"Yani demek istediğin..İdeal tipin o mu?"
Beni işaret ediyordu,çok şaşırmıştım ve Chen Oppaya döndüm.Gözlerimin içine bakarak gülümsedi ve sunucuya döndü."Evet!İdeal tipim Sae Jin!"
Başımı ani bir hareketle ona çevirdim.Yüzüne yerleştirdiği utangaç gülümsemeyle saçlarını düzeltiyordu.Şaşkın gözlerimi gözlerine diktim. Sen ciddi misin? Sunucuya döndüm. Tek derdinin ortamı biraz kızıştırarak büyük bir skandal yaratmak olduğu yüzünden okunuyordu.
"Ah şu işe bakın!Tam isabet!"
İyice yaklaştı ve elleriyle saçımı düzeltti,iğrenç bir şekilde sırıtırken kulağıma doğru eğildi.
"Bu senin için mükemmel olmalı.Kuşlar bana onun en büyük fanlarından olduğunu söyledi."
Sahte samimiyetin midemi bulandırıyor.Seni öldürmek istiyorum!
Suratımdaki 'halinden çok memnun,kibar ve örnek idol' maskesini kontrol etmekte zorlanıyordum.Kalan son gücümle hafifçe gülümsedim.
"Tabiki!Bu beni çok mutlu etti."
Chen Oppaya döndüm.İlk defa ona karşı böyle sinirli hissediyordum.
Hadi ama bu kadar tatlı gülümsemeni gerektirecek bir neden yok!
En az onunki kadar sevimli olduğuna inandığım yüzümü ona tamamen çevirdim.
"Oppa!Teşekkürler."
Herkes fazlasıyla şaşırmış gözüküyordu.Şaşkınlıklarını belli etmemek için gösterdikleri çabayı fark edebiliyordum.Sunucu konuyu değiştirip bahsetmesi gerekenlere dönünce herkes biraz da olsa rahatlamıştı.
Ben hariç.
Sinirim hala aynıydı ve Chen Oppa'nın yüzüne bile bakamıyordum.Buradan hemen kurtulmak istiyordum.Yaklaşık bir saat daha süren program bittiğinde derin bir nefes aldım ve kulise yöneldim.Dışarıdaki fan çığlıkları ve deklanşör sesleri beynimde yankılanıyordu.Tam kulisin kapısından girerken EXO üyelerininde aynı kulise yönlendirildiklerini gördüm.
Neler oluyor?Burası bizim...?
Menajerlerimiz acele etmemizi söyleyerek herkesin odaya girdiğinden emin olunca kapıyı kapadılar. Tam yanımda duran Sehun Oppaya baktım.Sorgulayıcı bakışlarım karşısında açıklama yapmak zorunda hissetmiş olmalı ki bana döndü.
"Gazeteciler..Röportaj yapmak istiyorlar."
Anladığımı belirtmek adına başımı hafifçe salladım.Sanki bir şeyler yarımdı.Biraz sonra eksik parçayı Chanyeol Oppa tamamladı.
"Sizinle..Sen ve O.."
Başını Chen Oppaya çevirmişti.Herkesin bana baktığını fark ettim.Oysa benim ne yapacağım hakkında en ufak fikrim bile yoktu.Arkamı döndüm ve koltuklardan birine oturarak dizlerimi kendime çektim.Bir süre bu manasız sessizlik devam etti.Her konuda canımı sıkmayı başaran Nana bile fazlasıyla sessizdi.Sessizliği bozan yine, bir kez daha Chen Oppa oldu.
"Ben üzgünüm..."
Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım.Tek kelime edecek halim yoktu.Ama o devam etmek konusunda kararlıydı.
"Ben sadece...Yani öylesine çıktı ağzımdan..."
Şaşkınlıkla karışık minik bir kahkaha attım.Kahkaha sesime karışan Tao Oppa'nın sesini duydum.Başımı ona çevirdiğimde biraz sinirli bir şekilde Chen Oppaya baktığını fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN YOUR EYES
FanfictionSae Jin... Siyahı pembesine karışmış... Gerçeği hayaline dalmış... Arkasında sevdiği bir adam, onun daimi koruyucusu, gerçeği, her şeyi olan... Gözlerinde ise bir hayal... Bir yıldız var uğruna gökyüzüne tırmanacağı... Bu yıldız... Gülüşüyle kalbini...