18.BÖLÜM

3 1 0
                                    

NİHLE'NİN AĞZINDAN

Gözlerimi ilk açtığımda etrafı az çok bulanık gördüm sonra bir daha açıp kapattığımda iyiydi. Neler olmuştu öyle vurulduğumu hatırlıyorum ve oramda da ayrı bir ağrı fakat hemen yanımda yine kavga eden bir ikili vardı.

''Bağırmayın be başım çatladı burada.'' dedim zor çıkan sesimle ve o an bütün sesler kesildi ve herkes bana döndü. Şok içinde yanıma geldiler ben ilk olarak en yakınıma gelmiş olan Lara'ya baktım gözleri parlıyordu resmen. ''Güzelim çok şükür bizimlesin.'' dedi. Timur ise o arada ''Ben bir babamı çağırayım.'' dediğinde. Lara'ya döndüm ''Babası?'' diye sordum. ''Seni ameliyat eden doktor.'' diye cevap verdi. Sonrasında gözlerim Aytaç'ı aradı ama göremedi merak ettim nerede olduğunu ve ''Aytaç.'' dedim bir an konuşmaya başladığımdan galiba vurulduğum yerde büyük bir ağrı hissettiğimden durdum. ''İyi misin?'' diye her ağızdan aynı ses çıktı bir anda. ''Daha fazla yorma kendini Taylan amca gelip kontrol etsin seni bir sonra konuşuruz he şeyi.'' dedi Ateş kafamı salladım sadece. Ameliyat olduğum yer ağrıyordu çok yer yer nefesimi de kesiyor gibiydi. '' Aynen kuzum her şeyi anlatacağım ben sana ama az daha sabır. Iyi ol biraz daha.'' dedi Lara'da ve elimi daha sıkı tuttu. Bende gücümün yettiğince sardım elimi. Evde annesinin yanında değil benim yanımdaydı şu an.

Bir yanıma baktığım da az önce kavga eden ikili de kedi gibiydi. Aradan birkaç dakika geldikten sonra Timur'un babası olduğunu söyledikleri doktor geldi. ''Geçmiş olsun zor bir ameliyat atlattın. Nasılsın bakalım şimdi?'' diye sordu. ''Yer yer nefes almakta zorlanıyorum ağrım var.'' diye şikayetimi belirttim. '' Hmm anladım. Aslında hava alman lazımdı biraz daha en azından birkaç saat daha destekli hava alsan ve biraz uyusan daha iyi gelir bu süreçte verilecek olan ilaçlarda etkisini gösterir.'' dedi. Bir şey demeden kafamı salladım. ''Ben hemşireyi göndereceğim birazdan o halleder sen dinlen ben uğrayacağım daha sonra yine.'' dedi ve odadan çıktı. Timur'a baktığım da Lara'ya karşı farklı bir bakışı vardı yine bir şey olmuş olmalı.

''Gençler bizi Timur'la yalnız bıraksanız olur mu?'' dedim hepsi kabul ederek dışarı çıktı ve Timur'a yanımdaki sandalyeye oturmasını söyledim. '' Bir şey mi oldu yine nedir senin bu değişik bakışlar?'' diye sordum. ''Çok mu belli oluyor dışarıdan ya'' diyerek iç çekti. ''Evet çokta anlat gelsin.'' dedim. '' Ya hastaneye yeni geldiğimiz zamanlarda ben bir kenara yaslanmıştım kitlemişim yine kendimi Lara'nın dokunmasıyla kendime geldim. Sonra sarıldık ağladık falan. Beraber yere oturduk omzuna yattım o da kafasını yasladı. Bir an eskisi gibi olduk yani.'' Son cümleyi söylediğinde sesi titredi. '' Ama sonra o çocuk geldi işte Lara yanımdan kalktı ona sarıldı. O an film koptu bende bilmiyorum nasıl yaptım ama elimdeki şişeyi fırlattım duvara nasıl fırlattıysam duvarda patlamış her yer su olmuş Ateş söyledi. Sonrasında çektim gittim oradan.'' dedi.

Ben şimdi hangisine laf etsem ki Lara'ya mı yoksa Timur'a mı ikisi de ayrı olay ya. ''Timur yani ama burada da biraz sende suç var abi yani git anlat artık şu kıza her şeyi bak gördün işte her an birini kaybetme olasılığı var bu hayatta hayat yani belli değil birkaç saniyesi bile.'' dediğimde kafasını öne eğdi ve sonra kaldırarak. '' Çok korktum biliyor musun sana bir şey olacak diye çok korktum.'' dediğinde hafiften gözleri doldu. ''Oy kurban olurum ben sana ben Lara'yla seni olaylarınızı çözmüş halde görmeden bir yere gitmiyorum. Buradayım biricik erkek kardeşimin yanında.'' diyerek elini tuttum Timur'un. Erkek kardeşim dediğimde gözlerinde öyle bir pırıltıyla baktı ki bana mutlu etmişti o iki kelime onu. '' Ne dedin sen?'' diye sordu. '' Kardeşim'' dedim diye cevap verdim gülerek. O an daha da açıldı gülümsemesi ve o sevinçle sarılınca yarama bastırdı biraz. Canımın acıdığını belirten bir ses çıkardım o an canım çok yanmıştı ama Timur'un sevinci daha değerliydi şu an. ''Ayy pardon off salaklık yaptım ben çok mu acıttım.'' diye dolanmaya başladı. ''Şapşal otur şuraya biraz acıdı yok bir şey. Hadi git hava al sen biraz bembeyaz kesildin. Lara'yı gönder bana'' dedim.

Lara odaya girince onunla konuştuk uzun uzun annesinin iyileşmeye başladığını anlattı çok sevindim bu duruma. Ateş ve Bahadır'ın aynı şekilde ben uyur durumdayken kavga ettiklerini falan da anlattı biraz daha bir şeyler konuştuktan sonra hemşire geldi ve havayı takarak ilaçlar verdi. Ilaçları içtikten sonra uyudum.

Bir iki gün daha hastanede kaldıktan sonra taburcu ettiler ve eve geçtik. Hala yaramın olduğu yerden dolayı zaman zaman nefes darlıkları yaşıyordum. Çoğu zaman büyük ağrılarda yapıyordu ama ben bunu da atlatacaktım önceden de atlatmıştım. Tek eksiğim annemdi yanımda o olsaydı daha başka olurdu ya zaten her şey.

1 HAFTA SONRA

Bir iki gün daha raporum olmasına rağmen ev çok üstüme gelmeye başlamıştı artık. Evin içi ve boş durmaktan kafamın için hastalıktan daha çok yordu beni. O yüzden bugün okula gidiyordum ama tek fark toplu taşımayla değil arabaylaydım. Ateş okula gelmek istediğimi öğrendiğinde bir süre toplu taşımayla değil onunla gideceğimi söyledi ne yalan söyleyeyim bu benim hoşuma gitmedi değil birilerinin tarafından düşünülmek ayrı bir güzeldi. Şu an arabanın ön koltuğunda camdan dışarısını izliyordum okula giderken. ''Heyecan var mı?'' Ateş'in bu sorusuyla beraber kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakarak ona döndüm. ''Var gibi sanki yani evde durmaktan bezdiğimden muhtemelen iyi gelir okul.'' dedim. '' İyi gelir iyi.'' dedi tatlı bir gülümsemeyle. Bu bir haftalık süreçte Bahadır'dan hiç ses çıkmamıştı. Bir an da neden uzaklaştı anlam verememiştim.

Okula vardığımızda Ateş'ten destek alarak çıktım merdivenleri hala o gücüm yoktu. Sınıfa girip yerime oturduğumda birçok kişi geçmiş olsun demeye geldi yanıma ilk zamanlarda birçok zorbalık yapan kişiler bile. Geçmiş olsunlar ve sıkıcı derslerle geçen bir gün oldu bugün. Geçen gün Lara bana bahsetmişti. Edebiyat hocasında söylediğine göre Lara ve Timur'un tiyatrosu yarın oynanacaktı. Lara bunun için çok heyecanlıydı ama yine bilindiği gibi Timur ile araları bozuk devamdı. Bir iki ders çalışmalara indiler bu süreçte Ateş derslerde yanıma oturdu beni yalnız bırakmadı. O kadar iyi niyetli ve komik bir çocuktu ki yanından ayrılmayı istemek pek mümkün değildi insanı genç tutar yani öyle bir hali vardı. Öğlende beraber kantine indik bana hem kantine giderken hem de başka yerlere giderken yardım ediyordu her an tetikte bir duruşu vardı bir şey olmasın diye.

Kantine indiğimiz de bir şeyler atıştırdık ve birtakım muhabbetlere daldık yine o sırada yine söylene söylene gelen bir Lara vardı. Karşıdan öyle bir halde geliyordu ki gülsem mi ağlasam mı benim duygular şok. Söylene söylene oturdu yanımıza ''Yine ne oldu ne diye söyleniyorsun yine mi kavga ettiniz yoksa.'' dedim merak içinde ''Yine yine yine tabi ki.'' dedi Lara aynen Lara'cım yine siz iki inatçı keçi siz. ''Evet yine anlat bakalım.'' dedim gülerek '' Yaa Nihle'' dedi son harfi bayağı uzatarak. Ifademi düzleştirerek ''Tamam tamam hadi çatlatma anlat.'' dedim. ''Yav takmış kıyafette kıyafet abi ben o üstleri giyeceğim yani cidden de hoş üstler ama beyefendi. Seyircinin göz zevkini bozma doğru düzgün şeyler giy diyor ya.'' dedi sinirli sinirli. He tamam ya şöyle işte kıskanıyor bizim deli anladım bunu. Neyse artık diliyorum açılsın şu kıza. ''Kız ne giydiysen değiştir işte bir ton kıyafet var orada bunu bari tartışmayın. Yarın bitiyor zaten rahatsınız sonra.'' dedim.

Okulu öyle böyle bitirdikten sonra eve geçtim aklım Bahadır'a takılmıştı bir haftadır okula da gitmemiş. Ne olmuştu acaba bir şey mi vardı. Bir merakıma yenik düşerekten aradım onu. Bir süre sonra açtı telefonu.

''Bahadır selam.''

'' Selam.''

'' Okula gelmemişsin de bugün birkaç gündür hiç aramadın da merak ettim.''

'' Sana ne kızım sen salsana bir beni.''

'' P-peki tamam iyi geceler''

'' İyi geceler.''

Telefonu kapattığında merak saldı içimi çünkü tamam yani gerçek Bahadır böyle biri olsa da hiç böyle davranmamıştı uzun süredir. Bir şeyler ters gidiyor olmalıydı. Şu görev işine başlamış olayım bari yeterince sorunum yokmuş gibi. Fatih abi bana görev için atmıştı Bahadır'ın ev adresini Aytaç'a baktım mışıl mışıl uyuyordu. Onun üstünü örterek üstümü sıkı giyinip çıktım saatte epey geçti aslında neredeyse gece yarısıydı. Ama merak işte bende arş seviyede yüklü bir özellik olduğu için merakım gitsin diye her türlü deliliği yapardım. Bir yandan ağrıyan yaramı tuta tuta indim merdivenleri ve bulduğum ilk taksiyle yola koyuldum. Evin önüne geldiğimde taksiden indim ve kapıya geldim evdeydi çünkü ışıkları yanıyordu.

Derin bir nefes alarak kapıyı çaldım. 

BAĞLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin