Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissediyordum. Üstelik kurulu vardı onun.
"Ateşin düştü mü bir bakalım," diyerek ateş ölçeri elime aldığı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Senin kollarında başlayan sabahlara, biten gecelere doyamadım hâlâ
BÖLÜM OTUZ İKİ
Son zamanlarda bana en iyi hissettiren kokuyla gözlerimi açmıştım. Yaman'ın kokusu tümüyle üzerime sinmişti. Yatağında ve kolları arasında güne başladığım için her zamankinden daha keyifli uyanmıştım. Gecenin can sıkıcı ve içimi karartan hissinden kurtulmuştum çoktan.
Kıpırdanmaya çalıştığımda başarılı olamadım çünkü belimi saran kolu ve boynumdaki başı yetmiyormuşcasına bacağını da bacağımın üzerine atmış resmen üzerime çıkmıştı uyurken. Oyuncak ayısına sarılan oğlan çocuğu gibi bana sarılıp uyumasına gülümsedim.
Bu anın tadını çıkarmak için biraz daha kaldım kollarında. Karnım guruldayıp bana ne kadar aç olduğumu hatırlatana kadar tabii. Nihayetinde yataktan çıkmam gerektiği için mecbur kalarak uyandırmaya çalıştım onu. Elimi boynumda duran yüzüne atıp yanağını okşadım. "Uyan artık uykucu."
Homurdanarak daha çok sokuldu bana ve uykusuna devam etti.
"Yaman" dedim yine yanağında parmaklarımı gezdirerek. "Sevgilim hadi uyan artık. Çok acıktım ben."
Boynuma burnunu sürterek derin bir nefes aldı "Biraz daha" dedi uykulu çıkan sesiyle.
Yakınlaştığımızda veya uykusu varken boğuk çıkan sesi benim içimde depremlere sebep oluyordu ama bundan haberi olduğunu sanmıyordum.
Bu sefer elimi saçlarının arasına attım ve yumuşak tutamlarda gezinmeye başladım. Bunu uykusunu getirecek şekilde değil de onu rahatsız edecek şekilde yapıyordum ama huysuzlanarak başını oynatmak dışında tepki vermedi. "Yaman ya" diyerek sesimi yükselttim. "Uyanmazsan seni yerim bak o kadar acıktım." Dibimdeki yanağı iştahımı kabartıyordu zaten.
Zorlanarak da olsa kolları arasında ondan tarafa döndüğümde hala gözlerini açmamıştı. Rahatu bozulduğu için kaşları çatıktı.
Gözümün önündeki şapşal sıfatına dayanamayarak yanağına uzandım ve acıtarak ısırdım.
"Noluyor lan?"
Gözleri aralanmış şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Gülümsedim masumca. "Çok canım çekti" dedim kendimi aklamak için. "Bir lokmacık aldım sadece."
"Hı?"
Uykusu varken çok tatlı görünüyordu. Bir kerecik daha ısırsam ne olurdu ki? Kıyamayıp bu sefer ısırdığım yerden öptüm usulca.
