8.BÖLÜM: NEREDEN NEREYE

5 0 18
                                    


''Bazı insanlar arkadaş kurbanı olur ya bende onlardandım işte.''


Lara aniden kollarımda yığılıverince çok korktum. '' Lara ne olur aç gözlerini birtanem.'' dedim telaşlı ve korkmuş bir halde. Lara'nın düşmesiyle beraber Timur' da dizlerinin üstüne çökerek Lara ya bakıyordu ona baktığımda çok telaşlıydı. '' Hastane.'' dedi duraksadı. '' Onu hastaneye götürelim acilen rahatsızlığı aksetti.'' dediğinde daha da telaşlandım çünkü Lara bana bahsetmişti. Çok gerildiği anlarda böyle bir durum olduğunu.

Timur hızla Lara'yı kucaklayarak ilerlemeye başladı. Bende hızla çantalarımızı alarak Timur'un peşinden gittim. Hızla binadan çıkarak arabaya bindik. Lara benim dizimde yatıyordu şu an Timur ise yüksek bir hızla arabayı sürüyordu. '' Lanet olsun ben böyle olacağını bilmeliydim.'' diye her kelimesini ayrı ayrı bir şekilde direksiyona eliyle vura vura söyledi. Ağzıma çok şeyler geliyordu da sırf Lara için sustum ama tabi şimdilik. Hastaneye vardığımızda Lara'yı müdahale odasına aldılar. O andan sonra duvara yaslandım ve sinirimi her an çıkaracakmışcasına sinirli gözlerimi Timur'a diktim. Bir eliyle saçlarını karıştırıyor ve kısa bir alanda volta atıyordu. Her halinden tedirginliği belli olsa da Lara'ya yaptıkları aklıma gelince sinirim öne geçiyordu.

Bir anda bana dönerek. '' Ne var ne diktin gözlerini bana ?'' diye sordu. Yaslandığım duvardan doğrularak '' Ne mi var şaka yapıyor olmalısın ne olduğu apaçık ortada.'' dediğimde '' Lafları geveleme de konuş bak stresliyim zaten.'' dedi bana. Alaycı bir gülüşle '' Kızın bu halinin sebebi sensin şu an farkındasın dimi.'' dediğimde ani bir parlamayla '' Sus artık.'' diye bağırdı. Sesi adeta bütün koridoru inletti. O an bağırmasıyla şok yaşadım ve birşey demeden öylece baktım. Timur karşı duvara geçerek yere oturdu ve ağlamaya başladı.

(TİMUR'UN AĞZINDAN)

Bazı insanlar arkadaş kurbanı olur ya bende onlardandım işte. Lara'yı ilk gördüğümde çok zarif ve tatlı bulmuştum ki hala da öyle. Ama nasıl bir gaflete düştüysem arkadaşım ile Lara'yı tavlamak üzerine iddiaya girmiştim. Hem de lüks model bir arabasına ama asla hesaba katılmayacak birsey yaşadım ki ben Lara'ya çok aşık oldum. Onunla geçirdiğim her vakit resmen beni dünyadan koparan bambaşka bir şeydi. İddia asla umrumda değildi çünkü bu yalan değil çok gerçekti. Benim hayatımın en büyük gerçeği tek gerçeği . Belki de o yüzden Lara'ya bu kadar bağlandım. Babasını kaybetti bu süreçte okulu bırakmak zorunda kaldı. Hep yanında durdum. Asla bırakmadım onu.

Bir gün Ateş'ler ile beraber kafe de otururken Alp salağının iddia konusunu ortaya atası geldi ve Lara bunu öğrendi ama ben aslında öyle olmadığını anlatmak için yanına gittiğim zaman kelimeleri ağzıma tıkarak sert bir tokat attı. Aslına bakılırsa hak etmiş miydim tabi ki hak ettiğim bir nokta vardı ama bunun devamı bambaşkaydı. Bir çok kez aradım, kapısına dayandım, yazdım ama asla cevap alamadım. Madem yanında olamıyorum o zaman bende gizli bir şekilde yanında olur mutlu ederim onu yeter ki mutlu olsun ona canım feda. Araştırdım çok araştırdım ve onun okula dönebilmesi için olan ilk hamlemi yaptım. Akrabalarından birini arayarak yüksek bir miktar karşılığında annesine bakmasını ve onu okul için ikna etmesini istedim. E tabi insanların dini imanı para olunca kabul ettirmekte kolay oluyor. O işi hallettikten sonra bir diğer iş olan alanının en yükseklerinde olan bir doktoru ailem aracılığıyla ikna ederek annesinin tedavi olması için işlemleri de başlattım.

Bu sayede okula dönmesini de sağlamış oldum. Gözümün önünde oluşu beni daha huzurlu hissettiriyordu.

Bugün neden öyle oldu bilmiyorum ama Lara'nın laflarına cevap vererek onunla tartıştım. Ah keşke o an dudaklarına yapışsaydım da şu an bu halde olmasaydık. En azından tokat yerdim ama o şu an o bu halde olmazdı. Gözlerimin önünde halsiz düşerek yere yığıldı. Kendime o kadar çok kızgındım ki şu an o sinirimle istemeden Alin'e de sert tepki vermiştim ben böyle bir insan değildim ki.

(NİHLE'NİN AĞZINDAN)

Timur'un yere çöküp ağlamaya başlamasıyla dayanamadım ve yanına oturdum. '' Alin ben çok özür dilerim ben kendimde değilim şu an dayanamıyorum.'' dedi ağlamamak için zor durduğu anlaşılan bir ses ile ''Lara'dan gizlediğin birşey var dimi?'' diye sorduğum da kafasını başka yöne döndürüp gözlerini kaçırarak '' Hayır .'' dediğinde tamamaen emin olmuştum artık ve tek bir seçenek vardı aklımda '' İddia olayında bir yanlış anlaşılma var dimi ?'' diye sorduğumda '' Ne demeye çalışıyorsun açık konuşsana'' dedi. '' Eğer iddia olayı gerçek daha doğrusu gerçekten ziyade oyun ile başlayıp gerçeğe dönüşmüş olabilir mi mesela.'' dedim. Şaşkın gözlerle bana bakarak '' Nereden anladın?'' dedi. '' Timur ben senin Lara'ya olan bakışlarını ve o mutlu olduğunda ki gülmelerini gördüm.'' dediğimde içi hüzün dolu gözlerle '' Peki Lara'' dedi. '' Birşey demedim tabi ki ona kız zaten yeterince yorgun kafası iyice bulansın istemedim.'' dediğimde '' Çok sağol'' dedi ve tam o sırada doktor odadan çıktı.

Yoğun stres ve yorgunluğa bağlı atak geçirmiş korkulacak birşey yok serumu bittikten sonra taburcu olabilir.'' dedi ve gitti. Ben tam odaya yönelirken Timur kolumdan tutarak '' Alin bu konuştuklarımız aramızda kalsın lütfen.''' dediğinde başımla onaylayarak odaya girdim. ''Nasılsın birtanem ? '' diye sordum Lara'ya tam ağzıdan bir kelime çıkacakken arkama gözlerini kilitledi ve yüzü düştü. Arkama döndüğümde Timur parlayan gözlerle Lara'ya bakıyordu. Gözlerini ondan ayırarak bana '' Bunun ne işi var burada ?'' diye sordu. '' Seni o hastaneye getirdi.'' dedim bende. '' Hayret ben sözde onun için bir iddia parçasıyım.'' dedi. Timur'a döndüğümde Lara'ya özür diler gibi gözlerle çok masum bakıyordu. '' Sen çıksan iyi olacak.'' diyerek göz kırptım Timur'a. Hastane de ki işlerimiz bittikten sonra evlere dağıldık. Yarın hafta sonuydu o yüzden bu gece güzel bir film gecesi yapacaktım. Mısırımı patlattım içeceğimi aldım. Filme başlamadan önce telefonu elime aldığımda telefonda '' 3 yeni mesaj'' bildiriminin olduğunu gördüm ve açtığımda üç farklı kişidendi mesajlar Ateş, Bahadır, Fatih abi.''

ATEŞ: Selam nasılsın ? Lara nasıl oldu ?

BAHADIR: Yarın saat 13:00 ' da almaya gelecğim ödev için.Evin konumunu at.

FATİH ABİ: Durumlar nasıl başladın mı göreve ?

Her mesajın da ayrı olayı vardı maşaallah.

Ateş'e iyi olduğumu ve Lara'nın da iyi olduğunu yazdım.

Bahadır'a konumu attım.

Fatih abiye de Bahadır'ın mesajından bahsederek yarın başlayacağımı söyleedim.

Filmi izlemeye başladığım an itibariyle Ateş ile yazışmalarımız devam etti bütün gece yazıştık.

Sabah olmasıyla beraber hazırlanmaya başladım bu sefer kıyafetime özen göstermem gerektiği için malum görev. Üstüme turuncu tatlı bir yarım kol gömlek , altıma da kot ceketimle aynı renkte olan kotumu giydim. Hala baktığımda beğenmiyordum kendimi ama bunu bir şekilde örtbas etmem gerektiğini düşünerek tatlılık katmak için saçımı yanlardan açık bırakarak üstten ufak iki topuz yaptım ve saat gelince çıktım. Çıktığımda arabasına yaslanmış bir şekilde beni bekleyen Bahadır ile karşılaştım ve selamlaşarak arabasına bindim. Nerede ödev yapacağımızı sorduğumda gidince göreceğimi söyledi ve yol boyunca sessizce gittik. Geldiğimiz yer çok güzel tam doğanın içinde çok hoş bir yerdi. '' Çok tatlı bir yermiş burası.'' dedim. '' Evet güzel bir yerdir. Sakin olduğu için daha rahat düşünülür veya yazılır.'' dediğinde Bahadır'ın böyle düşünmesine şaşırarak ona baktığımda '' Ne oldu niye öyle bakıyorsun.'' dedi '' Hiiç.'' diyerek lafı değiştirdim bir an önce başlayalım bakalım şu göreve diye düşünerek.'' Şurası çok hoş oraya oturalım.'' diyerek oraya yöneldim.

'' Senin aklında var mı birşeyler'' deren bir yandan da yerime oturdum. '' Yok zaten benlik bir durum da olduğunu sanmam sen kurar yazarsın işte.'' dediğinde '' Oldu canım başka. Sen ne bok yemeye buradasın o zaman.'' dediğimde '' Huzurlu ortam sağlamak açısından diyelim canım.'' dediğinde canım kelimesini bastırarak söylemişti. '' Huzur mu ya güldürme ne olursun ya şu an azıcık içime dolan huzuru da götürdün.'' dedim gülerek. '' Ee o zaman daha çok sinir ediyim seni gül.'' dediğinde şaşa kalarak suratına baktım. Sonra kendimi toparlayarak '' Hadi zevzelik etme ver defterini'' dediğim an telefonu çaldı ve '' Önemli açmam lazım'' diyerek uzaklaştı. Bende o arada defteri kalemi hazırlamaya yeltendim. Defteri rastgele ortadan açtığımda gördüğüm şey ile şoka uğradım.

BAĞLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin