9

591 83 118
                                    

İyi Okumalar

Bir süre sonra ortadan kaybolan korkunç gülümse ve yansıma ile rahat bir nefes almıştım. Odama hâlâ daha girmeye cesaretim yoktu bu yüzden tüm ışıkları açmış salonda öylece oturuyordum.

Gözlerim kan çanağına dönmüştü ama korkudan uyuyamıyordum. Kafam dağılır diye açtığım film de işe yaramıyordu. Hâlâ daha onu düşünüyordum, aynadaki şeyi.

Yoongi'yi aramayı çok istiyordum ancak hem geç olmuştu hem de sevgilisi yeni gelmişti. Özlem gidermek için imkân ve zaman varken ellerinden almak sadece bencillik olurdu.

Saatin üç olmasına çok az kalmıştı ve ben deli gibi korkuyordum.
Neyseki eve girmek gibi çabaları olmuyordu, olsaydı ruhumu teslim ederdim herhalde.

Saatimden saniye saniye kontrol ediyordum saatin kaç olduğunu, gelip gelmeyeceğini.

İçimden gelen bir ses kulaklık takıp yüksek sesle şarkı dinlememi söylüyordu, bende onu dinledim ve kulaklığı aldığım gibi telefona bağladım.

Yüksek sesli ve hareketli bir müzik açıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Ellerim yumruk olmuştu ve terlemeye başlamıştı.

Derin derin nefesler alıp aklımı başka yere çekmeye çalışıyordum. Avuç içlerim sırılsıklam olduğu için açıp kapatmaya başlamıştım.
Sertçe altımdaki eşofmana siliyordum.

Hissediyordum geldiğini, orada bekliyordu. Kapıyı çalıp çalmadığını anlayamıyordum ancak orada olduğunu biliyordum.

Aradan yarım saat kadar geçmişti, yeterli bir süre olduğunu düşünüp kulaklığı çıkardım ve koltuğun üstüne bıraktım.

Kulaklarım çınlıyordu. Kulaklık, kulağıma yapışmıştı ve canımı yakmıştı. Kızarıp kaşınmaya başlamıştı.

Gözlerim de fazla sıkmaktan kızarıp sulanmıştı. Ellerimi yumruk yapıp gözümü çıkartmak ister gibi kaşıdım.

Bir anda telefona gelen bildirim ile yerimden sıçradım. En ufak sese bile fazla tepki verecek kadar diken üstündeydim.

Mesaj istediğim ve beklediğim kişiden, Namjoon'dan gelmişti.


Gönderen: Namjoon
Jungkook
Şimdi girdim eve
[Ses Kaydı]
İstersen sabah dinle
Korkmanı istemem
Çünkü ben bile korktum

Gönderilen: Namjoon
Teşekkür ederim Namjoon
Sabah dinlesem daha iyi olur sanırım





Telefonu kapatıp avuç içimde kırmak istercesine sıkıyordum.
Bir yanım şimdi dinle diyordu, diğer yarım ise sabah.

Eğer o ses kapıma gelen adama aitse ve o hâlâ buradaysa duyma ihtimali vardı. Belki de bu durumdan hoşlanmaz, benimle daha çok uğraşırdı.

Bebek ne alakaydı anlamış değilim hâlâ. Bu zamana kadar verilen ipuçlarını birleştirip bir anlam çıkartmak istesem de olmuyordu.

Eksik parçalar vardı.

Daha çok gelip daha çok ipucu verirse kolayca çözerdik. Polislerin bile anlayıp bulamadığı bu adamı ben bulacaktım.

Gözlerimden uyku akıyordu. Gözlerimi açık tutmak çok zordu ve başım yana düşüp duruyordu. Herhangi bir değişiklik ya da ses duymadığım için daha fazla uykuya direnmek istemedim. Bu yüzden yastığıma kafamı koydum ve huzursuz bir uykuya kendimi bıraktım.

Uyku ile hayal alemi arasındayken sallanan dolap ile yerimde sıçradım ve hızlıca kalktım. O kadar hızlı kalkmıştım ki gözlerim kararmış ve başım dönmüştü.

It's a Curse ≮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin