3.Bölüm

784 117 58
                                    

Chen ona bir nefes kadar yakındı... Ve sanki biri kendi ismini söylüyordu. Gözlerini kapıya yönelttiğinde şaşkın gözlerle bakan Tae Joon'u gördü. Sevdiği adamın karşısında yıldızının kollarındaydı...

~~~~~~~~~~~~~~

Sae Jin Chen'in kollarından kurtulup Tae Joon'a baktı.

"Oppa,sen...Senin burada ne işin var ??"

Tae Joon'un şaşkınlığına kızgınlık eklendi.

"Ah, özür dilerim sizi rahatsız ettim sanırım. Şimdi neden gelmemi istemediğini anladım"

Sae Jin sevdiği adamdan duyduğu bu sözlerle kalbine bir bıçak saplanmış gibi hissetti. O bütün hayatını bu adamı severek geçirmişken... Şimdi onun kendisinden şüphelendiğini görmek...

Yüreği paramparça bir halde donakaldı. Tae Joon öfkeyle Sae Jin'in kolundan kavrayarak onu çekmeye başladı.

"Konuşmamız gerek"

Şirketin çatı katına çıktıklarında Sae Jin durdu. Acıyan kolunu kurtarmaya çalışarak acı içinde Tae Joon'un yüzüne baktı. Tae Joon sakinleşerek ellerini yavaşça gevşetti ve sevdiği kadının yüzüne pişmanlıkla baktı.

"Özür dilerim. Ben... Ben sadece sizi öyle görünce ne yapacağımı şaşırdım. Ama olay göründüğü gibi değil. Sana inanıyorum. Böyle bir şey yapmayacağına eminim... Yanlış anlaşılmaydı değil mi ?"

Sae Jin kalbindeki acının hafiflediğini, yerini sevgiye bıraktığını hissedebiliyordu. Dökülen gözyaşlarının arasından sevgi dolu bir bakışla gülümsedi ve başını hafifçe salladı. Tae Joon ona sıkıca sarıldı ve kokusunu içine çekti.

"Bu... Benim için çok zor, onu sevdiğini biliyorum ve bazen bu düşünceye katlanamıyorum ileride, yani zamanla duygularının değişmesinden korkuyorum.

Lütfen onu benden daha çok sevme..."

Sae Jin gözyaşlarına hâkim olmayı bıraktı ve sevgilisinin omzuna başını koydu.

"Ben ona hayranım, o benim yıldızım. Onu seviyorum ama sana aşığım... Bu yüzden beni bir daha yanlış anlama "

Tae Joon yavaşça kollarını gevşeterek Sae Jin'in omuzlarına koydu. Bir eliyle gözyaşlarını silerken gülümsedi.

"Yorulmuş olmalısın seni eve bırakıyım "

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Chen yaşadığı olayın şokuyla kendini koltuğa attı ve derin bir nefes aldı.

O kıza kalmasının sorun olmayacağını söylememeliydim.

Biraz sonra koltukta duran telefonu fark etti. Bu Sae Jin'in telefonuydu sevgilisi tarafından sürüklenirken burada unutmuştu. Eline aldı ve ekranı açtı. Duvar kağıdında SeTae çiftinin fotoğrafları vardı.

Gerçekten yakışıyorlar...

Garip bir şekilde telefondaki diğer şeyleri merak etti ama tuş kilidi konmuştu. Kilidin ne olduğu hakkında ufak bir fikri bile yoktu. Sonra Sae Jin'in biasinın kendisi olduğunu hatırladı, belki kendi hakkında bir şey olabilirdi. Bir kaç denemeden sonra tam vazgeçecekken doğum tarihini denemeye karar verdi ve kilidi açmayı başardı. Duvar kağıdı Chendi. Kilidin ve duvar kağıdının şokuyla duraksadı..

Beni gerçekten çok seviyor olmalı

Bu düşünce garip bir şekilde hoşuna gitmişti. Daha fazla karıştırmaması gerektiğini düşünerek sırt çantasına koydu, böylece onu tekrar gördüğünde verebilirdi.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sae Jin uyandığında çoktan öğle olmuştu. Bugün tüm stajyerler bir araya gelerek yeteneklerini sergileyecekleri gündü ve geç kalması imkânsızdı. Hemen hazırlandı ve evden çıktı. Otobüse bindiğin de telefonun olmadığını farketti, pratik odasında kalmış olmalıydı.

Acaba Chen aldı mı? Ya içindekileri gördüyse? Ah bu imkansız tuş kilidi koymuştum

Bu düşüncelerle birazda olsa rahatladı, yanında oturan kadından telefonunu rica ederek kendi numarasını tuşladı. Telofona Chen cevap verdi.

"Alo... Şey ben Sae Jin, sabah tanışmıştık telefonumu buldun sanırım.Onu senden alabilir miyim? "

"Ah evet telefonun koltuğun üzerindeydi bende kaybolmasın diye yanıma aldım. Şuan şirketin çatı katındayız. Gelebilir misin?"

"Bende şirkete geliyordum zaten, orada görüşürüz "

Telefonu sahibine uzatarak teşekkür etti. Otobüs durağıyla şirketin arası 5 dakikalık yürüme mesafesindeydi ama Sae Jin'in yürümek için vakti yoktu koşmaya başladı, şirkete geldiğinde gelmek bilmeyen asansörle vakit kaybetmek yerine merdivenlerin kullandı.

Çatı katına ulaştığında durdu ve gözlerine inanamadı. Soluk soluğa kalmıştı ve kalbinin sıkıştığını hissedebiliyordu.

Sanki bildiği tüm kelimeleri unutmuş gibiydi, kalbini ele geçiren bu tarifsiz duygunun ve heyecanının geçmesini, tekrar normale dönmeyi bekledi...

IN YOUR EYES Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin