18. Bölüm

186 12 0
                                    


Yazım tarihi, 21-22 Haziran 2022


2 Hafta Sonrası...

Miran’ın Alfie’yi ziyaretinin üstünden iki hafta geçmişti. Akira’nın yanında geçirdiği zaman tükeniyordu. 3 haftası kalmıştı.

Bu geçen sürede Akira onu her gece kafes dövüşlerine sokmuştu. İlk beş gün çok zorlansa da sonrasında tamamen bir vampirle dövüşmeyi kavramış, karşısına kim çıksa indirebilecek duruma gelmişti.

Sabahları zihinsel, geceleri de bedensel eğitime tâbi tutulmuştu.

Kendisinde büyük bir gelişme vardı. Akira da bunun farkındaydı. Öğretmesi gereken birkaç şey kalmıştı sadece. Onun haricinde bu üç hafta dolduğunda Miran özgür kalabilirdi.

Yine kafes dövüşündeydi. Maç öncesi arka odada bileklerini bandajla sarıyordu. İki haftadır aynı yerde dövüşmesine rağmen bugün farklı bir yerdeydiler.

Temiz ve oldukça izleyicisi olan bir yer.

Akira’nın şu anlık nerede olduğunu bilmiyordu ama kendisine maçtan sonra bir görevliye sorarak bulmasını söylemişti. Maçı bitine kadar beklemesi gerekiyordu.

Umursamadan sunucunun kendisini çağırmasını bekledi. Bugünün yıldızı olacaktı, yine.

--

Son hamlesiyle karşısındaki dağ gibi adamı yere devirmişti. Ağzındaki kanı adamın suratına tükürdükten sonra doğrularak kafesin kapısına yöneldi.

Tekrar geldiği arka odayla bir görevli eline havlu uzayıp duşa kabinin yerini göstermişti.

Aldığı kısacık duştan sonra bankın üzerinde duran giysileri giydi. Sanki gösteri yapılıyormuş gibi sadece baksır ve pantolon vermiştiler. Üstü için giyecek hiçbir şeyi yoktu.

Küfrederek elindeki havluyla saçlarını kurutmaya devam etti. Bileğindeki tokasıyla saçlarını ensesinde toplamıştı.

Odadaki işi bitince dışarı çıktı. Kapısında özel olarak bir görevli bekliyordu.

“Buyurun Miran Bey. Akira Bey sizi misafirlerin yanında bekliyor.” Dedikten sonra merdivenlerin oraya yöneldi.

Adam kendisini kırmızı duvarlı koridorda yürütürken etrafı incelemeye gerek duymuyordu. Sonunda bir kapının önünde durduklarında görevli burasının olduğunu söyleyerek geldiği yerden geri gitmişti.

Miran, sakince kapıyı açıp içeri girdi. Akira siyah, uzun kollu, v yaka elbisesi ve kürküyle iki tane adamın karşısında oturuyordu.

Adamlar kendisinin geldiğini duyunca o tarafa dönmüştüler. Tipik kırklı yaşlarında gözüken iki adamdı.

Aldırmadan kırmızı deri koltukta oturan Akira’nın yanına ilerledi. Koltuğun kol yaslama kısmına otururken Akira utanmadan elini bacağına atmıştı. Hafif hafif okşarken ilgilerini tekrar Akira’ya veren adamlarla konuşuyordu.

“Bu seferki teslimat sıkıntı çıkaracak. Yeni doğanlığı henüz bitmiş vampirlerle iş yapılmaz.” Dedi Akira. Kesin konuşuyordu. Çünkü yılların deneyimiyle piyasayı tamamen öğrenmişti.

“Merak etmeyin. Avcılar tarihi ve yeri bilmiyorlar.”

Tek güvencelerinin bu olmasıyla gözlerini devirdi Akira.

“Karşı tarafa çalışan vampirleri hiç görmediniz mi? Önlemlerinizi arttırın, yoksa zehri unutursunuz.”

İki adamla telaşla kendilerini savunmaya başladılar. Bu zehir piyasada olan tek vampir zehriydi. İşlerini tam tutturmuşken bozmak istemiyorlardı. 

“Siz merak etmeyin Akira Bey. Biz onu halledeceğiz. Siz sadece zehri bize verin.”

Akira güvenmese de kafa sallayarak ayağa kalktı. Miran da arkasında zırhlı duvar gibi dururken Akira konuştu.

“Umarım halledersiniz. İş benim başıma patlarsa zehrin nasıl bir şey olduğunu kendi üstünüzde test edersiniz. Haberiniz olsun.”

Adamlar kafalarını sallarken Akira çoktan odadan Miran’la çıkmıştı bile.

--


Akira sinirden kudururken evine sonunda gelmişti. Kapısını kahyası açarken üstündeki kanlı ceketi yere fırlattı. Kenarda duran bir hizmetçi hiç ses çıkarmadan ceketi alırken Akira ağır botlarıyla odasına doğru ilerliyordu.

Siniri, botlarının sesinden bile anlaşılırken Akira’nın geldiğini hisseden Miran koridora çıkmıştı bile.

Akira’nın gözü dönmüş, kırmızıları bordo tonunu almıştı. Adeta dokunulunca patlayacak bir bomba gibiydi.

Miran onu gördüğünde yolun ortasında durmuştu. Dibine kadar giren Akira, kısa boyu yüzünden başını kaldırarak Miran’la  göz teması kurdu.


  Dişlerinin arasından “Çekil önümden.” Dedi. Dişlerinin gıcırdama sesini Miran duymuştu.

Nedense onu sakinleştirmezse daha büyük bir bela olacakmış gibi hissediyordu Miran. Bu yüzden ağzını açmışken daha konuşamadan Akira onu boğazından tutup kaldırmıştı.

“Sana yolumdan çekilmeni söyledim.” Dedi ve Miran’ı sol tarafa doğru fırlattı.

Miran düştüğü yerden hızla kalkıp Akira’ya arkasından tutmuştu. Sarılarak ensesine öpücükler kondururken Akira, sinirinden dolayı hamlelerini düzgünce yapamıyor sadece debeleniyordu.

Biraz durulduğunda Miran, onun yüzünü kendine çevirerek dudaklarını Akira’nınkilerle birleştirmişti.

Başta hiçbir tepki vermeden durmuştu Akira. Ancak Miran’ın baskısı ağır basmış ellerini onun boynuna dolarken öpüşüne karşılık vermişti.

İkili koridorda nefessiz öpüşüyorlardı. Miran dilini Akira’nın ağzına itmiş sivri dişlerinde gezdirmişti. Akira ağzına giren dili dudaklarıyla tutup emerken Miran daha sıkı kavramıştı Akira’yı.

Miran’ın bir eli Akira’nın kanlı kıyafetlerinden içeri kaymış, pürüzsüz sırta ulaşmıştı. Yumuşakça okşarken dudakları ayrılmıştı. Akira Miran’ın boynuna yönelmiş, kendisinden biraz daha koyu bir tene sahip Miran’ın boynuna izler bırakmaya başlamıştı.

Kendisine tahrik etmesine dayanamayan Miran Akira’yı tekrar ters çevirip yüzünü duvara ya yasladı. Akira’nın giydiği pantolonu ve baksırı tek hamlede aşağı indirmiş ve kendi kemerini çözerken sormuştu.

“Hazırlamadan gireceğim.” Diye Akira’yı uyarmıştı. Akira bir şey demeden onayladı.

Miran kendini birkaç kez okşadıktan sonra dar deliğin içine başını sokmuştu. Akira’dan acı bir inleme duyulurken birden tamamını soktu. Akira’nın yüzü sarsıntıyla daha fazla duvara yapışmıştı.

Miran duraksamadan dar delikte git gel yaparken sıcak bir sıvının bacaklarının arasından aktığını hissetmişti Akira. Ancak kendisi vampirdi. Bu onun için hiçbir şeydi.

İkisinin inlemeleri ve hızlı nefesleri birbirine karışırken Miran, Akira’yı belinden tutarak mümkünmüş gibi daha çok kendine çekti.

Sınırına yaklaşan Miran elini Akira’nın aletine atarak onunda kendisiyle gelmesini sağlamıştı. Akira Miran’ın eline, Miran da Akira’nın içine boşaldı böylece.

Miran birkaç dakika sakinleşmek için duraksadı. Halen Akira’nın içindeydi. Sonunda içinden çıkınca Akira’nın deliğinden meniyle karışık kan çıkmıştı.

“Akira deliğin kanıyor.” Diyerek onu uyarmıştı Miran.

Bunu bilen Akira “Bunu hissetmiştim zaten. Şimdi sorumluluk al ve beni odama götür.” Demişti.

Miran gülerken önce kendi üstünü giymiş, daha sonrasında Akira’yı giydirerek onu kucağına aldı.

“Merak etme. Sorumluluk bilincim var.” Diyerek gülmüştü Miran.

Sonrasında Miran onu odasına götürmüş ve orada olan banyoya bırakmıştı.


“Teşekkürler. Şimdi gidebilirsin.” Dedi Akira.

Miran banyodan çıkarken “Bu gece beraber uyuyabilir miyiz?” diye sordu.

Akira düşünürken sonunda “Tamam. Yıkan gel. “ demişti.

Miran kendi odasına çekilip yıkanmıştı. Üstünü de giydikten sonra Akira’nın odasına yola koyuldu.

Kapıyı tık tıklayıp gel komutunu bekledi. İçeriye girmesi için seslenen Akira’yla içeriye girmişti.

Akira’nın üstünde beyaz büyük bir tişört ve sadece ucu gözüken siyah bol bir şort vardı.

Akira yatağa geçerken “Gel hadi.” Dedi.

İkili yatağa yerleşmiş ve öncekinden farklı olarak Akira Miran’ın göğsüne yatmıştı. Miran da onu bir koluyla sarmalarken aralarında geçen tek konuşma birbirlerine iyi geceler dilemek olmuştu.



Blood Of Love | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin