Bölüm 34

9.7K 968 191
                                    



Merhaba, nasılsınız ?

Bu bölüm çok uzun zamandır bekliyor yayınlanmayı. Açıkça belirttiğim halde yan karakter bölümü geldiği için çok fazla eleştiri gelmişti diğer bölüme. Bende o yüzden 35'i yazmadan bunu da yayınlamak istemedim. Bu bölüm 33'den önce yazılmıştı elimde yıllandı :')

Keyifli okumalar, iki bölüm art arda atıldığı için atlamadan okuyalım lütfen 🫶🏻

Ben ne çok sevdim seni
Herkese bahset senden, benden, bizden



BÖLÜM OTUZ DÖRT


Gökçe Altınsancak

Saat kaç olmuştu ama hala gelmemişti. Aramak istiyordum ama aklıma sürekli "Sevgili değiliz" demelerim geliyordu.

Sevgilim değilse bu çocuk niye benim evimde kalıyordu bir haftadır?

Çünkü eve gitmiyordu laf arasında bunu söyleyince de otelde falan kalmasını istememiştim. Bende kalmasını teklif eden bendim. Bu fikre bayılmıştı hergele. Beraber uyumuyorduk, koltukta yatıyordu. Soğuk davrandığım halde her an yakınımda olmaya çalışıyordu. O da haklıydı bir öyle bir böyle davranarak delirtmiştim onu.

Sanırım beni bekleyeceğini söylerken ya da ben ondan acele etmemesini isterken bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştik.

Doruk'un inanılmaz bir şeytan tüyü vardı. Ona kapılmamak o kadar zordu ki..

Korktuğum halde ona çekilirken buluyordum yine kendimi. O kendimi kaybettiğim anlarda çok fena umut veriyordum ona, kendime geldiğimde karşılaştığı duvardan nefret ediyordu bu yüzden.

Bugün sabah ciddi bir kavga etmiştik. Kavgamızın sebebi biten şampuanımın yerine yenisini almasıydı. Niye bu kadar delirdiğimi bilmiyordum üstelik böyle basit bir şeye. Sadece ihtiyaçlarımı görmesini istemiyordum onun. Faturaları ödediğini fark ettiğimde de üst üste olan şeylerin sonucunda ciddi bir patlama yaşamıştım. "Bir haftadır bende kullanıyorum" gibi saçma sapan ikna etme çabasıyla kurduğu cümleler beni daha fena delirtmişti.

"Sen benim evime bir şey alamazsın Doruk" diye bağırmıştım ona. "İhtiyacım yok sana, kendim hallederim. Faturamı da kendim öderim."

Kırmıştım onu, evden çıkarken ilk kez öpmeden çıkmıştı beni. Bir haftadır ona o kadar çok alışmıştım ki beklentiye giriyordum istemsizce. Mesela evden çıkarken ya da ilk geldiğinde önce beni öpüyordu. Dudağımı yakalayamazsa yanağımdan o olmazsa şakağımdan ama bir şekilde çalıyordu tenimden o öpücüğü. Hoşuma gittiği için mızıldanmalarım yalandandı. O da bunu bilerek daha çok sırnaşıyordu.

Ama çıkarken öpmemişti beni bugün. Daha da gelmemişti. Normalde işi biter bitmez gelirdi eve. Sürekli beni görme fırsatı varken bunu değerlendirmemesi eşeklik olurmuş, öyle demişti.

Neredeydi şimdi bu eşek?

Daha fazla dayanamayıp arayacağımda kapı çaldı. Koşarak gittim açmaya ama kapının önünde kendime çeki düzen verip öyle açtım çok hevesli durmamak için. "Doruk, hoş geldin." Her zamanki gülümsemelerinden biri yoktu suratında. Aksine keyifsizdi. İçeri girerken "Hoş bulduk" dedi kuru kuru.

Ayakkabılarını çıkardığında beklentiyle beni öpmesi için bekledim ama öylece yanımdan geçmeye kalktı. Kolunu tuttum şaşkınlıkla. "Doruk?" Hala kızgın mıydı bana?

Panduf | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin