4. X. 1944
Sevgili Aliye'm,
Mektubunu aldım. Yağları ben gelince alırım. Yalnız sen bir telefon et, ya kendin uğra da benim alacağımı söyle, İzmir'den yine aynı vasıta ile bir teneke yağ ile yirmi beş kilo sabun (bir sandık içinde) gelecekti. Bunların da gelip gelmediğini öğren. Camın kırıldığına canım sıkıldı, ama sağlık olsun, üzülme. Ben pazartesiden evvel bilet bulamadım, pazartesi hareket edip salı oraya varacağım. Artık bu serseri hayat epeyce sıkıntı vermeye başladı. Hele İstanbul'da yapacak işim de kalmadığı için büsbütün sıkılıyorum. Gündüzleri ne ise, bir vapura binip Büyükdere'ye, Ada'ya gidiyorum, fakat geceleri karartılmış bir pansiyon odasında ter dökerek kitap okumak pek latif değil. Yakında kavuşmak ümidiyle senin, Filiz'in gözlerinden milyonlarca defa öper, her ikinizi de hasretle kucaklarım.
Kocan S. Ali
Bugün Çankaya Kaymakamı'nı gördüm, (Sizin evde ışık karartmadan boyuna ceza yazıyorlar, ben siliyorum!) dedi. Aman, günün birinde silinmeyiverir, elli papeli sularız, dikkat et!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canım Aliye, Ruhum Filiz
General FictionBüyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor. BASIM YILI: 2019 YAYINEVİ: YKY