Vazgeçilmiş Bölüm

60 10 0
                                    

Vazgeçilmiş Bölümler, kitabı yazarken aşırıya kaçtığını düşündüğüm bölümler.

Bu bölüm 11. Bölümün vazgeçilmiş versiyonudur, onunla benzer değildir.

~yazarın bakış açısı~

Chris evindeki koltuğun üzerinde sırt üstü yatıp, ellerini birleştirmiş ve karnına koymuştu.

Bakışları tavandayken yeşil gözleri düşünceyle doluydu. Yeşil gözleri üzerindeki çatık sarı kaşları ise bunun cabasıydı.

Daha sonra yavaşça yerinde doğrulup, koltuktan kalktı ve masanın üzerindeki arabanın anahtarı ve evin anahtarını aldı.

Evin kapısını açıp, dışarı doğru çıktı ve adımlarının onu götürdüğü yere Josh'un sokağına gitfti.

Daha sonra duruşunu dikleştirip, sokağa girdiği anda Josh'un evinin önündeki elektrik direğinin üzerine bir kağıt yapıştıran genç kıza doğru ilerledi.

Genç kızın bakışları ona dönerken derin bir nefes aldı ve temkinli bir şekilde bir adım geri gitti.

Evet, kasabada hâlâ Melanie Cinayetinin bir numaralı şüphelisi olarak geçiyordu.

Chris yeşil gözlerini kızdan çekip, direğe aştığı şeye döndürdüğü zaman kas katı kesildi.

Angela'nın fotoğrafı direkte asılıyken altında kocaman harflerle 'ARANIYOR' yazıyordu.

Bakışları kıza dönerken "Angela kayıp mı?" Diye sordu şaşkınlıkla.

"Dünden beri haber alamıyoruz, siz bir şey gördüğünüz mü Bay Helmton?"

Chris kafasını olumsuz anlamda sallarken "Belki de bir şeyler saklıyorsundur." Diye bir ses duyuldu arkadan.

Chris duyduğu sesle hızla ve heyecanla arkasından doğru dönerken Josh onun yeşil gözlerinin içine bakıyordu.

Chris bir kaç saniye Josh'un gözlerinin içine baktıktan sonra "Josh.." Dedi umutlu bir sesle.

Josh hafif çatık kaşlarla ona bakarken "Josh, benden süphelendiğini söyleme bana." Dedi Chris acı çeker bir tonla.

"Daha dün bana katil olmadığını ve masum olduğunu söyledin. Bugünde Angela kayıplara karıştı, sence bu bir tesadüf mü?" Diye Josh konuştu.

"Bu kasabada cinayetler artıyor ama bunu bana bağlaman çok saçma."

"Cinayet mi, bu sadece bir kayıp ilanı bunun cinayet olduğunu nereden biliyorsun?"

Chris kas katı kesilip, kafasını olumsuz anlamda salladığı zaman "Bana güvenmiyor musun?" Diye sordu ciddi bir tonla.

"Kimseye güvenmiyorum." Diye Josh karşılık verip, kollarını birbirine bağladı.

"Ona güveniyorsun ama."

Chris arkadan gelen ve Josh'a doğru yaklaşan Jeff'i işaret etti kaşlarıyla.

Jeff duruşunu dikleştirip, elini Josh'un omzuna atarken onu yavaşça geriye doğru çekti ve "Senin sorunun ne!?" Diye sordu sert bir sesle.

Chris'in kaşları çatılırken "Tek bir derdim o da belli, Josh'un hayat meselesi." Dediği zaman Jeff'in kaşları çatıldı.

"Ne demek istiyorsun sen!?"

Sinirle konuşup, elindeki Josh'a ait olan çantayı yere bıraktı ve Chris'e doğru bir adım attı.

"Jeff." Diye Josh biraz telaşla konuşurken Jeff onu hiç duymuyor gibiydi.

"Kasabadaki herkes benden şüpheliniyor ama sen bu kasabaya taşınalı neredeyse 2 hafta oluyor."

Jeff, önündeki sarışın adamı pür dikkat dinlerken Chris yavaşça kafasını kaldırdı.

"Nereden ve nasıl geldiği belli olamayan bir adama göre kendinden oldukça emin konuşuyorsun."

Jeff derin bir nefes alıp, boynunu çıtlattı ve arkasını dönüp bir kaç adım attı.

Chris kafasını kaldırıp, yeşil gözlerini Josh'a gönderirken Jeff hızla arkasını dönüp Chris'e bir yumruk attı.

Chris yumruğun etkisiyle yere doğru savrulurken hemen kaldırımın yanındaki çimenlerin üzerine düştü.

Bakışları Jeff'e dönerken hızla ayağı kalıp, Jeff'in karnına doğru bir tekme attı.

Jeff'te tıpkı onun gibi yere doğru savrulurken Josh korkuyla "Durun, ne yapıyorsunuz!?" Diye sordu korkuyla.

Chris hızla Jeff'in üzerine doğru atlayıp, onu yumruklarken "Seni orospu çocuğu." Diye Jeff sinirle küfür etti ve Chris'in bacak arasına tekme attı.

Chris acıyla yere doğru düşüp, sızlanırken Jeff ayağı kalkıp ona doğru bir hamle yapacağı anda Josh onu durdu.

"Jeff, ne olur yapma dur!"

Jeff'in sinirle ve kinle dolu gözleri hızla Josh'a dönerken o gözlerdeki kin ve sinir yavaşça bozulmaya başladı.

Josh'un gözlerinin içine bakmaya devam ederken "Ne olur, yapma.." Dedi Josh hafif bir sesle.

Jeff yavaş yavaş sakinleşirken Chris hızla ayağı kalkıp, Jeff'e bir yumruk atacağı esnada yumruk Josh'a geldi.

Chris ve Jeff'e göre vücudu daha çelimsiz ve zayıf olan Josh yumruğun etkisiyle sokağa doğru savruldu.

Chris'in gözleri korkuyla açılırken Jeff kas katı kesildi ve hızla yola doğru ilerleyip, Josh'un elini tuttu.

"Josh, iyi misin?"

Jeff'in endişe ile konuşması ile Josh ağır ağır kafasını salladı ve bakışlarını Chris'e döndürdü.

"Sen hâlâ burada mısın?"

Josh hafif sinirle konuşurken, Jeff'in sol gözü seyirdi ve tam Chris'e dalacağı esnada Josh onu durdurdu.

"Jeff, tamam lütfen dur." Diye Josh acı içinde konuşurken Chris'in gözleri doldu.

"Josh, özür dilerim.." Dediği zaman Josh yerinden kalktı ve ona doğru bir kaç adım attı.

Jeff yumruğunu sıkıyor, Chris'e dalmamak için kendini zor tutuyordu. Josh, Chris'in bir kaç saniye gözlerinin içine baktı ve "Git, daha fazla hasar vermeden git." Dedi tok bir sesle.

Chris bir kaç saniye daha sevdiği çocuğun gözlerinin içine baktı ve derin bir nefes alıp, arkasını dönüp ilerlemeye başladı.

Josh onun arkasından bakarken Jeff, Josh'un arkasından Josh'un elini kavradı.

Josh bakışlarını Chris'ten çekip Jeff'e döndürdüğü zaman Jeff'in yüzünde masum bir gülümseme oluştu..

Banilyö EfsaneleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin