Bora
Dün Ecem'in yanına gittiğimde Meltem'in randevu aldığına kulak misafiri oldum. Ecem onun adını duyduğunda telefonu yardımcısından alıp konuşacaktı ama buna izin vermedim çünkü aklıma güzel bir plan geldi. O benimle konuşmak istemiyorsa bende tesadüf bir buluşma ayarlayabilirdim. Ecem'e olayları kısaca özet geçtikten ve ardından azarımı işittikten sonra Savaş'ın yerinde bir buluşma ayarlaması için ikna ettim.
Meltem geldiğinde sadece yan odada onları dinliyordum, Zor olsa da kabul etti. İçimden tekrar çıkıp konuşmak istedim ama kendimi tuttum akşamı bekleyebilirdim. Nasıl bir konuşma yapacağımı bulmaya çalışıyordum , binlerce kez özür dilesem dahi kabul etmeyeceği bir yanlış anlaşılmaya kurban gitmiştik. Onu insanlar içinde küçük düşürmek isteyeceğim son şeydi ama yanlış bir zamanlamayla oraya gelmişti. Biraz daha geç gelse belki bir şeyleri toparlayabilirdim. Onu kıramayacak kadar ona değer veriyordum tıpkı onun bana verdiği gibi.
Akşam hazırlanıp mekana geçtim. Savaş bize üst taraflardan yer ayarlamıştı bu açıdan aşağıyı net bir şekilde görebiliyordum. Ecem telefonunun çalmasıyla yanımızdan ayrıldı. Meltemler geldiği için karşılamaya indi. İçeriye döndüğünde yanında Meltem'i ve arkadaşlarını gördüm. Kırmızıyı üzerinde ilk defa görüyordum ve çok güzel gözüküyordu. Bana saçma bakışlar gönderen Özgür'ü görmezden gelerek izlemeye devam ettim.
Bir süre sonra köşe bir masaya Elif'le beraber geçtiler. Diğer arkadaşları yanlarında değildi. Konuşuyorlardı bense onu izlemekteydim uygun bir zamanı bulunca yanına gitmeyi planlıyordum. Elif'in bu tarafa bakmasıyla gerildim ve o da kafasını kaldırdı ve gözlerimiz buluştu. Nefesimim boğazımda düğümlendi ama gözlerimi ondan uzaklaştırmak yapacağım en son şeydi. Kazanan ben oldum, kafasını eğdi. Şimdi ise burada olduğumun bilincindeydi arkada çalan şarkı yanına gideceğim zaman beni durduran şey oldu .
Zor günler geçirebilir her insan
Umudun olurum eğer bana inanırsan
Yaprakların solar da güneşi unutursan
Işığın olurum sonsuza uzanan
Bu fırtına dinmek bilmez mi? Bir öpüşsek her şey geçmez mi?
Kendimi adıyorum yoluna
Adına
Sana
Sen benim söylenmeyen sözlerim,
Sen benim unutmadığım ilklerim,
Sen benim içemediğim son kadeh,
Uzun yolum,
Şarkılarım,
Sevdiğim.
Tam katlığım zaman onun da hareketlendiğini gördüm. Bir sorun olduğu her halinden anlaşılıyordu. Koşar adımlarla kendini dışarı atınca peşinden gizlice takip ettim. Adımını atar atmaz etrafına bakındı, kalabalıktan uzak bir yer arıyor gibi bir hali vardı .Binanın yan tarafındaki boşluğu fark edince oraya yöneldi ben de arkasından takip ettim ve duvarın arkasında beni görmemesi için gizlendim. Bir eliyle kalbini tutup nefes almaya çalışırken etrafta volta atıyordu, sonra durdu ve bir köşeye dizlerini kendine çekip çöktü. Ne olduğunu biliyordum muhtemelen bir çeşit atak geçiriyordu. Bunu bir çok defa annemde görmüştüm. Tek yapması gereken sakin kalmaktı beni görmesi ise tekrar sinirlerinin hoplaması demekti. Şu an gidip ona sarılmayı ve geçecek demeyi o kadar isterdim ki ama bunu yapmam işleri daha da zor duruma sokmam demekti.
Yiyişerek o kısma gitmeye çalışan bir çifti görünce onları durdurdum ve sessizce oraya girişin yasak olduğunu söyledim. Onlar da başka bir yere gitmek zorunda kaldılar. Adımlarımı ona doğru yönelttim. Dibine kadar geldiğimde beni yeni fark etti kafasını kaldırıp bana baktığında yüzünün her mimiğinden aciz olduğu belli oluyordu. Sadece yanında olmak istedim elimi ona uzattım ama o beni görünce tüm hiddetiyle yerden kalktı ve;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEV ve DİREN
ChickLitSevmek yeter miydi çoğu zaman Ya biri direnirse bütün hayata, köreltirse kalbini bir edayla Direnirse bütün ruhuyla, Kalır mı geriye bir sevda? Can; Bora'nın kardeşi, engelli olduğu için nüfusa bile kaydedilmeyen zavallı çocuk adam. Onu koruyansa...