MELTEM
Onca yaşanan şeyden sonra Rüzgar'ı çağırmam tükürdüğümü yalamak demekti. Bunu yaptığım için yaşadığım pişmanlıkla konuşmadan sadece yola bakıyordum. Arabada büyük bir sessizlik hakimdi açıklama yapmamın zamanı gelmişti.
"Rüzgar geldiğin için çok teşekkür ederim. Biliyorum bir daha görüşmeyelim demiştim ama zor durumda olmasam inan yapmazdım. "Rüzgar her zamankinden daha ciddi gözüküyordu.
"Orayı geç, kimden kaçmaya çalışıyorsun sen? Bana neler olduğunu anlatacak mısın artık?"
"Anlatmak istemiyorum. "Yavaşladı ve sakin bir köşeye çekti.
"Meltem bana anlatmazsan sana yardımcı olmam." Haklıydı.
"Bora'dan uzaklaşmaya çalışıyordum daha doğrusu herkesten desem daha doğru olur."
"Yine mi?" Diyecek bir şeyim olmadığını anlayınca devam etti.
" Peki neden? "
"Kamp etkinliği için geldik buraya ,arkadaşlarımla tartıştıktan sonra onun yanına geldim. O ise benimle geçilen dalgaları kabul edip başka kızlarla öpüşme derdindeydi. Sonra gitmeme bile izin vermedi hakkı varmış gibi bende kaçtım ."
"Ormanın içine kaçmak mantıklı mı sence? Ya bana ulaşamasaydın."
"O kısmı hiç düşünmedim haklı olduğunu biliyorum ama sende beni azarlama lütfen." gözlerim tekrardan dolmaya başladı.
"Tamam özür dilerim. Şimdi ne yapsak bana gidelim mi? Korkma Rüya'da var dinlenirsin. İstersen evine de bırakabilirim ,Seçim senin" Bizimkilerin dünkü tavırlarını hatırladım. Bu saatte bu halde onları endişelendirmek istemiyordum.
"Babam çok mutlu oldu biliyor musun ilk defa bir etkinliğe katıldım diye. Onu üzmek istemiyorum hem halime bak savaştan çıkmış gibiyim."
"Savaş demek az kalır sanki, alnın çizmiş ."Eliyle gösterdiği yere dokundum, biraz sızladı. Aynayı açıp baktım.
"Evet fark etmemişim."
"Şaşırmadım. O zaman karar verildiğine göre gidiyoruz." Kafamı salladım .Kemerimi taktıktan sonra yola koyulmuştuk .Kapattığım telefonumu elime aldım. Elif'in beni merak ettiğine emindim. Bu yaşadıklarımızın hiçbirinde onun suçu yoktu. Tamamen benimle Serdar arasında olan bir problemdi. Dört yıl boyunca bana arkadaşlık yapmıştı onu silmek büyük bir haksızlık olurdu. Açıldığı an tekrar kapanan telefonuma baktım şarjım bitmişti, çok güzel! Gider gitmez telefonu şarja takıp haber vermeyi hatırlattım kendime.
Yaklaşık yarım saat sonra bir evin önüne geldik. Evin dışında bekleyen iki adam vardı. Otomatik kapıların açılmasının ardından geniş bir bahçeye giriş yaptık. Tek başına yaşayan biri için gereksiz büyük bir evdi. Bahçede duran araçlara baktım çok büyük bir israf diye düşündüm. İçlerinden biri dikkatimi çekti. Şeker pembe oldukça gösterişli çeşitli yerlerinde çıkartmalar bulunan tatlı bir arabaydı . Zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek tekrar önüme döndüm.
Benim dikkatli bir şekilde arabaya baktığımı gören Rüzgar.
"Rüya'nın arabası. Dikkat çekmeyi sever."
"Fazla özgün tıpkı onun gibi. Birbirinizden çok farklısınız."
"Öyle olması daha iyi bana benzemesin ."
"Aranızda kaç yaş var ?"
"4 yaş." Evin kapısının önüne gelmiştik. Zile basar basmaz kapı açıldı. Rüya yine tüm gösterişiyle karşımdaydı. Beni görür görmez yüzü endişeli bir hal aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV ve DİREN
ChickLitSevmek yeter miydi çoğu zaman Ya biri direnirse bütün hayata, köreltirse kalbini bir edayla Direnirse bütün ruhuyla, Kalır mı geriye bir sevda? Can; Bora'nın kardeşi, engelli olduğu için nüfusa bile kaydedilmeyen zavallı çocuk adam. Onu koruyansa...