Bölüm 26

29.5K 1.8K 267
                                    


"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedimSenin için rüzgarda hep yağmur mu var?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?


BÖLÜM YİRMİ ALTI

Yaman'ın evi tek kişi için fazla büyüktü. Bir öğrenciye göre rahat bir yaşantısı olduğunu görebiliyordum. Girişte evdeki yerini almayı bekleyen yeni alınmış biblo gibi durduğumu görünce "Geçsene" dedi. "Çok mu uykun var, salonda oturalım ister misin önce?"

"Bana kahve yapmayacak mısın yani?" Alayla gülümseyip halılar olmayan evde ince çoraplarımla yürümeye başladım. Kapısı açık yerin salon olduğunu görünce içeri girip geniş L koltuğa bıraktım kendimi. Kapıya yaslanıp gülümsedi. "Niye öyle bakıyorsun gelsene yanıma.."

"Çok yakıştın" dedi. "Evime."

Üzerimden çıkardığım montu alıp salondan çıkmadan önce "Kahve uykunu kaçırmaz mı?" diye sordu.

Heyecanla "Salep var mı?" dedim ama elini ensesine atıp kaşıdığında ifadesinden anlamıştım olmadığını. "Şekersiz sade bir kahve yapsan yeter, benim uykum kolay kaçmaz."

Başıyla onaylayıp mutfağa gitti. Ben televizyon kumandasını bulup bize izleyecek herhangi bir şey ararken tabii ki bu saate pek bir şey bulamamıştım. Sonra geri kapatıp ayaklandım. Salonu sadeydi, krem koltuk karşısında aynı renk televizyon ünitesi ve televizyonu vardı. Ünitenin iki yanındaki kitaplık kitaplarla doluydu. Çoğu romanlardan oluşan kitaplığın bir rafında çizgi romanlar duruyordu. O tarafa biraz yaklaşıp çizgi roman karakterlerinin figür oyuncaklarını incelemeye başladım. Rafın önünde kalan boşluğa yerleştirdiği figürler çok güzeldi. Gece alıklığım yine üzerimde olduğu için "Sever misin?" diye aniden sesini duyunca irkilip elimden düşürdüm figürü. "Hii" dedim abartıyla hemen eğilip alırken. "Çok özür dilerim ben, bilerek olmadı."

Elindeki kupayı sehpaya bırakıp bana doğru geldi. Figürün kırılan küçük parçasına suçlu suçlu bakıyordum. Pahalıydı üstelik bu bebekler, kendimi çok aptal hissettim. "Yenisini alırım-" diye başladığım sözümü "Laçin" diyerek kesti.

"Yavrum saçmalama istersen, alt tarafı bir oyuncak. Ne bu yüzündeki ifade senin?" Onun değer verdiği bir şeye istemeden de olsa zarar verdiğim için kötü hissediyordum. Yüzümdeki sıkıntılı ifade ona çok saçma geliyor olacak ki gülmeye başladı. Figürü elimden kaptığı gibi geri dönüp tekli koltuğa doğru fırlattı. Eğdiğim başımı kaldırıp "Şu surata bak" dedi içli içli. "Canını sıktığın meseleye bak kızım, kıyamam düşen yüzüne ben senin."

"Ya çok güzeldi ama özür dilerim gerçekten."

"Hala özür diliyor ya sabır" diyerek beni kendine çekti. Başımı büyük eliyle göğsüne yasladığında kollarımı beline sardım. "Ben diyorum ki yoluna feda olurum, kız iki oyuncağı dert ediniyor. Sen beni delirtirsin, her şeyim feda olsun sana."

Panduf | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin