Arkasını döndü ve yürümeye başladı. O giderken arkasından bir ses duydum. Bir şey yere düşmüştü. Koltuğun kenarına baktığımda parlayan bir şey gördüm. Bu bir anahtarlıktı. Ön yüzünde Tae-Moo'nun fotoğrafı vardı. Arka yüzünü döndürdüğümde şok geçirdim. Bu fotoğraf... Bu... Ablamın fotoğrafıydı.
Ellerim titremeye başladı. Başımı kaldırdığımda Tae Moo yu gördüm. Ellerimin arasından kayan anahtarlığın çınlama sesi oldu sessizliği bozan. Gözyaşlarım akmaya başladı, sorgulayan gözlerle Tae Moo ya baktım. Elindeki bardakları yanındaki masaya bırakarak bana doğru yürüdü, bir adım kala durdu.
"Ben her şeyi açıklayabilirim..."
Yanıma oturdu, zaten küçücük olan koltukta olabildiğince yakınımdaydı.
"Ben aslında bunu sana söylemeyi hiç düşünmedim. Nasıl yapacağımı da bilmiyorum.
Ben... Ben ablana bir söz verdim. Ne olursa olsun senin yanında olmalı ve seni korumalıyım."
Anlayamıyordum bu adamın ablamla ne gibi bir ilgisi olabilirdi ki..aklımdaki soruların hepsini bir kelimeye döktüm.
"Neden ?"
"Çünkü sen ondan, aşkımdan kalan tek hatırasın ve ben bu hatırayı korumalıyım."
Hâlâ anlam verememiştim.
"Ablamın seni sevdiğini mi söylüyorsun?öyle olsa bana söylerdi?"
"haklısın...söyledi de zaten.Se Ra'nın başına gelenlerden önce..eğer o..gitmeseydi bir gün sonra buluşacaktık."
Düşünmeye başladım. O günü... Her şey gözümün önünde canlandı.
O gece eve yürürken ablamla sohbet ediyorduk, çok mutluydu.
"Unni, neden bu kadar mutlusun?"
Ablamın gülüşü muhteşemdir. Öyle ki sıcacık gülüşüyle tüm erkekleri baştan çıkarabilir. O güldüğünde kalbimde rengârenk çiçekler açardı. Bu yüzden onu mutlu etmek için her şeyi yapardım. Yanımda olsa o gülsün diye her saniye mutsuz olmaya hazırım. O benim için sadece abla değildi.12 yaşımda anne ve babamızı kaybettiğimizden beri hem anne hem babaydı benim için.2 yıl önce, o lanet gecede sadece ablamı değil anne ve babamı da kaybettim ben. O benim için her şeyi yaptı. Daha hayatının baharında okulunu bıraktı ve çalışmaya başladı. Çünkü bakması gereken bir kardeşi vardı. Ona hep yük oldum, o söylemese de bunu biliyordum. Ona hep minnettar kaldım. Kendi paramı kazanıp zengin olduğum da ona bakacağıma, bir daha hiç çalışmayacağına dair söz verdim. Ama o gitti... Onun için zahmet çekmeyeyim diye terk etti beni. O gitmese ben ömrümün hepsini çalışarak geçirmeye razıydım...
Bana dönerek cevap verdi.
"Sae Jin-ah sanırım aşık oldum"
"Unni, ciddi misin? Onunla hemen tanışmalıyım !"
Kahkaha atarak gülümsedi.
"Tabiki, yarın sizi tanıştıracağım"
Çok heyecanlanmıştım.Ablamın sevgisine kim layık olabilmiş hemen öğrenmek istiyordum. Şimdiyse tam yanımda bana bakıyordu...
Unutmak çok uzun sürer ama hatırlamak birkaç saniyenizi bile almaz. Küçük bir eşya bile unutmak istediğiniz şeyi hatırlatmaya yeter. Aslında ben geçmişe dönerek sadece anılarımı hatırlamadım. İçimde, en derinde henüz kabuk tutmamış bir yarayı tekrar kanattım
Hani çığlık atarsınız da kimse duymaz ya aslında öyle yalnızdım ben.
Tae Mooya baktım, endişeli gözlerine... Ona her zaman yaptığım gibi gülümseyerek
"ben iyiyim"
demek isterdim, ama yapamadım. O an yapabileceğim tek şeyi yaptım; ağladım... Hıçkırıklarımda boğularak ağladım... Hayatımdaki en önemli insanin kalbini kazanan kişinin omuzlarında...
Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Tae Moo'nun göğsünde uyuyakalmıştım. Telefonuma baktım, kapalıydı.
