Destur!
Ben geldim nasılsınız?İyi okumalarrr.
***
Şuan evde oturmuş filmimi izleyip atıştırmalıklarımı yiyordum bu gün hafta sonuydu ve şirkete gitmeme gerek yoktu.Telefonuma gelen bildirim ile yerimden doğrulup telefonu aldım.
(0577):Ona güvenme.
Kime.
Siz:Kimsiniz?
(0577):Çok yakında kavuşacağız,sabret.
Siz:Ne saçmalıyorsun,kimsin?
(0577):Filmini izlemeye devam et güzelim.
Bu kişiyi engellediniz.
Bu neydi şimdi?
Tüm zevkim kaçtı,koltuktan kalkıp orta sehpada ki eşyaları mutfağa götürdüm.Geri dönüp televizyonu kapatıp elektirikli süpürgeyi getirdim.Koltukların altına ve üstüne atıp yerlere de süpürge attım, masayı ve televizyonu silip,halıyı topladım parkeleri silip halıyı tekrar serdim.Masayı tekrar yerine koyup mutfağa geçtim bulaşıkları makineye yerleştirip ocağı sildim.Artık yemek yapabilirdim.
***
Sürahiyi de koyduktan masada eksik varmı diye geri çekildim.makarna,hazır tarhana ve mantar kızartmıştım el yapımı tarhana kesinlikle tercihim değildi tatları bir garip oluyordu.dolaptaki salatayı da alıp masaya koydum kapının çalması ile ecem'in geldiğini anladım kapıya yaklaşmadan söylenmeye başladım."Sonunda geldin ecem nerede kaldın?" diyerek kapıyı açtım.Karşımda Meriç'i görmem ile dona kaldım
Süpriiiiz.
Kızılcık şerbeti fatih çık aklımdan.
"Korhan bey?" dedim sorgular bir şekilde.Üstünde siyah bir tshirt üzerinde deri bir ceket altında ise siyah kot pantolon ve siyah spor ayakkabılar ile siyaha bürünmüştü göz altları morarmış,kaşının kenarı patlamış her zaman düzenli uzunlukta olan sakalları biraz daha uzamıştı saçları karışmıştı ama bu haliyle bile oldukça dikkat çekici duruyordu."Geçebilir miyim?" diye sordu birşey demeden kafamı sallayarak kapı açarak geçmesi için yer açtım ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi önüne pembe tüylü terlikleri bırakmam ile anlık duraksasa da birşey demeyerek giyip içeri girdi.
Kapıyı kapatıp salona geçtim salonumda pembe terlikli bir adet meriç gülmeme sebep olsa da yüzündeki yaralar gülmemi engelliyordu.
Koltuğa geçip yanına oturduktan sonra "iyimisiniz?" diye sordum.Bir süre gözlerime baktı oldukça yorgun bakıyordu alnından boncuk boncuk ter akıyordu kaşlarımı çatmam ile kafasının omzuma düşmesi bir oldu.
Boynuma çarpan nefesi ile kaskatı kesildim kesik kesik nefes alıyordu sanki acı çekiyordu iki elimle yüzünü tutup baktım.Hareketim ile inledi vücudunu inceledim ama herhangi bir yara yoktu ceketini yana kaydırmam ile kan görmem bir oldu.Gözlerim irileşti ve omuzlarından tutarak sırtını koltuğa yasladım."Meriç?!" dedikten hemen sonra kendimi düzelttim "Korhan? bu halin ne?" demem ile gülümsedi."Şaşırınca çok tatlı oluyorsun" demesi ile hayretle yüzüne baktım.
Yaralı olan o ben ondan daha tedirginim anasını satayım.
"Hastaneye gitmemiz gerekiyor kalkabilecekmisiniz?" diye sordum."Hayır hastane olmaz polisle uğraşamam şimdi." dedi tam ağzımı açacak iken "hayır dedim alya bırakta huzurla öleyim.
Salak.
Hemen yanından kalkıp mutfağa gittim kettle'a biraz su koyup tuşunu açtım dolaptan tentürdiyot,gazlı bez,pamuk,geniş bir kap,havlu ve bant alıp salona döndüm.Neyseki bıçak yarasıydı kurşun yarası ve ben. Adam ölmese de ben öldürürdüm o zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ
Teen Fiction"Sana sabır gösterdikçe başına buyruk davranıyorsun kim olduğumu,kim olduğunu unutuyorsun." demesi ile korkum arttı yanıma yaklaşarak beni dolap ile arasına aldı "merak etme karıcığım hatırlamanda yardımcı olacağım." Sözlerinin ağırlığını sindiremed...