9. Bölüm

517 80 49
                                    

O an tam tepemde bir yüz gördüm. Yüzü güneşle birlikte parıldıyordu. Kim olduğunu daha iyi anlamak için gözlerimi kıstım, kim olduğunu anladığımda biraz önce küçücük olan gözlerim şimdi kocamandı.

Bu...Chen Oppa!

"İyi misin?"

Şaşkınlıktan ağzımı bir miktar açmıştım. Hayatımın en rezil anını idolümün önünde yaşıyordum. Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu ama bu olaydan en az zarar alarak kurtulmalıydım. Gülümseyerek cevap verdim.

"Evet.. Evet iyiyim"

Rahatlamış gibi gözüküyordu. Nazikçe elini uzattı. Aslında kendim de kalkabilirdim ama bu fırsatı kaçıramazdım.

İstersen kucağına da alabilirsin. Benim için hiç sorun değil. Sonuçta düştüm ve incinmiş olabilirim.

Bu sözleri söylemeyi o kadar istedim ki... Ama sakin olmalıydım. Elimi uzattım ve beni kendine yaklaştırarak çekmesine izin verdim. Şimdi gülüşü daha yakındı. Bir süre böyle kaldıktan sonra her yere dağılmış eşyalarıma baktı.

"Bu enkaz senin mi ?"

Çok utanmıştım, başımı öne eğerek gülümsedim.

"Evet..."

"Sana yardım edeyim"

Eğildi ve etrafa saçılmış küçük çantaları toplamaya başladı. Bende ona yardım etmek için eğildim, kısa sürede her şey toplanmıştı. Ayakkabılarım giyilmez durumda olduğu için çantadan yeni ayakkabılar alarak giyindim. Chen Oppaysa küçük çantaları tekrar büyüklerin üzerine yerleştirerek yolun karşında ki bankı gösterdi.

"Biraz orada oturalım mı?"

Bu teklifle resmen gözlerim parladı, yemek saatini bekleyen aç kurtlar gibiydim.

"Tabi olur!"

Sesim yine fazla heyecanlı çıkmıştı. Ne kadar rahat olmaya çalışsam da onun yanında rahat hissedemiyorum. Onun bundan rahatsız olduğunun farkındaydım. Kısa süreli sessizlikten sonra çantaları sürükleyeme başlayarak ilk adımı attı. Banka ulaştığımız da çantaları bırakıp oturduk. Aslında sormak istediğim bir sürü soru vardı ama önce onun başlamasını bekledim.

"Yurt için mi geldin?"

"Evet. Sen...???"

Sorgulayan gözlerle yüzüne baktım.

Burada ne işin var?

"Sabah sporuna çıkmıştım"

Artık kendimi tutamazdım. Her dakika şaşırıp şaşkınlığımı içiminde tutmaktan yorulmuş olmalıyım, heyecanla haykırdım.

"Ne? Yani siz burada mı yaşıyorsunuz??"

Sağ eliyle saçlarını düzelterek yavaşça gülümsedi. Bense yüzüne bakıyordum.

Bu kadar karizmatik bir hareketle bile nasıl bu kadar şapşal görünebilirsin?

Bu düşünceyle bende gülümsedim. Aslında fazlasıyla utanmıştım ama artık umursamıyordum. İçimdeki fangirlü daha fazla gizleyemezdim. Öne eğdiği başını kaldırarak cevap verdi.

"Evet. Tüm SM grupları burada yaşar.SM City de diyebilirsin."

O an ayağa kalkıp zıplamak istedim. Bağırarak zıplamak ve sonra da sevinçten ağlamak. Resmen artık EXO'nun komşusuydum. Böylesini rüyamda bile görmemiştim ama şimdi gerçekti. Kocaman sırıtarak ileride yaşayacaklarımızı düşünüyordum. Hayallerime dalmışken yabancı bir sesle irkildim.

IN YOUR EYES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin