Arkadaş kitabın gidişatını beğeniyor musunuz?
Görsel Esila temsilidir ❤️İyi okumalar😘Çoktan başlamış bu savaş da biz suçlu değildik. Biz aksine krallıklarını kurtarmak için bir araya gelmiş kral ve kraliçelerdik. Ailelerimizi bu uğurda kaybetmemiz yetmezmiş gibi şimdi birde peşimize düşmüşlerdi. Aklıma geldikçe deliye dönüyor sinirden ellerim titriyordu. Bu savaşı ben başlatmamıştım. Bu savaş çoktan başlamıştı.
Sarı gözlü iblisle göz göze geldiğimden beri onu öldüreceğim günü bekliyordum. Şimdi tam sırasıydı. Aynı bir köpek gibi koklamaya çalışıyorlardı. Gerçi benim köpeğimi onlarla betimlemek yanlıştı biliyordum.
Bu defa 3 iblis gelmişti. Kalabalık olduğumuzu mu anlamışlardı yoksa diğer ikisinin beceriksizliğinden miydi bilmiyordum. Her neyse 3üde bu gün öleceklerdi.
"Kız buradaymış. Kokusunu aldın mı?"
"Aldım. Taze kan. mmm! Nasılda lezzetlilerdir kim bilir?"
Pislikler. 3. gelen yeni bir yüzdü sanki. Gerçi bunların hepsi birbirine benziyorlardı. Hepsi çok çirkindi.
"Kendi de güzel midir acaba?"
Çirkin bir kahkaha kapladı araziyi.
"Annesine benziyorsa tam bir afet olduğuna eminim."
Bu sefer diğerinin eli karnına giderken boğuluyormuş gibi bir ses çıkardı. Gülüyordu. Gülüşü bile çok çirkindi ve ölümlerini resmen çağırmışlardı.
Yuvarlağın içinde geri geri gidip bir den onlara doğru koşmaya başladım. Bars bana engel olmaya çalışmış ama hızım bunu savuşturmuştu. Koşmamın ve gücümün etkisiyle zıplayıp kılıcımı boğuluyormuş gibi yapanın boynuna sürttüm. Eğitimler işe yaramış güçlenmiştim. Aksi taktirde kesinlikle bu kelleyi bedeninden ayıramazdım. Boynunda ufacık bir yer zayıf noktasıydı ve ben ilk seferimi başarıyla atlatmış kocaman açılmış sarı gözlü yelle benimle birlikte yere konmuştu. Tam da bana bakıyordu yüzü. İblisler öylece bakakalmışlardı."Ne dersin anneme benziyor muyum?"
Şaşkınlık ve dehşet yüzünde kaybolurken konuşmasına bile izin vermeden tekrar bir atak yaptım. Tekrar yerden yükseldiğimde karşılıklı duran iblislerin tam ortasına yükseldim.
"NRUT OT ECİ!"
Daha ne olduklarını bile anlamadan öylece donup kalmışlardı. İkisinin ortasına dönerek son surat düştüm. Kılıcım ikisinin de boyunlarıyla buluştuğunda öfkemin planın önüne geçtiği için kendime ne kadar kızsam da kendimle gurur duyuyordum. Ben 3 iblisi kolayca yere sermiştim. hatta fazla kolay olmuştu. Bu hantal yaratıklar nasıl olmuştu da annemi öldürebilmişti anlayamıyordum.
"Lidya! Ne yaptığını sanıyordun? Nasıl böyle bir hata yaparsın? Ya bunlar iz sürücü değil de savaşçıları olsaydı?"
Nasıl yani onlarda da mı savaşçı var? Barsın kızgın sesi Hernius'un tok sesiyle cevap buldu.
"Biri savaşçıydı. Kraliçenin ilk öldürdüğü savaşçı olandı. hislerinle hareket ettin ve doğru olanı yaptın. Bir daha bu kadar şanslı olmayabilirsin. Bir şey yapmadan önce iki kere düşün ya da bize haber ver ki arkanı kollayalım."
"Bir anda dayanamadım. Nasıl annem hakkında öylece konuşabilirler. Buna daha fazla katlanamazdım."
Bars başımı okşadığında bana gururla gülümsüyordu. Bir anda değişen ruhsal durumu benim başarımdandı anlaşılan. Gözlerinin içi parlıyordu. Gözlerinde gurur dışında bir şey daha vardı; katıksız arzu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELF
FantasyAnnemin ölmesiyle ortay çıkan sır, beni kraliçe olmak zorunda bırakıyordu. Üstelik 3 diyardaki 3 kraliçeler olarak bir de kaderlerimizde ki adamlar ortaya çıkmıştı. Bilmediğim bir halkın liderliğini yaparken; içimdeki intikam hırsı savaşmaya itec...