Bilge Kral ve Kraliçe

73 46 5
                                    

   Dersler dersleri zaman zamanı kovaladığında kendimdeki değişimi de görüyordum. Güçleniyor gelişiyordum. Savaşta ki becerilerim inanılmazdı. özellikle okçuluk ve kılıçtaki ustalığım Hernius'u bile şaşırtmıştı. Güçlüydüm, Bars'la olan ilişkim düzelmişti ama hala çok sınırlıydı. Birbirimizi tanırken uzaktan tanımak ona da mantıklı gelmişti. Aramızda ki çekimi hiçe saymamam gerektiğini biliyorum. Size nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama sanki yıllardır onu tanıyor, onunla var oluyor gibiydim.

Herniusla eğitimlerimiz büyümüş, artık alt kata sığmaz olmuştuk. Bazen başka bir koruyucu olan Sanşa da bize katılıyordu. Herniusu yenmek eskisi kadar zor da değildi üstelik. Sanşa'nın katıldığı dersler daha eğlenceli oluyordu. Öyle ki ikisi birleşse bile beni alt edemiyorlardı. Eğitimimin tamamlanmasına az kaldığını hissediyordum.

Bir gün yine bir ders sırasında kapıda ki koruyucular koşarak yanıma geldi.

"Kraliçem, bilge olduğunu iddia eden biri geldi."

Hemen Esila'ya bir mesaj gönderdim. Aa! Söylemedim mi size? Artık uzaktayken bile birbirimizle iletişim kurabiliyoruz. Esila da benim kadar yetenekliydi. Kalkan gücü vardı. İyileştirme hatta yeni ölmüş birini diriltme gücü vardı. Kan hala sıcaksa her canlı bize döner. hep böyle der Esila.

"Ne oldu, Lidya? kim geldi dedin? Bilge mi?"

Bende kapıyı gösterdim sabırsızca. Bize doğru gelen bir adam vardı. bizim yaşlarımızda yakışıklıydı. Bars'ın varlığını hissettiğimde hemen gözlerim onu buldu. Yurdun kapısından çıkmış bana doğru geliyordu. Hemen arkamda durduğunda eli omzuma dokundu. Ben buradayım diyordu.

"Merhaba, dostlarım. Sizinle tanışmak bir onur. "

Tok sesi, altın saçları vardı. Boyu Bars'tan biraz kısaydı ama yine de heybetliydi. Sonra garip bir şey oldu.

"Bars, kardeşim. Bir adım at bana. Yaklaş. Bizde aynen kızlar gibi bağlı mıyız, öğrenelim."

Bars ne dediğini anlamış olacak ki benden daha çabuk tepki vererek bir kaç adım yaklaştı ona. Elini tokalaşmak için uzattığında bakışları kor gibiydi. Yeşilleri gördüğüm en koyu hali almıştı.

"Ben Bilge Kral Agah. Sizin yetişmenizi, tamam olmanızı ve kraliçemin bulunmasını bekliyordum. Her şey tamam olmuş gibi."

El ele tokalaştıklarında bir ışık huzmesi parlayıvermişti. Onlarında oluyordu. Aslında madem çift olduysak birbirimizin, eşlerimizle, hislerini anlamamız daha iyi değil mi anlamıyordum. Yine de bu mucizevi bir şeydi. Biraz sonra Kavim arkada önde sapsarı uzun saçlı bir kız; tek boynuzluyla gelmişlerdi. Bilge de bilmiş bir gülümsemeyle bakışları güzel kızdaydı.

"Dora'm geldi."

Bilge Kralın sözlerini kimse duymasa da ben Duymuştum. Ondan bahsediyordu. Diğer kraliçeden Bilge olandan. Bence en güçlümüz oydu. Bilgi her zaman her şeyi yenerdi sonuçtu. O sıra da yine garip bir şey oldu. bilge kral bana doğru baktı ve gülümsedi. niye gülümsüyor anlamadım ki.

"Agah. Eşim. Uzun zamandır rüyalarıma giriyorsun. Seninle böyle yüz yüze de konuşabilmek bir mucize ve siz kardeşlerim, yoldaşım Bars. Hepinize merhaba. Ben Bilge Kraliçe Dora."

Agah'a bakan buz mavisi neredeyse beyaza yakın gözleri içtenlikle bizi bulmuştu cümlenin sonuna doğru. Tek tek hepimize bakarken beynim sanki karıncalanır gibi olmuştu. Derin bir nefes alıp verirken sinirle beynimdeki karıncalardan kurtulmaya çalışmıştım. Başarmıştım da.

"Ah, Lidya. Gerçekten dedikleri kadar güçlüsün öyle değil mi?"

Bana sıkıca sarıldığında Esila da hemen ardımdan bize sarıldı. İçim huzurla dolmuştu.

ELFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin