''Ben yanındaydım.'' dedim.
O an yanımda bulunan Ateş, Timur ve Lara aynı anda ''Nee'' diyerek ayaklandı. Bahadır ise gözlerini uzunca kapatıp derin bir nefes aldı bana baktı ve sadece ağzını oynatarak ''Niye yaptın?'' diye sordu. O an Fatih abi'de soru sorunca gözlerimi ayırdım Bahadır'dan ''Ne demek o?'' diye sordu. ''O akşam Bahadır'ın evindeydik. Evden dışarı da çıkmadık.'' dedim. Fatih abi şaşkın şakın bakıyordu yüzüme. ''O zaman gelin karakola da bir ifadenizi alalım.'' dedi Fatih abi ve Bahadır'ı kolundan tutarak götürmeye başladı. Tam gidecekken Lara kolumdan tuttu ve ''Ne demek yanındaydım Nihle ne saçmalıyorsun sen?'' dedi. ''Bir şey saçmaladığım falan yok Lara anlatırım sonra.'' dedim ve yine tam gidecekken bu sefer Timur ''Ben götürürüm seni yolda anlatırsın ne olduğunu.'' dedi Lara'da iyi fikir diyerek katıldı ona. ''Tamam peki gidelim.'' dedim.
Arabaya geçtiğimiz de ''Anlat bakalım'' diye lafa girdi Ateş. ''Anlatılacak pek bir şey yok aslında temizlik işi vardı o yüzden gitmiştim. Uzun sürdü biraz.'' diyerek geçiştirdim daha detayına inip anlatmak istemiyordum çünkü.
Karakola gittiğimiz de belli başlı gerektiğince ifademi verdim. Fatih abiye de geçen gün verdiğim belgelerle alakalı devam olsun diye gittiğimi söylemiştim. Ama o belgeleri verdiğim için de pişmandım tabi. Onu bu şekilde ikna ettikten sonra Bahadır'ı ifadesini alıp saldılar. Aslında şu an yanına gitmek çok istedim fakat bizimkilere belli edersem engel olmak için elinden geleni yapacaklardı. ''Daha fazla şüphelenmesinler bizden ben bizimkilerle gidiyorum. En yakın zamanda sendeyim.'' yazdım. ''Aynen git sen haberleşiriz seviyorum seni.'' diye cevap yazdı o da.
Saat akşam üstünü bulduğu için dördümüz beraber yemek yemeye gittik. Yemekten sonra dağılacaktık fakat Lara asla bırakmadı beni belli şüphelenmişti o bir şeylerden. Bir kafeye geçip oturduk Lara'yla '' Laf cambazlıklarına kanmadım sökül bakalım.'' dedi öğrenmeden bırakmazdı belli ama ben biraz salağa yatarak '' Ne laf cambazlığı'' diyerek oyalamaya çalıştım da Lara bu yani koskoca psikolojiyi seçti kız hayatının mesleği olarak kaptı bir şeyler demek ki olayı tam anlatmasam da belli bir yerine kadar gerçek haliyle tabi hikayeleri gizleyerek anlattım ona. Çok kızdı bana Bahadır gibi bir nevi suç makinası biriyle sevgili olmak istemem konusunda.
Eve geçtiğim de kafam çok doluydu bayağı farklı bir gün olmuştu benim için bugün ama Bahadır'dan vazgeçmek gibi bir niyetim olduğunu asla zannetmiyorum onu iyileştirmem lazım beraber iyileşmemiz lazımdı. Günün yorgunluğunu atmak için bir kahve yapmak üzere mutfağa girdim. Kahvemi yaparak televizyon karşısına geçtim. Her ne kadar karşımda televizyon bir şeyler izliyor olsam da dikkatimi asla oraya veremiyordum. Elime telefonu alarak Bahadır'a mesaj attım. İyi olduğunu öğrendikten sonra rahat bir kafayla uyudum.
Okula gittiğimde farklı bir gün olacak gibiydi. Hadi hayırlısı diye düşünerek okula girdim.
İlk teneffüste rehberlik hocasının bana verdiği görev için koşuştururken bir anda birine çarptım. Çarptığım kişiye çarpmak benim suçum olduğundan çok kez özür dileyerek baktım o kişiye. Donakalmış bir şekilde bana bakıyordu. ''İyi misiniz?'' diye sordum adamın beti benzi gitmişti çünkü. O an kenarda bulunan sebilden su almak geldi aklıma. Hızla gidip suyu aldığımda suyu uzatırken ''Aynı annene benziyorsun.'' demesiyle donakaldım ve elimdeki su düştü o an. ''Sonunda bulabildim seni.'' diye ekledi. O an anladım ki annemin bahsettiği kişiydi. ''Baba'' diye bir ses geldi. Kafamı döndürdüğüm de Ateş meraklı gözlerle geliyordu. Hızla kendimi düzelterek koştum gidebildiğim herhangi bir yere kendimi boş olduğunu düşündüğüm müzik odasına attım kendimi ve bulduğum ilk yere dolabın arkasına attım kendimi. Sakin kalmak istedim yanlış mı anladım acaba diye de sorguluyordum kendimi bir yandan. Ama ben hem annene benziyorsun dedi hem de buldum seni dedi.