DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

418 27 2
                                    



Oy vermeyi unutmayalım. Yorumlarınızı da dört gözle bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim.


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM


🪢

"Ben mi?

 Yitirmedim henüz aklımı,

 Lakin bu şehir bazen boğuyor beni,

 Biliyor musun?"

🪢


Sezen Aksu, Kusura Bakma

Azer Bülbül, Çoğu Gitti Azı kaldı


"Fail ile mağdur aynı kişi olamaz." der Türk Ceza Kanunu. Halt etmiş. Biz Alperen'le çocukluğumuzdan beri birbirimize oyunlar oynar, suç üstümüze kalacağını anladığımızda diğerimizi suçlardık. İkimiz de masum, ikimiz de alikıran baş kesendik. Kim ne diyebilir?

Eğer konuşabilseydik ya da ben onu dinleseydim, belki bana böyle davranmazdı.

Askerden döndüğünde, kendisi zorunlu görevden sonra teskere bırakmıştı, beni arayıp İstanbul'da nerede kaldığımı sormuştu. "Sana ne?" diye çıkışmıştım ilk aradığında, ikincisi daha beter küfretmiştim ona. Hakaretler, peşi sıra bitmeyen isyanlar... Hepsi Fidan Ablanın oğlu Alperen'eydi ama o bunu anlayamazdı.

"Dinçer şerefsiz." demişti hiç çekinmeden, eklemişti "Ben onu ablanla sevgili zannediyordum, o yüzden bu kadar yakınınıza girmesine izin verdim. Bilseydim, Dinçer şerefsizini...—"

Benim herkese karşı lal olan dilim, Alperen'e şeytan kesilirdi. "İnanırdın." demiştim tükürürcesine. "Ona inanır ve sen de herkes gibi bana..." Susmuştum, çünkü cümlenin gerisi yoktu. Alperen, herkes değildi ve ben o cümleyi ona kuramazdım. Amacım sadece telefonu kapatmaktı ama o beni yanlış anladı, yıllar sonra anladım.

Alperen, adı kendine en çok yakışan insan.

Nasıl bu kadar güzel gülebilir aklım almıyor. Nasıl bu kadar dik yürüyebilir? Dün gece yüzü gözü kan içindeydi, şimdi nasıl olurda bu kadar çekici gelebilir?

Yutkundum ve bir anda sırtımı koltuğa yaslayarak beklemeye başladım. Arabanın kapısını açacak ve elindeki çikolatayı bana verecekti. İşte o zaman dönüp yüzüne bakabilirdim. Saymaya başladım. 1,2,3... Evet kapı açıldı.

"Alperen" dedim hiç beklemiyormuş gibi "Aaa" Biraz daha abart istersen Beyza. "Bana çikolata mı aldın?" Aynen, böyle.

Kapıyı kapatıp elindeki poşeti kucağıma bıraktı. "Sen istedin ya Beyza."

Bozuntuya vermedim. "Olsun" dedim bir tanesinin paketini açarak "Ben bir tane istedim, sen bir sürü almışsın."

"Kafeye bırakıyorum seni" dedi beni kale bile almayarak. Başımı salladım. Oto kiralamadan sonra eve gitmiş üzerimizi değiştikten sonra Alperen, sigara almaya küçük bir büfeye girmişti. Tam o anda aklıma esmiş gibi yazım yanlışlarıyla dolu bir mesaj atmış, çikolata istediğimi söylemiştim.

VUKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin