( LARA'NIN AĞZINDAN)
Hayattaki her zorluk bir sınavdır ya benim de hayatım bol sınavla dolu okullarda olduğu gibi sınıfı geçebilmen için sınavlarda başarılı olmalısın benim de hayatım tam öyle güzel bir hayatımın olabilmesi için o sınavları geçmem gerekiyor. Ben psikolog olmak istiyordum çünkü insanların iç dünyasına girip iyi gelmek hoşuma gidiyordu. Onun yanı sıra yazmakta çok sevdiğim bir şeydi belki de psikolog olma isteğimde oradan geliyordu. İnsanları analiz edip onlarla alakalı düşündüklerimi yazmak ve hikaye dönüştürmek iyi geliyordu bana böyle yorucu bir hayatta kafamı dağıtan tek şeydi o.
Annem ben 16 yaşımdayken çok kötü bir trafik kazası geçirmişti ve bunun sonucunda bütün vücudu felç kalmıştı. Yardımlarla yemek yiyebiliyordu ama konuşabiliyordu da. Babam anneme bakıyordu bir yandan da çalışmaya çalışıyordu ama zor oluyor çok yorgun düşüyordu ancak hafta sonları ve okuldan geldikten sonra ben bakıyordum anneme babamda o saatlerde çalışıyordu .Ailem iyi bir hayatım olsun diye beni bursluluk sınavları beraberinde bir koleje yazdırdılar. O kolej ile beraber benim hayatım çok değişmişti. Çok farklı bir ortama düşmem bir yana dursun aşık olmuştum ben hem de gerçekten değmeyecek birine.
O değmeyecek kişinin adı Timur, Timur Günay. Fazla yakışıklı ve çok güzel seven biriydi. O kadar güzel şeyler yaşamıştık ki annem ve babamla bile tanıştırmıştım onu. Çok seviyorduk birbirimizi o kadar iyi biriydi ki okula başlayalı 6 ay olduğunda babamı kaybettim. Hem de bizim için çalışıp para getirdiği bir işteki kaza kaybettim onu. Anneme bakan kimse olmadığı için okulu bıraktım ve anneme bakmaya başladım. Bu süreçte Timur hep yanımda oldu babamı kaybettiğimde çok destek verdi bana ayağa kalkabilmem için. Çalışmamın gerekmesi sebebiyle bir kafe de işe girdim. Bir gün o girdiğim kafe de sipariş almaya giderken baktım ki Timur ve arkadaşları ordaydı. Tam oraya yönelirken yanındaki bir arkadaşının cebinden çıkardığı araba anahtarını ona uzattığını gördüm ve o çocuk şöyle dedi. birinin'' Oğlum sende var ya benim arabamı elimden alacaksın diye varoş gülüne katlanıyorsun. Hadi yine iyisin valla nasıl becerdiysen arabamı al bakalım.'' O an duyduğum şeye karşı o kadar büyük bir şok yaşadım ki adeta kaynar su döküldü başımdan. Nasıl yani herşey iddia için miydi yalan mıydı? Hızla onların olduğu masaya gittim. Timur beni görünce büyük şoka uğradı ve kalkıp yanıma geldi.'' Lara bak.'' dediğinde daha fazla tahammül edemeyerek. '' Yazıklar olsun sana yalanmış her şeyin.'' dedim ve tokadı yapıştırdım.
İnanamadım olanlara kendime gelemedim uzun bir süre aradan birkaç ay geçtikten sonra '' Artık yeter kızım kendine gel.'' diye kaldırdım kendimi çünkü bu düşük halim annemi de etkiliyordu. Başka bir işe girdim ve anneme bakmaya devam ettim. Bir gün kapı çaldı ve akrabalarımızdan biri geldi anneme bakabileceğini benim de okula gitmemin annem içinde daha iyi olacağını söyledi en başlarda kabul etmesem de annem de buna onay verince kabul etmek durumunda kaldım. Okulların açılmasına iki hafta kala bir yardım kuruluşundan geldiğini söyleyen görevliler bir doktorun uygun bir fiyatla annemin tedavisini yapabileceğini söylediler. O an yeniden doğma zamanımdı hem okula gidip hem çalışıp o parayı karşılamaya çalışacaktım. bir hafta sonrasında ise okula gidip kaydımı yenilediğimde çok tatlı bir kızla tanıştım. Nihle Alin'miş adı.
-
Okula başlayalı iki ay olmuştu. Nihle'yle aramızdaki bağ kuvvetlenmişti. O kadar tatlı iyi niyetli bir kızdı ki yaşadığı şeylere rağmen ayakta kalma çabasındaydı. Biz birbirimize çok iyi geliyorduk kardeş olmuştuk resmen. Annemin tedavisinin olumlu sonuç vereceğini öğrenmiştim. Gerçekten değişiyordu hayatım ama en kötüsü de hala gördüğümde eridiğim ama içimde nefret dolu olan Timur ile de aynı sınıftaydım.
Nihle işinin olduğunu ve 1 dersten sonra geleceğini söylemişti. Tenefüste telefonla uğraşıyordum. Bir anda biri yanıma oturunca baktım ki Nihle gelmiş. Günaydınlaştıktan sonra '' ay kız valla patlamıştım sıkıntıdan.'' dedim o an Nihle hızla ban sarıldı şok oldum o an. '' Güzelim ne oldu?'' diye sordum merakla. Gözyaşları dinmek bilmezken şöyle dedi.'' Lara ben çok karışığım ne yapacağımı bilemiyorum.''
Nihle öyle karışık olayların içine düşmüştü ki zorlanıyordu ama ben hem kendime hem ona söz vermiştim her koşulda yanında olacaktım.
Edebiyat dersinde hocanın verdiği ödev ve kurduğu grup sebebiyle sinir olmuştum. Timur ile beni aynı gruba koymuş ve konuyu da intikam olarak belirlemişti.
Tenefüs olduğunda öylesine kötü olmuştum ki resmen duvarlar üstüme üstüme geliyor. Nefes almakta güçlük çekiyordum. Nihle böyle olduğumu görünce hava almaya çıkalım diye teklif etti. Tam çıkarken Timur'un bana seslenmesiyle ona doğru döndüm. '' Ne var?'' diye döndüm. '' Bu ödev işini ne zaman yaparız?'' diye sordu dalga geçiyordu ya bu benle ben onunla ödev yapacaktım da sanki. alaycı bir gülüşle '' Ben seninle birşey yapar mıyım ya şaka mısın sen ben kendi başıma yapacağım sen ne yaparsan yap.'' dedim. Sonrasında tartışmaya başladık. Tartışma ilerledikçe bütün vücudum halsizliğini daha çok arttırdı ve bir an sendeledim. Nihle kolumu tutarak '' İyi misin birtanem.'' dedi. '' İyiyim ben yok birşeyim .'' dediğim anda vücudum aniden salınıverdi