ne aşk, ne sevgi ne de dostluklar sonsuza dek sürebilirdi. hatta, dostu için her şeyi göze alıp bir sürü kişiyi öldürüp cadılarla iş birliği yapıp onu ölümden getiren biri bile günün sonunda bunların hepsini yapmayı göze alabilecek kadar çok sevdiği dostunu terk edebiliyordu. bu kadar şeyi gözünü bile kırpmadan yaptıysa dahi, vampir olmasına rağmen "sigara içme" bahanesiyle çıkıp geri gelmeyebiliyordu da. bahsi geçen volkan, aynı böyle saçma salak bir şekilde mayıs'ı terk etmişti. o kargaşada kimse durumun saçmalığını fark etmediyse de şimdi, günler sonra, sakin kafayla düşününce gerçekten inanılmaz saçmaydı.
nisan ellerini kavuşturmuş ve dizlerinin arasına sıkıştırmış, dibindeki yatakta uzanan mayıs'ı inceliyordu. derisindeki kalın ipli dikişler yavaşça açılmaya hatta yer yer atmaya başlamıştı. yaraları iyileşiyordu ama çok acı verici şekilde iyileştikleri mayıs'ın geberirmiş gibi şekillenen mimiklerinden anlaşılıyordu. terk edilmeye değer bir çirkinliği vardı ama nisan ona baktığında güzel yüz hatlarını görüyordu, yeni yeni uzamaya başlayan tırnaklarının şekillerine kadar imreniyordu. ona göre mayıs güzeldi. o haliyle bile güzeldi.
koca odada, mayıs'ın yattığı yatak ve nisan'ın oturduğu küçücük sandalye harici çok az eşya vardı. ilk günler birkaç meraklı kurt bakmaya geldiyse de korkunç ötesi tipini gören gördüğüne pişman oluyor ve arkasına bakmadan kaçıyordu. kaan ve metin de mayıs'ı her gördüklerinde "biz ne bok yedik" ile başlayan kavgalarına birbirlerinin sülalesine söverek devam ediyorlardı. bu aralarda ayrıca karan bir kez geldi, bir şeyler söyleyecek oldu ama sonra vazgeçti, kucağındaki urna ile beraber kayıplara karıştı.
"ağustos!" mayıs bağırarak uyandı. her uyanışında farklı bir ay ile sesleniyordu. nisan sessizce, "dört ay öncesi, nisan," diye söylenerek yanındaki kan dolu bardağı mayıs'a uzattı. mayıs bardaktaki kanı kana kana içti. "pardon canım ya, karıştırdım." mayıs'ın bardağı tutan eli bardakla beraber sehpaya düştüğünde nisan dikişleri baştan atmak zorunda kaldı. birkaç gündür sürekli yapması gerektiği için, mecbur dikiş dikmeyi öğrenmişti ama gerçekten iğrenç bir süreçti.
"gelen giden yok mu?" mayıs, volkan'ı soruyor olmalıydı. adını anmaya dili varmasa da merak ettiği her halinden belliydi ve ilk kez sormaya cesaret edebilmişti. nisan tam ağzını açıp birkaç yalan atacakken kapı aralandı. "naber lan gebeş kaplumbağa?" kaan, sadece nisan'ın uyanık olduğunu sanarak sordu. mayıs'ı da uyanık görünce ekledi, "iyi gördüm sizi!" yalan söylemeyi hiç beceremiyordu.
biraz havadan sudan muhabbet etmelerinden sonra kaan asıl mevzuya girdi: mayıs'ın tipi bu kadar çirkin kalır korkusuyla bir şekilde ezra'ya ulaşmış ve yardım istemişti, sonuç olarak dikiş yerlerini yakarak tekrar onarılmasını hızlandırabileceklerini ve birkaç tane daha işkence-vari yöntemi açıkladı ezra'nın önerdiği. mayıs canlı canlı yakılma kısmından sonrasını dinleyemedi. "şu tipine bak, böyle kalmaktan memnunsan ellemeyelim." kaan bir anda yatak başlığının arkasından çıkardığı aynayı mayıs'a doğru tuttu. nisan vampirlerin de ağlayabildiklerini bundan önce bilmiyordu.
"volkan," deyiverdi kaan, "volkan gitti." devamında ne diyeceğini bilmiyordu. bütün olanı biteni açıklayıp gideceğini ummuştu odaya gelirken ancak sandığından zor oluyordu. "geri gelmeyecek gibi." mayıs artık ağlamıyordu. "anladım." dedi sadece. sonra yorganı biraz daha çekti. neredeyse burnuna kadar kapatmıştı. "temmuz sen de çık odadan! biraz yalnız kalmak istiyorum." kaan anlamadı ama nisan hemen üzerine alındı ve beraber çıktılar odadan.
"başka bir kötü haberin daha varsa verseydin de tekrardan geberseydi kız!" nisan sinirle azarladı kaan'ı. "saklasa mıydım?" başkası kaan'a bu şekilde bağırsa çoktan kellesi götüne girmiş olurdu ama nisan istediği gibi bağırabilabiliyordu, kaan buna izin veriyordu. "hayır canım, ama en azından bir ara verseydin de kızcağız sindirseydi birazcık yani!" nisan söylenmeye devam ederken kaan sadece "canım" demiş olmasına takıldı. zamanında biri ona benzeri bir şey söylediğinde tek bir hareketle bütün vücudunu ateşe vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ GÖZLER
Vampireasla ölümlülere güvenme. ne dilediğin hakkında dikkatli ol. ve aksatmadan tuvalete çık. ya da çıkma. en fazla ne olabilir ki? lise üçüncü sınıf öğrencisi nisan, bir gün okulda büyük dışkısını tutmaktan baygınlık geçirir ve camda gördüğü yarasa, insa...