Dağılmış saçları ve şişik gözleriyle açtı kapıyı Bahadır. O kadar dağınık duruyordu ki beni görünce çok şaşırdı. ''Senin ne işin var burada bu saatte ve yaralı halinle.'' diye sordu. ''Tam bir cevap alamayınca merak ettim.'' dedim. ''Bu saatte mi?'' diye sordu. ''Evet bu saatte dedim ya merak işte.'' diye cevap verdim. '' Yav Alin git evine ya bu halinle gelmişsin bide.'' diyerek yüzüme kapattı kapıyı. ''Peki sabaha kadar burada otururum bende'' diyerek önüne oturdum çokta soğuktu aslında. Birkaç dakika sonra kapı açıldı ''Geç içeri yaralısın zaten bir de üşütmenle uğraştırma şimdi.'' dedi Bahadır muhtemelen bir beş dakika daha açmasa heykele dönecektim. İçeri geçtiğimde ufak ve tatlı bir salon vardı koltuklardan birine geçip oturdum.
Bir iki dakika sonra elinde bardak ile içeri girdi Bahadır ''üşümüşsündür al.'' diye bardaklardan birini bana uzattı bardağı almadan gözlerinin içine baktığımda ''Zehirlemek istesem daha önce yapardım zehir değil.'' dedi. ''He yok bende öyle düşünmedim şey.'' dediğimde Bahadır ''Neyse ne iç işte de anlat bakalım seni bu saatte getiren dert ne?'' diye arkasına yaslandı. ''Dediğim gibi merak ettim. Hastaneden sonra kayboldun ortadan.'' dediğimde''Her an herkesin gözünün önünde olmak zorunda mıyım?'' diye sordu. ''Değilsin tabi de başka bir şey söyleyeceğim sana.'' dediğimde doğrularak '' Anlaşıla soru yağmuruna tutmadan gitmeyeceksin sen çabala dur bakalım.'' ve bardağını iki ellerinin arasına alarak koltukta doğruldu. ''Ben hastane de hayal meyal hatırlıyorum. Yani benim yanıma gelip bir şeyler konuşulduğunu. Lara'ya sorduğumda ise öyle bir şey yaptığınızı söyledi. Kaç gündür senin dediğin bir şey kafam da dolanıp duruyor. Ablan içi aynı senin gibi oldu tarzında bir şeyler dediğini hatırlıyorum.'' dediğimde aniden yüzü değişti.
''Yanlış duymuşsun ya da rüya gördün herhalde bir şey demedim ben orada sana iyileş diye bir şeyler dedim bir iki uydurma.'' dediğinde surat ifadesi çok değişikti. Gizlediği bir şeyler vardı belli ama belli etmemeye çalışıyordu. Yerinden kalkarak ''Hadi çayını da içmişsin kuzenin merak eder hadi evine.'' diye kaldırdı. Beni yerimden biraz sertti kolumu sertçe sıkıp hızlı kaldırdığından hem kolum hem de yaram acımıştı. ''Ahhh'' diye bağırdım yaramın acısına. Bir an surat ifadesi değişti ve gözleri açıldı kocaman '' Ne oldu?'' dediğinde gene kesilen nefesim ile ''Y-yaram off.'' dedim. '' Özür dilerim özür dilerim.'' dedi ve o an sinirle kolumu ondan kurtararak kapıya doğru yöneldim. Tam koridora girdiğimde yüksek bir sesle kapı çalmaya başladı öyle bir hızla vuruyorlardı ki korkup yerimde kaldım bir an.
Bahadır hızla yanıma gelerek. ''Şimdilik gitmesen iyi olacak çık yukarı saklan orada bir yerlere ben yanına gelene kadar çıkma sakın.'' dedi. O an ki korkumla kafamı olumlu anlamda sallayarak yukarı çıkıp bir odaya girdim. Girdiğim oda Bahadır'ın odası olmalıydı çünkü tam onun tarzında bir odaydı. Aşağıdan bağırış çağırış şeklinde gelen sesler beni ürkütüyor olsa da kafamı dağıtmak için odayı incelemeye başladım.
Masanın üstündeki dosyalar dikkatimi çekti. Dosyalara baktığımda bu gizli kapaklı kaçakçılık tarzı işlere ait olduğunu anladım ve Fatih abiye delil olarak götürmek için fotoğraflarını çekip yerlerine bıraktım. Biraz daha etrafa bakındığım da çekmece yarım duruyordu. Merak işte dayanamadım gittim oraya açtığımda bir çerçevede Bahadır ve Ateş'in beraber resmi vardı. Onu elime alıp baktım ve düşündüm de bir yandan bunlar düşmen değil miydi bu fotoğrafın ne işi ardı burada.
Sert bir kapı kapanma sesi duyduğum da fotoğrafı aldığım gibi bırakarak hızla aşağı indim. Bahadır'ı yüzü kan içinde koltukta otururken gördüm ve o an anladım tehlikeli bir işe bulaşmıştım. Hemen Bahadır'ın yanına gittim ve karşısına oturdum. Korku dolu gözlerle bakıyordum ona ''Bakma öyle yok bir şey hızlı geçer bunlar. Seni evine bıraksam iyi olacak kalma daha fazla burada kalınca ne oluyor görüyorsun.'' dedi. '' Tamam söz gideceğim ama öncesinde senin şu yüzünü bir toparlasak iyi olacak.'' dediğimde ''Alin'' deyip tam itiraz edecekken ''İtiraz edersen bütün gece saksı gibi dururum burada.'' dedim o an bana baktı sonrasında da kafasını başka tarafa çevirdi ve derin bir ''Off'' çekti. ''Tamam ilk yardım kutusu şurada bak.'' diye gösterdi eliyle. Oradan gidip gerekli malzemeleri aldım ve ufaktan yaralarını temizledim. Işimiz bittiğinde telefonu çaldı ve ''Ben şu telefona cevap verip ceketimi alıp geliyorum kal burada.'' dedi ve gitti bende o ara telefonumla ilgilenmeye başladım.
Alarm çalma sesiyle gözlerimi açtığımda şaşakaldım ''Hii lanet olsun ben burada mı uyumuşum inanamıyorum.'' diyerek aniden fırladım yataktan. Merdivenden hızla iniş sesi duyduğumda gözlerim oraya yöneldi ve Bahadır indi. '' Yaa sen niye uyandırmıyorsun beni?'' dedim ''Uyandırmak istedim ki çok kez denedim ama uyanmadın ne yapayım.'' dedi. '' Off Aytaç çatlar şimdi meraktan.'' diye elimi yüzüme kapadım. ''Yazdım ben ona sen merak etme.'' dediğinde şok içinde gözlerine baktım. ''Nasıl yazdın ney?'' diyerek telefonuma baktım. Lara'lardayım annesi rahatsızmışta yardım istedi onda kalacağım merak etme.'' yazıyordu. Döndüm ve ''Sağol.''dedim ve ''Okula gelecek misin bugün?'' diye sordum. ''Geleceğim.'' dedi. ''Tamam o zaman sen hazırlan ben böyle gideceğim mecbur okuldan isterim kıyafet yedek hakkım vardı. Hazırlarım ben şimdi kahvaltı da'' dedim. ''Peki'' diyerek geri yukarı çıktı.
Mutfağa girdiğimde fazlasıyla dolu dolaplarla karşılıklıydım tek yaşayan bir erkek için fazla doluydu. Her neyse dolaptan malzemeleri çıkararak tost yaptım yanına da kahve hazırladım. İşim bittikten sonra masaya koydum hazırladıklarımı o sırada Bahadır geldi. ''Off mis gibi kokmuş buralar.'' dedi ve masaya oturdu. Bende geçtim oturdum karşısına tostumu yemeye başladım. ''Mükemmel bir şeymiş ya bu.'' dedi bitirdikten sonra ''Öyledir.'' dedim. ''Eline sağlık. Hadi okula geç kalmayalım.'' dedi ve evden çıktık. Ben o arada Lara'yı arayarak okuldan bir durak önce bir yerde buluşalım dedim. Dediğim yere geldiğimiz de teşekkür ederek indim. ''Ooo ne alaka böyle.'' dedi Lara. ''Hadi durmayalım geç kalacağız yolda anlatırım ben sana.'' dedim ve yolda giderken anlatmaya başladım. Lara'da şok içinde dinledi beni.
Bugün gösteri olduğundan bizim sınıfın bütün dersleri boştu. Gösteri zamanına kadar birçok hazırlık yapıldı Lara'ya yardım için gittiğimde orada yaşadıklarım geldi gözümün önüne. Lara gene yaptı yapacağını ve bütün odağımı değiştirerek kafamı dağıtmamı sağladı.
Gösteri zamanı geldiğinde heyecanla onları izledim. Gösteri de aynı gerçek hayatta yaptıkları gibi iki eski sevgilinin birbirine karşı intikamıydı konu. O kadar güzel oynadılar ki biri doktor diğeri psikolog olacak olmasa oyunu olmayı seçebilirlerdi. Tiyatro bittikten sonra arkaya bekleme alanına geçtiler hızla gittim yanlarına. Gittiğimde ikisi de bir kenara oturmuş bakıyorlardı birbirlerine resmen arada büyük bir elektrik vardı. O an Timur'un yanına gittim ve dokundum ''ayy'' diyerek elimi çektim o an şaşkınlıkla bana baktı Timur. ''Ne oldu yarana mı bir bir şey oldu?'' diye telaşlandı. ''Bakışlarınızın elektriği o kadar yüksek ki o çarptı.'' dedim dalgacı bir ses ile. '' Ya seni var ya manyak aklımı aldın.'' dedi rahatlamış surat ifadesiyle. ''Timurr artık zamanı geldi sanki. Artık anlat her şeyi bence.'' dedim. ''Doğru diyorsun aslında yetti artık.'' dedi ve oturduğu yerden kalkarak. ''Lara gelsene bir benle bir şey konuşacağım.'' dediğinde Lara şaşırarak ilk ona sonra bana baktı. Gülümseyerek ''Git hadi'' dedim sonrasında gittiler.
TİMUR'UN ANLATIMIYLA
Alin'le konuştuktan sonra hazır olduğumu anlamıştım artık ve Lara'ya dönüp ''Lara gelsene bir benle bir şey konuşacağız.'' dedim. Lara bir bana bir Alin'e baktı. Alin '' Git hadi.'' dedi ona. Sonrasında benim peşimden geldi. Rahatça konuşabileceğimiz bir yer olan odalardan birine geçtik.
''Evet ne konuşacağız çok bekletme beni sevgilimin yanına gideceğim ben.'' dedi. ''Lara'' dedim yüksek sesle ''Anma şunu dur iki dakika lafımı bölmeden dinle lütfen.'' dedim. ''Tamam.'' dedi. '' Hani sen o iddia muhabbetini duyduktan sonra bir daha asla eskisi gibi olamadık ya biz. O iddia ile alakalı sana dinletmem gereken bir şey var.'' dedim ve iddialaştığım arkadaşımı aradım.
''Sen beni arar mıydın hayırdır?''
''Aramazdım senin yaptığın şerefsizliğe de. Sinirden takıldı aklıma. Sen niye hala gerçeği açıklamak için adım atmıyorsun lan. Niye kıza iddiayı kabul etmediğimi ama sırf itlik olsun diye kızı görünce yaptığını söylemiyorsun'' dediğimde şaşkın gözlerle baktı Lara.
''Duygusala bağlamışız yine. Drama yapıyorsun bakıyorumda o zaman söyleyeyim ben sana nedenini. Ateş'in dibinde olan her zaman en üstte olan lüks hayatın alasını yaşayan sendin lan hep attınız beni geri.''
''Onu sen istedin hem biz seni geri atmadık sen hep bir plan bir çöktürme peşindeydin. Dediğime cevap ver benim sen.''
''Öyle güzel bir kızın seninle mahvolmasını istemedim lan güzel bir kızı bari sen kapma istedim. O kızda saf çıktı dinlemedi seni sen hak ettin bunu.'' dediğinde telefonu kapattım ve Lara'ya döndüm. Lara şaşkın gözlerle bakmaya devam ediyordu hala.
O an tutamadım kendimi ve yapıştım dudaklarına...