03 ;; seal

181 19 14
                                        

"Hey, içki mi arıyordun?"

Scara birden mutfakta başka birinin belirmesiyle ve hatta kendisiyle konuşmasına ürkmüştü.

"Ah, affedersin! Korkutmak istememiştim, haha~"

Bedenin yavaşça kendisine yaklaştığını hissediyordu. Kaçacak bir yeri olmadığı için geçiştirmekten başka çaresi yoktu. Buzdolabının kapağını kapattıktan sonra başını eğip kendisiyle konuşan bedene bakmadan mırıldıktan sonra kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Evet ama önemi yok."

Kapıdan tam çıkacakken bir elin bileğini kavraması bir olmuştu.

"Önemi olmadığına emin misin? İçkiler salona ve üst kattaki odaya taşındı, rahatlıkla en yakın salondan alip içebilirsin yani~"

Bileğinin tutulması ile şimdi kaçmanın bir şansı yoktu. Yavaşça başını kaldırıp bileğini tutan kişiye bakmıştı.
Oldukça parlak turuncu ve kabarık saçları mutfağın hafif loş ışığına ayak uyduruyordu. Gözleri ise cansız ve dalgasız bir denizi andırıyordu. Fakat ona rağmen gözleri adeta parlıyordu. Scara bir yandan bedeni incelerken turuncu saçlı çocuk sessizliği rahatlıkla bozmuştu.

"Hmm... salonun nerede olduğunu bilmiyor gibi halin var"

Lafını tamamladıktan sonra turuncu saçlı çocuk çekinmeden gülümsemişti. Scara hareketlenen dudaklarına dikkat çekilmişti.

"Ah, fazlasıyla kalabalık. Tam olarak evin yerlerini bilmemen normal. Açıkcası ben de partinin bu kadar kalabalık olacağını düşünmemiştim. Fakat, insanlara yanlarında konuk getirebileceklerini söylediğim icin sayı fazlasıyla artmış olmalı. Her neyse, beni takip et hadi."

Lafını tamamladıktan sonra son kez ıssız deniz mavisi gözleriyle mor gözleri birleştirdikten sonra sırtını dönüp ilerlemeye başlamıştı. Onu takip etmekten başka çaresi artık kalmadığı için merdivenlerde arkasından sessizce üst kata çıkıyordu. Üst kata geldikten sonra sağdaki en yakin odaya girmişlerdi. Salona yani kalabalığın tamamen olduğu yere gitmedikleri için en azından daha rahat hissediyordu. Başını kaldırıp odanin tüm noktasını inceliyordu. Siyah yatak örtüsü, duvarlarin her bir kenarı posterlerle dolu, masada büyük bir bilgisayar ve kocaman giysi dolabi vardi. Anlaşılan burasi yatak odasıydı.
Etrafı incelerken turuncu saçlı oğlan yerde bira kutusunu açıp eline rastgele aldığı iki tanesini masaya bıraktıktan sonra bir tanesini Scara'ya uzatmıştı. Scara, uzatan ellere bakmıştı. Oldukça yumuşak gözüken uzun parmaklar ve üzerinde birkaç yara vardi. İçki şişesini aldıktan sonra bakışlarını birkaç saniyeliğine deniz gözlere çıkardıktan sonra hemen başka tarafa doğru çevirmişti. Ajax için doğum günü partisindeki bu adam oldukça dikkat çekiciydi. Belki de en iyi hediyesi bu gizemli oğlandı? Aynı şekil bir süre sonra bakışlarını çektikten sonra yatağa oturmuştu. Yanına oturmasını beklerken sessizliği bozmak için çabalıyordu.

"Ah.. Aslinda partileri severim fakat bir süre kafa dinlemekte fayda var. Sanki sen.. pek parti sever bir halin yok?"

Birçok kişinin gözünün önünde bulunmaktan ziyade tek kişi ile olmak daha güvenilir olduğunu düşündüğü için odada kalmanin iyi bir fikir olduğunu düşünerek sırtını duvara yaslayıp içkisinden bir yudum aldıktan sonra kisa cevaplar veriyordu.

"Yani."

Turuncu saçlı çocuk bir süre bir şey demeden karşısındaki duvara yaslanmış oğlanı süzdü. Aynı okulda olmadıklarına yavaşça emin olmaya başlamıştı. Kimdi bu oğlan? Arkadaşlarının da bahsettiği birine benzemiyordu. Partiye ayak uyduran da biri olmadığına göre sanki zorla getirilmiş gibi bir havası vardı.

comfort zone | chiscaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin