Bölüm 11 : İlk Öpücük

43 10 0
                                    

Bora'nın bize doğru gelişini görür görmez geri çekildim, o gelmese bile bunu yapmasına izin vermezdim zaten. Elindeki peçeteyi alıp hemen  dökülen sosu sildim.
Bu esnada Bora masaya gelmişti ve Rüzgar'ı yerinden kaldırıp yakasına yapıştı.
"Bana bak piç kurusu bir daha ona pis elini sürmeye kalkarsan o elini kırarım."    Rüzgar asla sinirlenmiyordu. Sanki en başından beri yapmak istediği  buymuş gibi.
"Niye bu kadar abartıyorsun ki sonuçta o senin sevgilin değil "
Bunlar benim hakkımda konuştukların farkında mıydılar acaba? Ayağa kalktım ve onları ayırmaya yetendim.
Bora yakasını fırlatırcasına bıraktı.
"Ha evet şimdi taşlar yerine oturdu. Önce bizim olacak olan araziyi bu adamdan rüşvetle aldın."
Eliyle geldiği masadaki adamı gösteriyordu.
"Sonrasında Meltem'i alıp bana şov yapmaya geldin tam bir Piçin yapabileceği hareket  kelimenin tam anlamıyla , sahi sen annenin soyadını kullanıyordun değil mi? Baban kim belli değildi. Gerçi annen de seni terk etmişti."
Duyduklarım beni şok ediyordu. Bora'nın bu kadar acımasız olacağını tahmin edemezdim. Duydukları Rüzgar'ın canını çok yakmıştı ,seğiren çenesinden ve beraberinde dolan gözlerinden belli oluyordu ama toparlanması uzun sürmedi.
"Bunu bana  hasta olduğu için nüfusa bile kaydedilmeyen çocuğun abisi mi söylüyor? Neydi adı ha Can . Belki onunda benden bir farkı yoktur ."
Rüzgar o sözlere rağmen toparlanıp cevap verirken .Bora'nın Öfke kontrol problemi vardı ki Rüzgar'a indirdiği yumruktan bunu anlamıştım. Birbirine girdiler ve garsonlar ayırmak icin koştular. Ben müdahale bile edemedim. Bora'yı dışarı çıkardılar, Rüzgar  içerde kaldı bende ayakta dikilmiş ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Kimin yanında durmalıydım?
Yavasca hareket ederek
Rüzgar'ın karşısına geçtim.
"Keşke beni sadece yemek yemek için davet etseydin , beki o zaman arkadaş olabilirdik ama bu saatten sonra çok zor."
Bana kırgın gözlerle bakıyordu.
"Özür dilerim. "Vereceğim bir cevap yoktu Arkamı döndüm ve dışarı yöneldim.
Kapının önünde bir kargaşa vardı. Bora tekrar içeri girmek istiyordu ama izin vermiyorlardı.
"Çekilsene kardeşim bak o kızı ya siz getirin ya da ben girip çıkarayım !"
Merdivenlerden indiğimde  gözleri beni buldu. Kendi isteğimle çıkmama sevinmiş olmalıydı .
yanına gittim,
"Yaptıklarından memnun musun ?"
"Az bile yaptım hadi gel gidelim seninle konuşmam gereken şeyler var"
"Gelmiyorum sen nereye gidersen git."
"Bugün sabrımı sınıyorlar Allah'ım !"dedi ve kolumdan tutup beni yanında ilerletmeye başladı
"Bıraksana beni kim sanıyorsun hem sen kendini neyim oluyorsun ki benim?"
Arabanın yanına yaklaşmıştık. Zorla içine bindirdi ve kendi de yerleşti.
"Bak sadece senin iyiliğini düşünen biriyim tamam mı şimdi Uslu dur kemerini tak."

"HAYIR TAKMAYACAĞIM"
Derin bir of çekti ve üzerime doğru eğilip kemeri takacaktı.
Bu hareketiyle  fazla yakınlaştık  üzerimde böyle bir elbise olması da beni garip hissettiriyordu.  O na bakmamak için başka yöne bakıyordum.Takmasına rağmen uzaklaşmayınca merakıma yenik düstüm,kafamı ona doğru çevirdim.Gözlerimiz buluştu ama bal rengi gözleri her zamankinden daha koyuydu.Gerginlik tüm vücudumu sardı.Keşke ben taksaydım.
Birden sanki aklı yerine geldi Uzaklaşıp boğazını temizledi bende yeni nefes alma şekilleri geliştirmekle meşguldüm ve arabayı çalıştırdı.
Bir Sahil kenarına gelmiştik. Deniz çok güzel gözüküyordu arabanın dışına çıktım ve temiz havayı  içime çektim. Yaşadığım bu atraksiyon dolu geceden sonra biraz deniz havası iyi gelebilirdi. Ardından Bora'da çıktı elinde bir hırka vardı ,üzerime doğru örttü çok iyi gelmişti. Kendisi de arabaya  yaslandı.Nutuk çekme sırası gelmişti,
" Meltem ben Sana o adamdan uzak dur dedikçe sen onun dibinde bitiyorsun. Kaç kere daha tekrarlamak gerek kötü biri diye."
"O kötü biri diyelim peki senin ondan farkın ne?Neler söyledin adama farkında mısın?"
"Söylediklerimin hepsi doğruydu." Gerçekten en ufak pişmanlık bile duymuyordu
"Kime ne anlatıyorum ki ben? "ondan uzaklaşmak için hareketlendim beni durdurdu.
"Meltem şimdi kim haklı kim haksız konuşmayalım. Dur artık gitme bir yerlere  lütfen." Sona doğru sesi alçalmıştı. Gerçekten zor bir gün , ikimiz içinde.
"Haksız olduğunu kabul ediyorsun yani."
"Öyle bir şey demedim."
"Tamam o zaman gidiyorum ben"
"OFF MELTEM, DUR !haklısın kabul ama sadece sen" Yüzümde sırıtışımla geri döndüm ama birden aklıma gelen şeyi söylemem gerektiğini de hatırladım.
"Bora bir şey söylemem gerek sana "
Söyle der gibi kafasını salladı.
"Hani şu yeni işe başlayan bakıcınız var ya Zehra onun Rüzgar'la bir bağlantısı var"
Çok şaşırmıştı.
"Nasıl bağlantı?"
"Bilmiyorum nasıl ama bugün Can'ı parka götürmüş ve Rüzgar'la tanışmasını sağlamış."
"Yani en başından beri onun adamıymış "diye tamamladı. Gerisini anlatmaya gerek yoktu. Onu yapmak demek tekrar birbirlerine girmelerini sağlamak demekti  çünkü. Öğrendikleri hoşuna hiç gitmemişti telefonunu açtı ve kadını aradı, isine son verildiğini söyledi ve patronuna iletmesi gerektiğini de atlamadı. Kapattıktan sonra bana samimi bir gülümsemeyle;

SEV ve DİRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin