltuğuna geçti ve hastaneye yol aldılar. Nihle'nin yarası çok daha kötüleşiyordu canı yanıyordu çok. Kalbine çok yakın bir yerden vurulmuştu çünkü. Hastaneye giderken bir anda kesik kesik nefes almaya başladı.
BAHADIR'IN AĞZINDAN
Alin şu an ellerimin arasında resmen hayata karşı bir savaş veriyordu. Çok kötü yara almıştı. Her ne kadar yarasından dolayı korksam da geçenlerde bana hikayesini anlattığında anladım o çok güçlü bir kızdı hayatı savaşlarla geçmiş güçlü bir kız bunu da yenecekti o.
Bir anda kesik kesik nefes almaya nefes almakta güçlük çekmeye başladı. O an dona kaldım resmen elim ayağım dolandı ben böyle bir insan değildim ki soğuk kanlı biriydim ben. Timur'un dediklerine uyarak yaraya doğru birkaç hamle yaptım bu nefesinin düzene girmesini sağladı. O an derin bir nefes adım bende. Ama Timur'un dediği üzerine onu ayık tutmam gerekiyordu ve ona dedim ki. ''Ben neden bu kadar yeşil elma sevdalısıyım biliyor musun?'' dedim çok saçma bir soruydu bu ama sırf ayık tutmak için en arş seviyede saçmalayabilirdim şu an. ''Bilmiyorum ama merak etmiştim.'' dedi zordan konuşarak. '' Çünkü çok zor bir zamanımda birisi bana yeşil elma uzatmıştı ve o elma beni hayata döndüren bir şey olmuştu.'' dediğimde dikiz aynasından Ateş'e baktım ve geri Nihle'ye dönerek devam ettim konuşmama '' O zamandan beri yerken bana ayrı bir zevk veriyor.'' dedim. O an Nihle '' O zaman benim içinde yersin olur mu ben bir daha asla yiyemeyeceğim çünkü.'' dedi ve o an nefesi zorlanarak gözleri kapandı.
YAZARIN ANLATIMIYLA
Hastaneye varıldığında hastanenin önünde Timur'un babası karşıladı. Timur'un babası doktordu ve Timur o hastaneye gidilmesini şartlarının daha iyi olduğunu söylemişti. Bahadır Nihle'yi sedyeye yatırdı. Sedyeyle ameliyat alanına gidilirken Timur babasına ''Baba ne olur elinden gelenin en fazlasını yap kurtulsun olur mu ne olur güveniyorum ben sana.'' diye söyleniyordu. Nihle ameliyata alındıktan sonra Lara, Ateş, Bahadır ve Timur beklemeye başladılar kapının önünde. Ateş bir eliyle saçlarını karıştırıp volta atmaya başladı, Bahadır elleri ve üstü kan içinde duvara yaslandı ve ellerini göğsünde birleştirip kafasını duvara yasladı ve gözlerini tavana dikti, Lara ayrı bir perişan haldeydi ortada durmuş öylece ağlıyordu, Timur ise kendini krize girmişcesine sallandırıp hızlı hızlı hafif çıkan sakallarını ovuşturuyordu.
Timur'un o halini gören Lara bu hareketi sonrasında olay çıkarabilme veya kötü yapma potansiyeli olduğundan yanına gidip onu sakinleştirmek istedi fakat tam adım atacakken aklına yaşadıkları geldi. Timur ona büyük bir hayal kırılığı yaşatmıştı asla yaklaşmak istemiyordu ona ki o da intikam almak üzere bir hamle yapmıştı ve 1 aydır sürdürüyordu bunu ama şöyle bir düşündüğünde bu tarz bir uzaklığın bu durumda bir lüzumu yoktu konu dostumuzdu çünkü diye düşündü ve Timur'un yanına giderek omzuna dokundu. O an Timur dalıp gittiği bambaşka dünyadan ayrılıp gözlerini kapatıp açtı ve Lara'ya baktı. Adeta gözleri parlamıştı çünkü sevdiği kız yanında destek oluyordu ona o hisle sımsıkı sarıldı Lara'ya ve gözyaşları akmaya başladı sessiz sessiz. Bir yandan kokusunu içine çekiyordu özlemişti de onu. Biraz sarıldıktan sonra ayrıldılar ve yere oturdular Timur başını Lara'nın omzuna yasladı Lara ise kafasını Onun kafasının üstüne koydu.