17. Bölüm

5 1 1
                                    

Selamkeee! Hepinize güzel günler olsun inşallah. Arkadşlar ufak bir şey söylemek istiyorum.

Neden okunmuyor hikâyem acaba? Hayır yani o kadar yazıyoruz, ediyoruz. Sorun beğenilip beğenilmemesi değil. Hiç yorum yok yani. Bende ne yapacağımı şaşırdım. Duyuru da atıyorum belki haberiniz olmuyordur diye. Artık okunmalar artsın, lütfen.

Biraz fazla sitem ettim sanırım. Neyse boşverin . Umarım bölümü beğenirsiniz.

İyi okumalar😘

~•~

Yüzü morluklar ve kızarıklıklarla dolu Cenk'e bakakalmıştım. Adımlarım hızla ona doğru ilerledi.
Yüzyüze geldiğimizde korku dolu gözlerle ona baktım. Bir süre sessizce dikildiğimizde ilk hamle ondan geldi ve bana birdenbire sarıldı. Göz kapaklarım hızla kırpışırken

"Noldu sana? Bu halin ne?"

diye sordum. Benden ayrılana kadar cevap vermedi. Sonra yavaşça kollarımın arasından çıktı.

"Önemli bir şey değil. Eğitim esnasında pataklandım biraz."

Kaşlarımın arasında derin bir çukur oluştu.

"Anasını satayım böyle eğitimin."

Yüzünde acı dolu bir gülüş belirdi. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde etrafıma bakındım. Sonra Cenk'e geri döndüm.

"Sen burda otur, ben krem alıp geliyorum. Yüzüne süreriz, acısı hafifler."

O koltuklardan birine otururken arkamı dönüp odama çıktım.  Odanın kapısını kapatırken sırtımı kapıya yaslayıp ağzımı elimle kapattım. Çünkü çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Ben bu hikâyede yanan tek kişi olduğumu düşünürken benim yüzümden yıllardır acı çeken insanlar olduğunu öğrenmiştim. Ve şuan onlardan birine yardım etmeye çalışıyordum ama ciddi anlamda ne yapacağımı bilmiyordum.

Kendime gelmeye çalışarak makyaj masama ilerledim. İşe yarayacağını düşündüğüm bir kremi alıp odadan çıktım. Salona indiğimde öylece koltukta uzanmış, inlerken buldum onu. Hızlıca onun yanına gittim. Yanına çömelirken ona seslendim.

"Cenk, iyi misin?"

"Sanırım çenem kırıldı."

"Çenen mi kırıldı?"

Dudağı kıvrılırken cevap verdi.

"Aynen, çenem kırıldı."

Parmaklarım iç güdüsel olarak saçlarımın arasına giderken

"Ee, n'apıcaz?"

dedim. Gözleri bana bakmak için yuvalarında kenara kaydı.

"Kırıkçı olmadığımıza göre yapabileceğimiz birşey yok. Kırıkçılığa başladın da benim mi haberim yok?"

Ters ters ona baktım.

"Dalga geçmeyi kes, ne yapacağımı şaşırmışım zaten."

"Kızma hemen, sende hiç şakaya gelmiyorsun."

Bir nefeslik an sustum ve aklıma gelen ilk şeyi sordum.

"Neden burdasın?"

Dalgın dalgın bana baktı.

"Senden başka gidecek yerim var mı?"

Sıkıntıyla derin bir nefes verdim.

"Romantizmin sırası değil Cenk, ciddi soruyorum. Neden burdasın?"

FELAKETİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin