Kabul ettiğim teklifin başıma açacağı dertleri düşünmeden hareket etmiştim ve şu an salonumuzun halısında bulunan desenleri izlemekle meşguldüm. Babamın seslenmesiyle artık söylemem gerekenlerin zamanı geldiğinin farkına vardım.
"Kızım neden topladın bizi gecenin bu saatinde?" Serpil ona destek olurcasına,
"Sabah işe gideceğim ben, söyleyecek misin artık?"
Dudaklarımı kıpırdatmak istedim ama bütün bakışların üzerimde olduğunun verdiği gerginlikle tekrar sustum. Nasıl başlamam gerektiğine dair en ufak bir fikrim yoktu. Tek bir nefeste söylemek daha mantıklı olacaktı.
"Pazar günü beni istemeye geliyorlar."
"Ne? Kimler?" Serpil'in şaşkınlığı sesinin tizliğinden belli oluyordu. Bir gözümle babamın kaskatı kesilen suratını incelerken annemin yaşadığı şok yüzünden koltuğa oturmasını seyrettim.
"Bora, Bora ve ailesi"
"Meltem daha okulun bitmedi farkında mısın?" dedi, annem.
"Evet, ama bir aydan daha kısa bir süre içinde bitiyor. Baba sen bir şey demeyecek misin?"
"Sen kararını vermişsin, gün bile ayarlamışsın bana ne demek düşer ki?" Haklı olarak alınmıştı.
"Baba, çok özür dilerim gerçekten böyle olsun istemezdim ama Hikmet amca bir anda gelelim deyince bir şey diyemedim." Annem aklına bir şey gelmişçesine pür dikkat bana bakarak,
"Kızım bilmemiz gereken başka bir şey yok değil mi?" aklından geçenleri tahmin bile etmek istemiyordum.
"Hayır anne, kesinlikle yok!"
Yavru köpek bakışlarımı babama gönderirken Serpil ilk şokunu atlatmış olacak ki,
"Ya teknik olarak ilk benim evlenmem gerekmiyor mu?" Babam,
"Ne evliliği canım, tamam gelsinler bir tanışalım sonrasını düşünürüz." Babam yine bana kıyamamıştı işte onun bu yönünü çok seviyordum. Anlatmam gereken şeylerin kısaca üstünden geçtim. Ailesinden ve özellikle Can'dan bahsetmem kadarıyla bahsettiğimde biraz daha yumuşar gibi oldular ama babam inatla kız isteme yapılmayacağının üzerine basıyordu.
Yorucu geçen bir sürecin ardından yatağıma ulaştığımda yaşadığım yorgunluğu atmanın en iyi yolunun Bora'nın sesini duymak olduğuna karar verdim. Çantamın içinden geldiğimden beri çıkarmadığım telefonumu alıp Bora'yı aradım ama meşgule attı. Gerçekten meşgul olabileceğini düşündüm ve bir mesaj atmaya karar verdim.
Bora babanla konuştun mu bilmiyorum ama olanlar beni gerçekten çok mutlu ediyor. Bu konu hakkında rahatsızlık duyduğumu düşünmeni istemem sevgilim. Yarın konuşalım iyi geceleerrr.
görüldü
Mesajımı görüp cevap yazmamıştı. Bunun mutlaka bir açıklamasının olacağını düşünerek telefonu köşeye bıraktım ve uykuya daldım.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Cumartesi sabahına uyanmanın verdiği gerginlikle yataktan kalktım saat neredeyse öğlene geliyordu. Masamın üzerinde duran not dikkatimi çekti elime aldığımda annemin el yazısı olduğunu belli eden yazıda,
Uykucu seni, kalktığında güzel bir temizlik yapıyorsun. ikramlıklar bizde. istenmek o kadar kolay değil!!!!!!
Bol ünlemli bir notun karşısında kahkahamı tutamadım. Bugünlük sporumu temizliğe ayırsam sorun olmazdı herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV ve DİREN
ChickLitSevmek yeter miydi çoğu zaman Ya biri direnirse bütün hayata, köreltirse kalbini bir edayla Direnirse bütün ruhuyla, Kalır mı geriye bir sevda? Can; Bora'nın kardeşi, engelli olduğu için nüfusa bile kaydedilmeyen zavallı çocuk adam. Onu koruyansa...