Bölüm 1 : İyilik

75 14 3
                                    

Bora
Sabah kurduğum alarm sesiyle uyanmayı çok isterdim  ama acı bir çığlıkla uyandım.Ses Can'ın odasından geliyordu koşarak alt kata indim ve gördüklerim karşısında şok geçirdim.Oda darmadağın halde Can'ın bakıcısı ise yerde üzerine dökülmüş kahvaltı tabağı ile uzanıyordu.Can'a ters bir bakış atmamla duvarın dibine sindi 22 yaşındaki koca çocuk ! Kadına yardım etmek içn atıldım ama o birden ayağa kalkarak geri çekildi ve
"Ne  yapıyorsanız yapın bu deli çocukla ben başedemiyorum artık laftan anlamıyor itti beni görüyor musun ?" dedi
Ben hala olayın şokundayken Can
"İtmedim, itmedim ben sadece salatalık yemek istemedim,itmedimm itmedimm." diyerek ağlamaya başladı.
Kadının adını hatırlamaya çalışarak ( Çünkü bu kaçıncı bakıcı olduğunu saymayı bıraktım)
"Bak Eb-Esra abla çok özür dileriz şu an nasıl telafi ederiz bilmiyorum."
Esra abla
"Ben gidiyorum canımı yolda mı buldum ben be!" diyerek eşyalarını aramaya başladı
Saate baktım ders saatim yaklaşmıştı yoklama takıntısı olan hocanın dersi için imza atmazsam bu sene de beni bırakırdı kesin. Ne kadar önem vermesemde aynı hocayı bir dönem daha görmeye tahammülüm yoktu. Annem  benim tavsiyemle kafasını toplasın diye teyzemin yanına gitmişti.Onu telaşlandırmak benim için en son seçenekti babam seçeneklerden biri bile değil çünkü onun Can'ı görmeye tahammülü bile yok ayrıca evde olması imkansız bir işkolik.Tek bir yolum vardı
"Bak Esra abla bugün idare et ben senin ödemeni fazlasıyla yapıcam acil işim var gitmem gerek "dedim.
"Bana trilyonlar versen 5 dk durmam çocuk hasta diye daha fazla bir şey demiyorum  hadi kolay gelsin sana "diyip kapıyı vurdu ve gitti.
Gitti inanılıyor musunuz ? İş görüşmesine gelince onu yaparım bunu yaparım diyorlar  ama en ufak zorluğa gelince kayboluyorlar.Harika şu an sakinleştirmem gereken bir baş belası var .Bıkkınlıkla odasına doğru gittim evden çıkmam için 15 dk kaldığını görünce gerildim. Ne yapacaktım şimdi. Can'a baktım ağlararak itmedim diye sayıklıyordu.onu alttan almaktan başka çağrem yoktu
"Evet Can biliyorum itmedin "dedim
Gözleri parladı birden
"İnandın mı bana gerçekten? İlk defa bana bağırmadın abi" dedi .
Onaylamak için kafamı sallamak durumunda kaldım çünkü şu an başka yolum yoktu etrafta sevinç hareketleri yapmasını izledim 
Ve hazırlaması için kıyafetlerini çıkardım evet anı bir karara benimle geliyordu ben gelene kadar giymesini söyledim ve odama çıkıp hızlıca hazırlandım.Aşağı indiğimde Can'ı gördüm  okula gideceğimiz için yanına küçük bir çanta da almıştı ben hayatım boyunca okul için bu kadar heycanlanmamıştım .Bunun komik olduğunu itiraf etmeliyim.Ama yüz bulamaması için gülüşümü gizleyerek koş bakalım arabaya dedim ve koşarak ön koltuğa oturmasını izledim.
20 dakika içinde üniversiteye yaklaşmıştık ama ben arabayı iceri sokamazdım aslında Can'ı kimseye gösteremezdim
Yerleşkenin çıkış kapısına park ettim inmek için hareketlenen kardeşimi durdurup
"Can şimdi oyunu değiştirdik ben seni askerim ilan ediyorum senin görevin arabayı ben gelene kadar korumak anladın mı"
Biraz üzüldü ama sonra
"tamam bu oyun daha güzelmişş"diye sevindi görev tamamdı şimdi tek yapmam gereken şey şu imzayı atıp dersten çıkmaktı. Hızlıca binaya doğru yöneldim.

Meltem
Gözlerimi açıp tavanla bakıştım bir süre. Telefonumdan saate baktım alarma 5 dakika kalmıştı. Yavaşça kalkıp mutfağa gittim Kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltı olmadan gün başlamazdı bana göre .Annem ve babam sabah iş için erken çıkmıştı .Sofrayı kurup kahvaltımı ettikten sonra hazırlanmaya odama doğru çıktım. Çok sesiz olmam gerekiyordu çünkü evde cadaloz  bir ablam vardı ve en ufak gürültüm  güzellik uykusundan kalkmasına sebep olurdu .Dolaptan klasik siyah pantolonlardan birini aldım malum kilolu insanlar siyah giymeyi çok sever  ve üstüme bir bluz giydikten sonra makyajımı yaptım Ve işte evet hazırdım .Aslında güzel  olmuştum. Nereye gittiğimi söylemedim evet, üniversiteme gidiyordum bana çok yakın olan tek vasıtayla ulaşabildiğim bence bu bir ayrıcalık .

Otobüsten sonra okula doğru yürürken bir kargaşa sesi duydum. Lüks bir arabanın önünde oluyordu bir kaç serseri tip bir çocuğun etrafını sarmıştı içlerinden biri
"Sarı kuşa baksanıza arabasını ne kadar seviyor bir tur atarız diyoruz  geri veririz gerçi bu aptala vermemekte olur. "
diyerek kahkaha atıyordu yanındaki de isyankar bir şekilde
"Allah'ın değişiğinin altındaki arabaya Bak bir de bize bak bu nasıl adalet beee "diye bağırdı ben bile rahatsız olmuştum aradan çocuğa baktım
"Hayır vermem, vermem bu benim görevim ben asker oldum. Abim bana koru dedi. Ben vermem olmaz gidin "diye bağırıyordu .
Çocukta bir engel vardı ve şu an ona zorbalık yapılıyordu eğer benim kardeşim olsaydı bunlara gösterirdim gününü .Dur bir dakika dedim kendi kendime sonuçta birinin kardeşi ve onu kurtarmam gerekti.

 Yanlarına yaklaştım "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz "diye bağırdım ve tam beklediğim cevabı aldım "şişkoya bak sen ya sanane yürü git!"
Tepemin tası attı;
"Ne kadar kolay ya haksız olduğun konu olunca insanların dış görünüşüyle alay et basit yol asıl bu senin acizliğini gösterir bana bak görmüyor musun korkuyor çocuk yürüyün gidin işinize "
Evet bağırmaya başlamıştım uzun olanı yaklaşarak
"Asıl sen bana bak dombili gitmezsen kız mız dinlemem yapıştırırım  bir tane "dedi
"Yiyorsa yapsana "dedim eli yakamdan tutmuştu ki okulun güvenlikleri bir sorun olduğunu anlamış olacak ki bize doğru koştu. Güvenliklerin ardından çok tanıdık bir yüzde koşarak  geliyordu . Bora Soyalp okulun kızları arasında meşhur zengin çocuk .Evet 10 saniye önce tanımadığım bir serseri beni  boğmaya  çalışıyordu ve ben şimdi Bora'dan bahsediyorum. Güvenlikler benim yanıma geldi Bora ise çocuğun yanına dur bir dakika "Abim" dediği adam o muydu ama Bora tek çocuk diye biliyorum ben ama önce güvenliklere sormam gereken bir hesap vardı "Abi ya kaç saatten beri bağırıyoruz burada neden müdahale etmiyorsunuz ya " okul dışında olay olduğu için gelemeyeceklerini ama beni sima olarak tanıdıklarını ve müdahale etmeye karar verdiklerini söylediler. Kendilerince haklılardı dışarıda olan olaya müdahale etmelerine gerek yoktu Durumu tatlıya bağladık .Yine de geldikleri için teşekkür ettim ve yanımızdan ayrıldılar.
Bir mesele daha vardı şu an çocuğu hem sakinleştirmeye hem arabaya sokmaya çalışan Bora Bey yanlarına yaklaştım ve sessizce "Bırak nefes alsın çocuk önce "dedim hareketi yavaşladı bana döndüğünde gözlerinden ateşler çıkıyordu.
"Sen her şeye karışır mısın böyle? "dedi
"Aslında normalde hiç karışmam biliyor musun? Ama eğer karışmasaydım ne arabanı ne kardeşini bulabilirdin burada. Neden içeri güvenli yere koymadın arabanı neyi  saklıyorsun ?"
Ben soru sordukça yüzü sinirden daha da kızarıyordu. Altında yatan sebebi tahmin edebiliyordum
Arabaya dönerek
"Can içeri gir otur ben geliyorum" dedi adının Can olduğunu öğrendiğim çocuk "Tamam abi "dedi dudaklarım kıvrıldı. Demek ki bir şeyler saklıyordu. Kapıyı kapatıp kolumdan tutu ve arka tarafa doğru çekti
"O benim kardeşim değil sadece isim acildi ve burada beklemesini söyledim olay bu abartma. "
Normalde yeri gelip kendi hakkımı savunmayan ben bu zavallı  çocuğu savunmaya karar verdim. Kendisi ısrarla abisini sayıklıyordu ve onun gerçek abisi olmama ihtimali yoktu bana göre .O zavallı çocuk savunulmalıydı  çünkü hasta diye bunları yaşamayı hak etmiyordu .Ona bunu yaşattığı için o kadar hayal kırıklığına uğradım ki;
"Böyle yaptın çünkü ondan utanıyorsun..." dedim ve gözlerim doldu eğer benim kardeşim yaşasaydı ben ondan utanır mıydım böyle bir şeyi yaşatır mıydım ona  cevap almak için gözlerine baktım önce şaşırdı söyleyecek bir şeyler aradı, artık sinirden eser yoktu bir kabulleniş vardı.
"Anladım ben "dedim ve arkamı dönüp gittim. Böyle bir karakteri varsa yakışıklılığı batsın diye söylenmeyi de unutmadım. Durun bir dakika sesli mi söyledim ben?  Gerçekten sinirle ağızımdan kaçmıştı, umarım duymamıştır.

SEV ve DİRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin