15. Bölüm

6 1 1
                                    


(Yazardan-Geçmiş)
(Keskin Ailesi)

Mevsimlerden kış, günlerden 23 Aralık'tı.
Henüz yeni evlenmiş bir çift, Berrin ve Kutay Keskin çifti, lüks bir arabayla balayından dönmüş evlerine doğru yol alıyorlardı. Araba ara bir sokağa girdi.

"Sen yanımda olunca kendimi bu kadar iyi hissetmem normal mi?"

Genç eşinin sözleri Kutay'ı gülümsetmişti.

"Ben senin yanındayken eğer ki iyi hissetmiyorsan seni üzecek bir eşeklik yapmışımdır. Üzüldüğünde bunu bana söyle olur mu? Yaptığım eşekliği telafi edebileyim.

Bu sözler kadının içten bir kahkaha atmasına sebep oldu.

"Beni kötü hissettirecek o eşekliği yapmanı dört gözle bekliyorum. Sana bu sözlerini hatırlatıp tekrar güleceğim."

Adam saf bir gülüşle karısına baktı.

"Biliyor musun, bazen hâlâ evlendiğimize inanamıyorum."

"Bende öyle, ama sonra sana bakıyorum, evlendiğimizi hatırlıyorum ve dünyalar benim oluyor."

"Benim için tek bir dünya var, o da sensin. Sen benimsen gerisi boş."

Kadın uzanıp eşinin yanağına bir öpücük kondurdu. Adam gözlerini yoldan ayırdı ve karısının yanağını sımsıkı bir şekilde öptü.

Kadın yerine oturduğunda adam halen eşine bakıyordu.

"Kokun o kadar güzel ki seni tek lokmada yiyesim geliyor."

Kadın utanarak eşine baktı ve kıkırdadı. Sonra bakışlarını yola çevirdi. O sırada bir evin kapısından fırlayan küçük bir çocuk arabanın önüne atladı. Kadının yüzündeki gülümseme yerini dehşetli bir korkuya bırakırken bağırdı.

"Kutay, DUR!"

Eşinin çağrısıyla gözlerini yola çeviren adam ve aynı zamanda frene bastı.

Ama geç kalmıştı.

6 yaşlarında küçük bir kız çocuğu kanlar içinde yere yığılmıştı. Adam hızla araçtan indi. Küçük kızın yanına diz çökmüştü ama elleri titriyordu. Yerdeki kar kütlesi artık beyaz değildi.

Kırmızıydı, kıpkırmızı, kan kırmızısı...

Kadın geçirdiği şokun etkisinden kurtularak araçtan indi ve çocuğun yanına geldi.

"Kutay çocuk yaşıyor mu? Yaşıyor değil mi? Ölmemiştir değil mi? Kutay bir şey söylesene! Yaşıyor mu?"

Kadın sinir krizi geçiriyordu.

"Bilmiyorum Berrin, bilmiyorum."

O sırada çocuğun çıktığı evin kapısı açıldı ve bir adam çıktı. Gözleri yerde yatan kız çocuğuna takıldı. Dudaklarından fısıltı gibi tek bir kelime döküldü.

"Güneş!"

Ardından çocuğun başında duran adama ve kadına baktı . Ardından yanı başlarında ki arabaya...

Gözleri nefret ve öfke doldu. Onlara doğru sert adımlarla ilerledi.

"Ne yaptınız siz benim kızıma?!"

Sesi o kadar öfkeli çıkıyordu ki kadın korkusundan titredi. Kutay yavaşça ayağa kalktı.

"Beyefendi, biz birşey yapmadık. Çocuk arabanın önüne atladı."

Adamın yüzünü korkunç bir gülümseme sardı.

"Senin bir şey yapıp yapmadığını adalet söyleyecek, merak etme. Dua et kızım ölmesin yoksa sana cehennemi yaşatırım."

FELAKETİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin