04;; is that new beginning?

159 18 4
                                    

~

Gözlerini araladığında yumuşak bir yatakta olduğunu hissedebiliyordu. Rahat ve sıcaktı. Bunlar pek tattığı hisler olmadığı için tuhafsayarak yanında yatan oğlanı uyandırmadan yattığı yerden doğrulmuştu. Geceyi ve dünü tüm detaylarıyla hatırlayabiliyordu fakat hiçbir şey hissetmiyordu. Ne hissetmeliydi ki? Üstündeki örtüyü kaldırınca çıplak bedenine odanın serinliği çarpmıştı. Daha fazla çarpan serinliği bedenine tattırmamak için yerde rastgele fırlatılmış kıyafetlerini giyip ayakkabısının bağcıklarını bağlamadan yataktan kalkmıştı.
Şimdi ne yapacaktı?
Perçemlerini parmaklarının arasına geçirip karşısında yatan bedene baktıktan sonra uyandırmadan yerdeki kıyafetlerine basmamaya çalışarak komodinde duran telefona doğru yürüyordu. En azından navigasyona bakarak biraz daha şehir hakkında bir şeyler öğrenebilir veya şehir merkezine masıl gidileceğini öğrenebilirdi. Telefonu eline alıp ekranı açtığında şifre istiyordu. Tam bir şanssızlıktı. Tekrar telefonu olduğu yere sessizce bıraktıktan sonra yavaşça uzaklaşırken artık bir şekil gitmekten başka çaresi olmadığı için dışarıda üşümemek adına yerdeki Ajax'ın hırkasını alıp üstüne geçirmişti. Giydikten sonra hırkanın cebinde hissettiği ağırlığa elini atarak cüzdanı olduğunu fark etmişti. Deri cüzdanın hemen içini açıp kalacak yer ve şehir merkezine gitmek için içindeki tüm parayı almıştı. Oldukça yeteceğini düşündüğü bir miktardı. Uyuyan bedeni kontrol etmek adına göz attıktan sonra aldığı parayı cebine koyup cüzdanı telefonun yanına koyduktan sonra çıkmadan önce masanın köşesinde duran, mavi renkte oldukça iş görecek ortalama boydaki çantayı fark etmişti. Kesinlikle bir çantaya ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden çantanın içindekileri boşalttıktan sonra çantayı sırtına takmış, artık gidebilirdi. evde başkalarının da olabileceğini hesaba katarak merdivenlerden yavaşça iniyordu. Tam da tahmin ettiği gibi salonda her bir köşesinde dün partiden kalmış uyuyanlar vardı. Ses çıkarmadan mutfağa ilerledikten sonra tüm mutfak dolaplarını karıştırmaya başlamıştı. Amacı yiyecek bir şeyler bulmaktı. Yaşamaktan ziyade hayatta kalmaya çalışıyordu. Bu ikisi arasındaki fark büyüktü. Neden yaşadığını, ne için yaşayacağını, neden hayatta kalmaya çalıştığını bilmese de büyük bir boşluk içerisinde bunun için çabalıyordu. Çünkü başka yapabileceği bir şey yoktu. Bu yüzden, Ayak ucuna çıkıp üst raflardaki birkaç paketli gıdalara uzandıktan sonra alabildiklerinin hepsini çantaya doldurmuştu. Şimdi artık gidebilirdi.
Dolap kapaklarının hepsini geri kapattıktan sonra daha fazla vakit kaybetmeden dün akşam girdiği kapıdan aynı şekil dışarı çıkıp Shenzhaya'nın sabah soğukluğunu ilk defa tadarak bilmediği bir yoldan ilerlemeye başlamıştı. Bu, tekrardan yeni yolculuğuydu.

                                 ~
"Ajax."
"Ajax, kalkmalısın. Uyan hadi."

Turuncu saçlı oğlan hala uyku sersemiyle yüzünü buruşturup mırıldanarak yatağın diğer ucuna dönmüştü.

"Ajax! Sabah alarmın olmaya ya da doğum günü partinin pisliklerini tek başıma temizlemeye hiç niyetim yok! Kalk artık."

Konuşan sesin susmayacağını anladığında gözlerini aralayıp önüne gelen saçlarını geriye doğru taramıştı. Kafasını yan tarafa döndürdüğümde tam da tahmin ettiği gibi başında Signora dikiliyordu. Gözlerini devirip oflayarak yattığı yerden doğrulmuştu. Kendine geldiğinde hemen yatağın diğer köşesine bakmıştı.

Bomboştu.

"Scara nerde?"

"Ne? Kimden bahsediyorsun?"

"Geceyi onunla beraber geçirdim Signora. Şuan yanımda değil. Benden önce mi kalktı?"

"Ben geldiğimde yanında hiç kimse yoktu. Aşağıda da bizim dangalak dışında kimse yok."

comfort zone | chiscaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin