7

712 99 67
                                        

İyi Okumalar

O gece siyah kedi görmemin üzerinden iki gün geçmişti. Ve ben o iki gün içinde kötü bir olay yaşamamıştım. Sadece aptal bir batıl inançtı diye düşündüm.

Sabaha gözlerimi deli gibi çalan zil ile açmıştım. Yerimde doğrulup kapıya gittim, Yoongi elinde tuttuğu poşetler ile sırıtıp bana bakıyordu.

İstemsizce bana da bulaşan gülümseme eşliğinde "Hayırdır, ne bu hâlin?" diye sordum.

"Sevgilim yarın geliyor, daha ne olsun? Mutluluktan öleceğim." diye cevap verdi.

'Keşke bir gün kapıyı açtığımda sevgilim ile karşılaşsam' diye geçirdim içimden. İmkansızı istiyordum.

Kapıdan geri çekilip içeri geçmesini sağladım. Ellerindeki poşetlerden birkaçını alıp mutfağa götürdüm.

"Evde pek bir şey kalmamıştı, ben de gitmişken alayım dedim."

"İyi de çok şey almışsın, mahçup oluyorum böyle," deyip dudaklarımı büzmüştüm istemsizce.

"Saçmalama Jungkook, ben kaç gündür burada, senin evinde kalıyorum, sen rahatsız oluyor musun?

Hızlıca ellerimi havaya kaldırıp iki yana salladım.

"Asla! Olur mu öyle şey, sen olmasan nasıl olurdum tahmin bile edemiyorum."

"İşte benim aldığım şeylere karşı da mahçup olmana gerek yok, çünkü ben de rahatsız olmuyorum, tamam mı?"

Hızlıca kafamı salladım, tebessüm edip poşetleri boşaltmaya başladı. Bende yanına gidip yardım etmiştim.

Kahvaltıyı hazırlayıp sohbet eşliğinde yemiştik. Şu birkaç gündür biraz daha iyi hissediyordum sanırım.

Alışmaya başlamış da olabilirdim tabii.

Yoongi biraz işlerinin olduğunu söyleyerek dışarı çıkmıştı, bende masayı toplayıp odama geçmiştim. Yatağıma uzanıp telefonu elime aldım. Ne zamandır yapmadığım bir şeyi yapıp sosyal medyaya girdim.

Instagram hesabımda yaptığım tek şey Taehyung ile fotoğraf paylaşmaktı. Her karede o da vardı.

Onu kaybedince uygulamayı silmiş, girmeye cesaret edememiştim. Orayı bir günlük gibi kullanıyorduk, bu yüzden her anı aklımda canlanıyordu.

Kullanıcı adımı ve şifremi girip hesabımı açtım. Her bir karesinde huzur bulduğum adamla olan fotoğraflarımızı uzun bir süre izlemiştim.

Birlikte maske yapıp fotoğrafını paylaşmıştık, anlık gelen bir istekle banyoya gidip aynı maskeyi yüzüme yapmıştım.
Tavşanlı bir maskeydi bu.

Fotoğrafını çekip sevgilime gönderdim. Ancak telefonu bendeydi, o gün telefonunu evde unutmuş ve oraya gitmişti, tanımadığım bir numaradan gelen arama ile ölmüştüm resmen.

Asla mesajlarımı görmeyecek olsa da onunla mesajlaşmak bana iyi gelen nadir şeylerden biriydi. Yazıp yazıp gönderiyordum, zaten telefon kapalıydı açmaya elim varmıyordu. Asla çift tik olmayacaktı.

Yüzümü yıkayıp ilk defa aynaya bakıp içten bir şekilde gülümsedim. Sanırım artık Taehyung için biraz da olsa mutlu olabilirdim.

Saçlarımda uzanmıştı ancak kesmek istemiyordum, çünkü Taehyung bir zamanlar onlarla oynamayı çok seviyordu.

Mutfağa geçip kendime bitki çayı yaptım ve bahçeye çıktım, odamdan kitabımı alıp.

Küçük masanın üzerine elimdeki çayı ve kitabı bırakıp armut koltuklara oturacakken bir anda içime bir ürperti gelmişti. Vücudum titremişti.

It's a Curse ≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin