Yaralarıma isim vermedim
Dönersin diye bekledimBÖLÜM YİRMİ İKİ
"Niye yemeğe çıkmak istedin ?" Oldukça şık bir mekanda rezervasyon yaptırmıştı bizim için.
"Birbirimizi daha iyi tanıyalım diye" dedi gülümseyerek. "Sohbet edelim, tüm gece konuşalım istedim."
"Göktuğ bak" dedim buraya gelme amacım olan konuyu bir an önce açmak için. "Bana karşı arkadaşlık dışında bir şey hissediyor musun yoksa sadece samimiyet anlayışlarımız mı farklı çözemiyorum."
Gülümsemesi derinleşti. "Sorarken cevabı biliyorsun aslında."
Hayır, bilmiyorum dercesine yüzüne bakmayı sürdürdüm. Pes ederek "Çok belli ediyorum bence" dedi. "Benim için bir arkadaştan daha ötesin Laçin."
"Göktu-" Araya girmeme izin vermeyerek "Lütfen sözümü kesmeden dinle" dedi. "Ben seni bir keresinde dans ederken izleme fırsatı buldum. O günden bu güne gözlerimi senden alamıyorum. Akşam grubuna geçerken tek isteğim seninle tanışmaktı. Başta basit bir beğeni sanıyordum ama seni tanıdıkça fazlası olduğunu fark ettim." Elimin üzerine bıraktı elini. "Senden çok hoşlanıyorum. Bana bir şans veremez misin?"
Elimi çekmekte bir saniye gecikmedim. Şu an bu masada oturmaktan bile öylesine rahatsızdım ki. "Göktuğ bunların bende karşılığı yok" diyerek uzatmadım. Olabildiğince kısa kesmem gerekiyordu çünkü bence. "Seni bir arkadaştan fazlası olarak görmüyorum. Bu konuşmadan sonra bu şekilde bile göremeyeceğim açık. Hislerine saygı duyuyorum fakat seninle ben diye bir ihtimal yok."
"Acele karar verme hemen" Suratındaki bariz bozulma canımı sıksa da açık konuşmazsam bu iş daha uzardı. "Beni tanımadığın için öyle diyorsun. Zamanımız çok, tanırsın sonra seversin de."
"Böyle şeyler zamanla olacak ya da planlaması yapılacak şeyler değil ki! En azından benim için. Heyecan ya vardır ya yoktur. Bu kadar basit."
Sıkıntıyla çenesini sıvazladı. İlk kez her daim kendinden emin ifadesinde gördüğüm yenilmişlik benim için bir şey ifade etmiyordu. "Sadece biraz düşün, bizi düşün." dediğinde sabrım taşmaya başlamıştı.
"Göktuğ sen yoksun kalbimde" dedim net bir şekilde. "Olmayacaksın."
"Bunu bilemezsin büyük konuşuyorsun-"
"Olamazsın çünkü orası dolu."
Ağzından çıkmaya hazırlanan cümleler sessizliğe karıştı. Gözlerindeki bakış hayret ve öfkeye bulandı. Masanın üzerinde kalan elini yumruk yaptığını gördüğümde bakışlarımı kaçırdım. "Kim ?"
"Bunu bilmene gerek yok."
Diretti. "Kim ?"
"Göktuğ!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Panduf | Texting
Teen FictionKuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissediyordum. Üstelik kurulu vardı onun. "Ateşin düştü mü bir bakalım," diyerek ateş ölçeri elime aldığı...