Onun için artık her şey yarımdır.Ve elde kalan tek tam şey ağlamak olur.Bitene tükenene kadar ağlamak...
Bedenimi saran kollar bana anlamsız bir güven veriyordu.Belkide buna hakkım yoktu...Onu böylesine zor bir durumda bırakmamalıydım.Ama yapamadım kendime engel olamadım.Ben acı içinde ağlarken o hiçbir şey yapmadı.Sadece iyi olmamı bekledi.
Gözlerimi açtığımda hala aynı kolların arasındaydım.Başımı yasladığım adamdan yavaşça kurtuldum.Uyuyordu...
Melek gibi!Benim yüzümden burada uyumak zorunda kalmıştı.Yüzünde yorgunluğun getirdiği lekeler vardı.Ellerimi yavaşça kaldırdım.Ona dokunmak istiyordum.Ellerimle yüzünün arasında çok az bir mesafe kalmıştı.Duraksadım...Ona dokunamazdım.Ellerim havada sadece ona baktım.Gerçekten mükemmel gözüküyordu.Bir anda gülümsedi.Önce rüya gördüğünü düşündüm ama sonra...
"Yüzümü yeterince incelediysen artık uyanabilir miyim?"
Şaşkınlıkla açtığım gözlerimi küçültmeye çalışarak başımı çevirdim.
"Ben...Sana bakmıyordum!"
Sesim fazla telaşlıydı.Aslında gayet açık bir şekilde kekeliyordum.Herşeyi berbat etmiştim.
Suçlu olduğunu bu kadar belli etmek zorunda mısın?Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım ama kolumun üzerindeki el beni aşağıya çekiyordu.Bu kuvvete karşı gelmeyerek tekrar oturdum.Aslında daha çok düşmüştüm...Tam yanına.Gerçekten çok yakındık.Nefeslerimizin sesi birbine karışıyordu.Yüzünü bana çevirdi, hala endişe içinde olan gözleri uykusuzluktan kıpkırmızı olmuştu.Gözlerinin içine iyice baktım onun için endişeleniyordum.İyi olmalıydı... Başımı ona çevirdim,iyi olduğuna emin olmalıydım.Tam ağzımı açacakken oda bana döndü ve ikimizinde ağzından aynı kelimeler döküldü.
"İyi misin?"
Hiçbir tepki vermiyorduk.Aramızda sadece birkaç santim olmasına rağmen gözlerimizin içine bakarak öylece duruyorduk.Bu anı bozmalıydım,yoksa...
İrkilerek başımı öne eğdim.
"Ben çok daha iyiyim.Sende öylesin değil mi?İyi olmalısın..."
Başını sallamakla yetindi.
"Beni düşünmene gerek yok."
Kendini önemsiz hissetmesini istemiyordum.
"Yinede benim yüzümden çok yoruldun.Kim arkadaşı bile olsa hiç durmadan ağlayan birini ister ki?"
Başını aniden çevirdi,kızgın gözüküyordu.
"Haklısın,durmadan ağlayan birini bende istemem.Ama durmadan ağlayan sensen buna katlanmalıyım."
Daha tepkisini anlayamadan ani bir hareketle ayağa kalktı.Başımı kaldırdım ve yüzüne baktım.Biraz önce melek gibi gülümseyen adamın yüzünde şimdi mutsuzluk yada ne olduğunu anlayamadığım bir ifade vardı.
"Çünkü arkadaşlar böyle yaparlar.Karşılıksız yardım!"
Arkasını döndü ve odadan çıktı.Bense ne olduğunu bile anlamamıştım.Sadece arkasından bakmakla yetindim.
Buda neydi?Kafam fazlasıyla karışmıştı.Bu kadar üzülmüşken sağlıklı düşünemiyordum.Anlamsız bakışlarımın ardında garip bir duygu vardı.Kendime geldiğimde hemen ayağa kalktım,arkasından gitmeliydim.Binadan çıktığımda ortada kimse yoktu.Koşarak etrafa baktım ama sonuç yine aynıydı.Bacaklarımdaki gücü tümüyle kaybettiğimde yurda geri dönmeye karar verdim.Kapıdan girer girmez üyelerin endişeli bakışlarıyla karşılandım. Yanıma gelerek nasıl olduğumu sordular.Biri hariç...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN YOUR EYES
Hayran KurguSae Jin... Siyahı pembesine karışmış... Gerçeği hayaline dalmış... Arkasında sevdiği bir adam, onun daimi koruyucusu, gerçeği, her şeyi olan... Gözlerinde ise bir hayal... Bir yıldız var uğruna gökyüzüne tırmanacağı... Bu yıldız... Gülüşüyle kalbini...