Şarjı bitmiş olmalı.
Yavaşça doğruldum. Yavaşça dediysem baya deprem etkisi yarattım diyebiliriz. Tae Mooyu uyandırmıştım. Gözlerini ovuşturarak bana baktı. Cidden çok şeker gözüküyordu. Suçlu bir yüz ifadesiyle konuştum.
"üzgünüm seni uyandırdım... Aslında sadece bunun için değil sana her an yük olduğum ve olacağım içinde çok üzgünüm"
Ellerini saçlarında dolaştırdı ve gülümsedi
"sorun değil, dün gecede söyledim. Senin için her şeyi yapabilirim, sözümü tutmalıyım. Bu yüzden kendini suçlu hissetme."
Her şeyi mi? gerçekten mi?
Bu düşünceyle bende gülümsedim.
"saat kaç bakabilir misin? Benim şarjım bitmiş"
Kafasıyla onayladı ve cebinden telefonunu çıkardı.
"7"
Koltuktan fırlayarak ayağa kalktım
"ne?8 de şirkette olmalıyım"
"olmalıyız"
"ah, haklısın ama geç kaldık."
Hemen aşağıya indik, yanımda kıyafetim yoktu aynı kıyafetlerle gitmek zorundaydım. Tae Moo elinde bir şort ve T-shirt le geldi.
"bunları giyinebilirsin, ablanındı"
Kıyafetleri elime aldığımda gözlerim doldu ama buna vaktim yoktu. Geceden kalma akmış makyajımı temizleyip tazeledim, saçlarımı topuz yaptım artık gitmeye hazırdım.O da aynı şekilde hazır olduğunda evden çıktık. Tae Moo'nun arabası olduğu için otobüs beklemek zorunda değildik. Şirkete giderken hiç konuşmadık.Geldiğimizde hemen arabadan fırladım ve koşmaya başladım, herkesten sonra içeriye girmekten nefret ediyordum. Tae Moo da aynı şekilde arkamdan koşarak geldi. Kapıya vardığımızda nefes nefeseydik. Gerçekten komik gözüküyordu. Birbirimize bakarak kahkaha attık. Sakinleşince kapının kolunu yavaşça indirdim ve ürkek adımlarla ilk adımı attım.
Tam tahmin ettiğim gibi herkes çoktan gelmiş, başlarında o cadı kadın bize bakıyorlardı.
Hadi ama bakılacak bir şey yok!
İkimizde yan yana durarak selam verdik. Kadın sinirli gözlerle kolundaki saate vurarak bize baktı.
"geç kaldınız tam 2 dakika. Sizi bu kadar mutlu eden ne bilmek isterdim, kahkahalarınız çok neşeliydi?"
Gerçekten her şeyi duydun mu? Kulakların çok iyi olmalı -.-
Utancın getirdiği etkiyle başlarımızı öne eğdik.
"neyse, bir kez daha olmasın şimdi geçip oturun. Söylemem gereken şeyler var."
Kızlar ve erkekler karşılıklı olarak sıralanmıştı. İkimiz bir yana ayrılarak oturduk. Cadı devam etti.
"Bugünün en önemli konusunu en başta söylemek istiyorum. Bugünden itibaren hepiniz aynı yurtta kalacaksınız. Yani kızlar için bir yurt erkeler için bir yurt aklınızdan başka şeyler geçirmeyin sakın! Neyse konumuza dönelim en geç bir hafta sonra hazırlıklarınızı tamamlamış olun yurtlarınız çoktan hazırlandı"
Hepimiz birbirimize şaşkın şaşkın baktık.
Yurt mu? Neden evimden ayrılmak zorundayım? Neredeyse hiç tanımadığım bu kızlarla aynı evde yaşayamam!
Merhaba! Bu bölümü nasıl buldunuz? Umarım sevmişsinizdir. Bu bölümde de olaylara tam olarak giremedim. Buraya kadar olan kısmı başlangıç olarak düşünün, gelecek bölümlerde EXO ve eğlence sizleri bekliyor. Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen onlar benim için çok önemli.Yorumlarınız ve voteleriniz için şimdiden çok teşekkür ederim :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN YOUR EYES
FanfictionSae Jin... Siyahı pembesine karışmış... Gerçeği hayaline dalmış... Arkasında sevdiği bir adam, onun daimi koruyucusu, gerçeği, her şeyi olan... Gözlerinde ise bir hayal... Bir yıldız var uğruna gökyüzüne tırmanacağı... Bu yıldız... Gülüşüyle kalbini...