Kapının kırılır gibi vurulmasıyla gözlerimizi zar zor açmıştık. Sabahın 7si olmasına rağmen, özellikle uyarılmalarına rağmen, bir şey olmuş olmalıydı çünkü etraftan koşuşturmalar geliyor; büyük çan en gürültülü ve aceleci haliyle çalıyordu.Bars hızla yatakta doğrulurken sihirle giyinmişti. o sırada bende giyinip hemen kalktım. tacımı takıp ortak toplantı odasına doğru ilerliyorduk. Hernius olanları hızlıca bize anlatırken nefesim kesilmişti.
"İki koruyucu ölü bulundu. Her şey iblisleri işaret ediyor. Bilgeler çok korkmuş durumda."
Gözlerim kocaman olmuş Hernius'a sorarken gayri ihtiyarı konuşuverdim.
"Nasıl? Kalkanı nasıl aşmışlar?"
"Kalkanın içinde değil hemen önünde ölü bulundular. İşkence görmüşler. Her yer koruyuculara ait kanla kaplıydı. Birden fazla iblis olduğunu düşünüyorum."
Hernius'un anlattıkları kanımı dondurmuştu.
"Bence toplantıdan önce oraya gitmeliyiz."
"Katılıyorum. Kokularından ayak izlerinden bir şeyler bulabiliriz."
En hızlı koşuşumuzla saniyeler içinde oradaydık. Kan kokusu her yerikapladığı için iblislerin kokusu belli belirsiz vardı. 4 farklı iblis kokusu vardı. Kötü çürük gibi kokuyorlardı ama her biri farklı bir şeyin çürüğü gibi. Midemden ağzıma kadar gelen ziyafetten kalan artıkları hemen geri yuttuğumda ağzımda bir acılık bırakmıştı.
"4 kişilermiş." Benim dediklerimi Bars ve Hernius onayladı. Bars biraz uzaklaşıp yerde bıraktıkları adımlara ve yıldırım izine baktı.
"3 savaşçı bir tane de iz süren varmış." Bars yerde ki izlere bakıp kanlara dokundu.
"Açıkçası koruyucuların hiç şansı yokmuş. Önce biri gelmiş ona istediklerini yapmışlar. Bir şey öğrenmek istiyor gibi duruyorlar. Belki de kalkanı kaldırmasını için yaptılar bilemiyorum."
Diğer elf'in bedenine doğru adımladır. Net yanıkları vardı. Onun kanı diğerine göre yok demek kadar azdı. Etrafa saçılmamış daha çok yanıkları onu boğmuş gibi duruyordu.
"İlk gelen elf koruyucuya işkence yapmışlar bir süre, bir süre sonra da, muhtemelen diğeri yokluğunu fark edip geldiğinde; devamının geleceğinden korkup kaçmak için tek hamlede işi bitirmişler."
Korku dolu gözlerim artık bildiklerini biliyordu. Yerimizi biliyorlardı. Kalkanımıza saldırmaları an meselesiydi.
"Sihirli biri varmış yanlarında."
Hernius'un keskin sesi acı bir şekilde yüzüme çarptı. Yoksa işkence yapılırken kouruyucular ve şifacılar çoktan duyardı çığlıkları.
Kalkan izini işaret etti. Sadece onları içine alan ufak bir kalkandı ama yine de sesi engellemeyi başarmıştı.
"Bu durumda içimizden biri mi yaptığını düşünüyorsun?"
Başını olumsuzca salladı Bars. Bu bir elf değil. Kokusu çok tanıdık aynı zamanda farklı.
"Bilge kralı ve diğer krallıktakileri buraya getirin! Toplantı burada olacak."
Bars'ın gür sesi benim irkilmeme neden olmuştu. Düğünümüzden sonra hiç böyle bir şey hayal etmemiştik. Hiç birimiz böyle olsun istemiyorduk. Saniyeler sonra bütün krallar ve kraliçeler yanımıza gelmişti.
"İzlerden bir şey bulabilir misin? Ya da herhangi bir şahit bulabilir misiniz?"
Bilgelere bakıyordu Bars. Aniden şifacılara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELF
FantasyAnnemin ölmesiyle ortay çıkan sır, beni kraliçe olmak zorunda bırakıyordu. Üstelik 3 diyardaki 3 kraliçeler olarak bir de kaderlerimizde ki adamlar ortaya çıkmıştı. Bilmediğim bir halkın liderliğini yaparken; içimdeki intikam hırsı savaşmaya itec...