"Sevgili Lidya. Benim soyumdan olmalısın. Ruhumu ölmeden önce bu deftere aktardığımda kahinime emanet etmiştim. Kral ve kraliçeden bahsediyorsun? Kral olarak doğandan bahsetmiyorsun öyle değil mi?"
Şaşkınca yazanlara bakıyordum. Hızla cevap yazdım.
"Evet! Kral olarak doğmuş bir kraldan bahsediyorum. Hepimiz çok şaşırdık. Ben Kraliçe Elonara'nın kızıyım. Bu isim sana tanıdık geliyor mu?"
Ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Heyecandan elim ayağıma dolaşıyor, kelimeler öylesine çıkıveriyordu. Ona güvenmek istiyor ama onca olan şeyden sonra güvenebilir miydik bilmiyordum.
"Benim güzel Lidya'm hayır o isim bana hiç tanıdık gelmiyor. Üzgünüm. Elanor diye birini tanımıyorum. Muhtemelen benim torunum ya da kızı bile olabilir. Benim kızımın adı Lisa."
Cevap yazmadım. O kim bilmiyordum. Belki annemin büyük annesiydi. Annemle bu konuları neden hiç konuşmamıştık ki anlamıyordum. Gerçi geçmiş hakkında, babam hakkında, kendi ailesi hakkında hep çok dikkatliydi. Asla ağzından bir şey duyamamıştım. Hatta lisedeyken bilgisayarda bile araştırdığımı hatırlıyorum. tabi hiç bir şey bulamamıştım sanki bir anda var olmuştuk. Belki de annemin gerçek adı bile değildi bu isim. Düşüncelerimi uzaklaştırmak için başımı sağa sola salladım.
"Şimdi bana sormak istediğin nedir kızım?"
Clamentayn, benim cevap vermediğimi görünce o tekrar yazmıştı. Uzun zaman konuşabileceği birini aramış olmalıydı Bu kitabın içinde.
"Size güvenebilir miyim bilmiyorum her şeyi nasıl anlatabilirim tanımadığım birine?"
Böyle saçma bir soruyu da ancak ben sorabilirdim zaten. Cevap gelmediğinde önce korktum.
"Çok kötü bir dünyada yaşıyor olmalısın. Bu kitap büyülü bir kitap. kanımdan olmayanların yazamayacağı ya da cevap alamayacağı bir büyü var üstünde. Kan ruhunu kitapta tutmak büyüsünü araştır istersen!"
Başımı salladım gözlerim doluydu.
"Çok kötü bir dünya hem de."
Dora'ya hızla büyüyü sorduğumda o da aynı şeyleri söyledi.
Derin bir nefes alıp verdim. Ve yazmaya başladım.
"Elfler katledildi. Yıllarca saklandılar. İblisler bizim güçlerimizle büyüyüp, güçlenip; yurdumuzu yurt yapmışlar. Bu sırada annem Elanora korkup dünya gezegenine saklanmış. Bu sayede hayatta kalmış. Kehanetin kraliçelerinden birini doğuracağını muhtemelen bilmiyordu. Bilseydi ben küçükken bana koruma büyüleri yapmak yerine koruyuculuğu, savaşçılığı öğretirdi."
Gözlerim dolu, aynı zamanda kararlıydı.
"Annem öldükten sonra bir elf olduğumu hem de saf kan olduğumu öğrendim. Eğitildim ve iblis kanı döktüm. Halkıma yardım etmek istiyorum. Şöyle ki bu kitap; ben onu bulmadan beni buldu. Kehaneti ve iblisleri nasıl yok edeceğimizi öğrenmek istiyorum eğer senin bir bilgin varsa lütfen anlat bana."
Kalem kendi kendine hareket edene kadar nefesimi tutmuş cevabını bekliyordum.
"Sevgili kızım. Kehanet yüzyıllar hatta bin yıllar önce ortaya atılmış bir efsaneydi. Ben kral ve kraliçenin gerçekten de aynı anda var olacağını hayal bile edemezdim. Kraliçe elflerin en güçlüsüydü. Saf kan olan saf gücünde sahibiydi. Şimdi kralın da varlığı demek muazzam bir güç demek. Önce bunu kontrol etmelisiniz. Eşlerinizle tek beden olduğunuzda gücünüzün sınırı olmayacaktır. Diğer krallıklarla da ruhani birleşiminizi tamamladığınız taktirde hiç korkmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELF
FantasyAnnemin ölmesiyle ortay çıkan sır, beni kraliçe olmak zorunda bırakıyordu. Üstelik 3 diyardaki 3 kraliçeler olarak bir de kaderlerimizde ki adamlar ortaya çıkmıştı. Bilmediğim bir halkın liderliğini yaparken; içimdeki intikam hırsı savaşmaya itec...