3.3

106 13 54
                                    

"Bu hikayede herkes acıydı ve en acı olanda buna alışıp sevmemdi."
O. A. A


Güm güm... Kalbimin atışını duyabiliyordum. Hatta korkuyordum kollarımın arasındaki kadının da bu gürültüyü duymasından. Bu kadar gürültü çok fazla değil miydi? Normal bir gürültü değildi bu. Kalbimin sesinden başka hiç bir şeyi duyamıyordum.

Güm...Güm...

Derin bir nefesi içime çektim. Burnuma onun kokusu doldu. Kokunun kaynağına inmek istedim.  Boynunda duran dudaklarımı ayırıp burnumu hızlı atan nabzına doğru değdirdim. Derin bir soluğu içime çektiğim an onun da yutkunduğunu duydum.  Dudaklarımda kendiliğinden bir tebesümün yeşerdiğini hissettim.

"Tuba? "diye adını fısıldadım. Ona seslenmem ile dudaklarınınn arasından homurtular çıktı ve Tuba boynumdaki kollarını daha da sardı.

Bu tepkisi kalbimin derinlerinde uyumayı bekleyen tüm acılara ninni olmuş gibiydi. İç çekip başımı boynundan kaldırıp dudaklarına hızlı bir öpücük bıraktım. Tuba'nın gözleri anında irileşti. Bu şaşkın haline serseri bir tebessüm ile baktım.

"Neden birden şaşırdın?"

Tuba anında yüz ifadesini düzeltip belimdeki bacaklarını da daha çok sardı. Kendini beğenmiş bir yüz ifadesi ile konuşmaya başladı. "Arkadaşım tarafından öpüldüğüm için olabilir mi?" Kaşlarını kaldırıp söylediği ile yine sinirlenmemi sağlayacağı bir şey bulmuştu.

"Yavrum, bilerek mi yapıyorsun sen bunu?" dudaklarımı kıpırdatmadan sorduğum soru ile omuz silkti sadece.

"Tuba!" diye ismini anmam ile kollarını gevşetti. Yapacağı şeyi anladığım an belinden tutup onu kendime daha fazla çektim.

"Bırak beni." Tuba'nın düz çıkan sesi ile anında belini bıraktım ama ondan ayrılmadım. Ayrılamadım çünkü Tuba tamamen beni kendine esir etmişti.

Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Bırak beni." bu kez düz çıkan ses bana aitti. Bakışlarımı Tubadan ayırıp zihnimi istila etmek üzere olan düşüncelerden uzak tutmaya çalıştım. Az önce öptüğüm kadının sıcaklığı gitmiş de yerine buz gibi bir kadın gelmişti sanki.

Tuba kollarını ve bacaklarını gevşettiği an bir kez daha kendime düşünme fırsatı vermeden bacaklarının arasından çıktım. "Bu bir hataydı." Tubadan ayırdığım bakışlarım bu üç kelime ile anında ona döndü.

Dudaklarımın arasından sadece "Ne?" diye bir şaşkınlık belirtisi çıktı. Yanlış duymuş olduğumu düşündüm çünkü bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Tuba bakışlarını benden kaçırıp oturduğu masadan kalktı ve üzerini düzeltmeye başladı."Duydun Osman. Bir anlık bir şeydi. Olmaması gerekiyordu..."devam etmesisne izin vermedim.

"Ama oldu!" Dudaklarımdan acı içinde çıkan iki kelime ile gömleğini düzelten parmakları durdu. Bir kaç saniye öyle durduktan sonra bakışlarını bana çevirdi. Yine ruhsuzdu. Acı verecek derecede ruhsuzdu.

Tuba yeniden bakışlarını benden ayırdı. "Bazen olmaması gereken şeyler olur." Bakışları bana kaydı tekrardan. Bu kez gözlerinde acı gördüm. Kime veya neye göre bir acıydı bilmiyordum ama acı çekiyordu. Acısı içimi deldi. İç çekip bir adım attım ona. Elimi uzatıp yanağını tutmak istedim ama daha havaya kalkamadan elim aşağı düştü. Bu kadın benim dokunuşumu istemediğini söylemişti. Oysaki sadece beş dakika önce dudaklarının tadını öğrenmiştim.

"Az önce olanları unutmalıyız."

İki adım geri gittim. Ona dair içimde bir şeylerin kırıldığını,koptuğunu hissettim. "Ben hep sorun Eray sandım." boğazımda koca bir yumru yeşerdi. Yutkunamadım. "Onu sevdiğini sandım. Uzak durdum çünkü kalbin bana ait değildi. Sevmim dedim, bu kadın benimle mutlu olmaz dedim ama yanılmışım." İki adım daha geri gittim tam kapının önündeydim. "Tuba en başından beri sorun sadece senmişsin. Gördün değil mi beni?" İçim acıya acıya sorduğum soru ile Tuba'nın yutkunduğunu duydum. "Gördün. Seni sevdiğimi gördün ve sustun."

KEKRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin