4

668 98 37
                                    

İyi Okumalar

1 Eylül

"Rahat mısın?" Kucağında sırtımı göğsüne yasladığım sevgilim, çenesini başıma yaslarken sormuştu. Ellerimi, belimde dinlenen ellerinin üstüne koymuş, baş parmaklarım ile ellerini okşarken konuşmuştum.

"En rahat yerim burası. Tabii ki rahatım."

Saat on ikiye geliyordu. Taehyung ile Namsan Kulesine gelmiştik. O sırtını banka yaslamış otururken bense onun kucağındaydım. Buradan aldığımız kilitlere 'Taehyung♡Jungkook' yazıp asmıştık. Bugün benim doğum günümdü. Ben evde kendi aramızda, arkadaşlarımızı çağırmayı teklif etsem de, Taehyung arkadaşlarımız ile beraber dışarıda kutlamamız gerektiğini söylemişti. Sürekli gittiğimiz bir kafede küçük bir kutlama yapmış, sonrasında buraya gelmiştik. Yaklaşık iki saattir buradaydık ve benim en huzurlu olduğum gündü.

"Taehyung, yıldız kayıyor aşkım. Dilek tut hadi." Ben gözlerimi kapatıp dileğimi tutarken Taehyung sadece beni izliyordu, hissediyordum. "Sen neden dilek tutmadın?" Yaşadığım süre boyunca her anımda Taehyung'un olmasını dilemiştim. En çok biz yaşayalım, en çok bizim aşkımız yaşasın istemiştim.

"Dilek tutmama gerek yok ki, zaten tek dileğim yanımda." deyip yüzüme eğilmiş, dudağıma küçük bir buse kondurmuştu. Kolları arasında dönüp yüzüm ona bakacak şekilde tekrardan kucağına oturdum. Kollarımı boynuna doladım ve yüzüne biraz daha yaklaştım.

Kocaman gülümsemiştim bu dediğine. "Jungkook," demişti o derin sesiyle. "Hmm," diye cevap vermiştim bende.

"Hani sana demiştim ya sana ne ile seslensem klişe geliyor ve hepsi yetersiz kalıyor diye. Sanırım tek bir kelime sana uyuyor."

"Neymiş o kelime?"

"Kutup yıldızı, kutup yıldızım. Bir tek bu kelime bana tam olarak seni hatırlatıyor, kutup yıldızı insana yönünü bulmasında yardımcı olur. Sen de benim yönümü bulmama yardımcı oldun. Nereye gidersem gideyim; ışığının altında sevginle, güzelliğinle, ışığınla doğru yolu buldum. İyi ki varsın kutup yıldızım, iyi ki doğdun, iyi ki benimle oldun. Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum sevgilim. Sen de iyi ki varsın, iyi ki benimlesin. Tek dilediğim, tek dileğim sadece sensin." Söylediği şeyler yüzünden duygulanmıştım. Gözlerim dolmuştu ve sol gözümden bir damla yaş inmişti yanağıma. Taehyung baş parmağı ile hemen yaşı silmişti.

"Bebek seni, ağlamasana hemen," deyip gülmüştü. "Ben bebek değilim."dedim gülerek.

"Bebeksin, benim bebeğimsin." dedi. Hemen sonrasında da dudağıma yapıştı. Zevk ve arzudan çok uzak bir öpüşmeydi bu. Sevgi barındırıyordu içinde. Boynunda olan ellerimi ensesinde birleştirdim. Onun elleri de ait olduğu yere, belime inmişti. Üst dudağını günlerdir susuzmuş gibi emiyordum. Eriyip gidiyordum dudakları arasında. O da alt dudağımı büyük bir iştahla emiyordu.

Etrafta kim var, kim yok umursamadan uzun bir süre öpüşmüştük. Nefessiz kaldığımız için ayrılmak zorunda kalmıştık. Şiş ve kıpkırmızı olmuş dudakları, bana kim olduğumu unutturuyordu. Öyle bir bakıyordu ki bana, en değerli şey benmişim gibi. Kalbim, göğüs kafesimden çıkmak istiyormuş gibi hızlı hızlı atıyordu. Bu adam bünyeme zarardı.

"Neden öyle bakıyorsun bana?"

"Nasıl bakıyorum?"

"En değerli şey benmişim gibi, çok aşık gibi bakıyorsun."

"Zaten çok aşığım, ölüp bitiriyorum sana. Kendini benim gözümden görebilsen keşke. O kadar güzelsin ki, en değerli ve güzel elmasları, madenleri getirseler yanında bir hiç kalırlar."

It's a Curse ≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin